- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Daha Ne Zamana Kadar Öğretmenler Hafife Alınıp Öğrenciler Görmezden Gelinecek?!
Haber:
İşgal edilmiş Batı Şeria’daki devlet okullarındaki öğretmenler, haklarını talep etmek için üst üste dokuzuncu haftadır açık grevine devam ederken, hükümetten veya Milli Eğitim Bakanlığından krizi çözmek için herhangi bir işaret gelmedi. Hükümetin uzlaşmazlığı ve asgari taleplerini karşılamayı reddetmesi nedeniyle tüm girişimler başarısız oldu.
Yorum:
Filistin Yönetimi bölgelerindeki eğitimin durumu, kuruluşundan bu yana sürekli kötüye gidiyor. Zira müfredatlar donör ülkelerin diktelerine göre değiştirildiğinden dolayı değişim ve modern yöntemler bahanesiyle eğitim temellerinden boşaltılıp dinimizden ve hükümlerinden uzak Batılı kavramlarla doldurulmuş, eğitim faaliyetlerin çoğu fesada katkı sağlayan ve eğitimin gerçek özünden uzaklaştıran faaliyetler haline gelmiştir. Yani şeriatın hükümleri pahasına laikleşmeye ve Batılı fikir ve kavramları benimsemeye çalışmışlardır.
Korona pandemisinin öğretime ve uzun bir süre okullarından, kitaplarından ve öğretmenlerinden mahrum kalan öğrencilere yönelik yansımalarını unutmuyoruz. İşte bu, öğretimi, ahlakı, eğitimi ve değerleri olumsuz etkilemiştir.
Bir eğitimci ve rol model olarak öğretmenin rolü güdükleştirilerek bu cahilce prosedürlerinden en büyük payını almıştır; çünkü öğrencinin isyan etmesi lehine birçok karar çıkardılar ve sözde Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye göre öğretmenin statüsünü, etkisini ve disiplin etme yeteneğini azalttılar. Aynı şekilde tabii temel ihtiyaçlarını karşılayamasın diye de öğretmenin maaşı en düşük iş maaşı skalasına göre belirlendi; bu da öğretmenin öğrencileri ve toplum nazarındaki duruşunu etkiledi. Aynı şekilde bu, birçok gencin öğretmenlik mesleğine karşı isteksiz olmasına yol açmıştır.
Öğretmenler, sonuncusu geçen yıl olmak üzere yaşam koşullarını iyileştirmek için birçok grev ve protestoya katıldılar ve hükümetin yaşam koşullarını iyileştirmek için kendilerine verdiği sözlere dayalı olarak geri döndüler ancak hiçbir sonuç alınamadı;bu da öğretmenlerin hükümete, onun vaatlerine ve kağıt üzerindeki anlaşmalarına olan inançlarını kaybetmelerine neden oldu. Bu da onları, hükümetin cezai tedbirlerini, tehditlerini ve asılsız vaatlerini hiçe sayarak yeniden ve bu sefer daha güçlü bir şekilde grev yapmaya sevk etti. Otorite ise güvenliği, medyası ve idari kurumlarıyla var gücüyle direniyor
Tüm bunların sonucunda kalkınmak isteyen -ki eğitim bu kalkınmanın mihenk taşıdır- herhangi bir ülkede en önemli sektörün trajik ve kötüleşen durumunu gördüğümüz gibi öğretmenin statüsünün ve rolünün kötüleştiğini görüyoruz ve okullara ve eğitime geri dönmek istemeyen, sahada cahilliğin planlarını gerçekleştiren ve artık geriye doğru giden öğrenciler görüyoruz.
Otoritenin, bu sektöre cömertçe harcama yapmak yerine öğretmenleri zor duruma soktuğunu ama otoritenin büyüklerine, onların ailelerine, gezilerine, seyahatlerine ve güvenlik koordinasyonu gerekçesiyle Yahudi varlığına sımsıkı tutunan ve ona yardım eden güvenlik birimlerine ise bol bol akıttığını görüyoruz.
Otoritenin tüm polemikleri, çocuklarımıza ve onların geleceğine yönelik hain planları ve öğretmen haklarını manipüle etmesi karşısında herkes harekete geçmeli, güçlü ve kararlı bir duruş sergilemelidir. Zira bu otorite, maddi sıkıntıyı bahane eden, gerek kendi adamlarının gerekse gaspçı varlık yerine sadece insanlara zarar veren güvenlik kollarının çıkarı için her yerden ve her yönden yağma yapan gözetimsiz bir vergi otoritesidir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müslime Şâmî (Ummu Suheyb)