- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Macron’un Açıklamaları ve Amerikan Bağımlılığından Kurtulma Girişimi!
Haber:
Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Les Echos Gazetesi’ne verdiği röportajda dikkat çekici açıklamalarda bulundu ve belki de bu röportajda geçenlerden en önemlisi aşağıdaki noktalarda özetlenebilir:
1- Avrupa, ABD Dolarına olan bağımlılığını azaltmaya başlamalıdır.
2- Avrupa’nın Amerika’ya olan bağımlılığı durdurulmalı ve kıtanın stratejik bağımsızlığı sağlanmalıdır.
3- Avrupa'nın Amerikan silahlarına ve enerji kaynaklarına olan bağımlılığını azaltması gerekir.
4- Tayvan krizi konusunda Pekin ve Washington arasında bir çatışmaya girmekten kaçınmalıdır.
Yorum:
Bu açıklamalar, Macron'un Çin'e yaptığı ziyaretin ardından geldi ve orada şöyle dedi: “Avrupa, Tayvan’daki çatışmaya karışmamalı ve Washington ve Pekin’den bağımsız üçüncü bir kutup haline gelmeli.” Dolayısıyla Macron, Tayvan konusunda Amerika’nın pozisyonundan farklı bir pozisyon sergiledi ve Çin Devlet Başkanı, Fransa’nın Amerika’nın pozisyonundan bağımsız olan bu pozisyonunu memnuniyetle karşıladı.
Fransa’nın bu açıklamalarına karşı en belirgin Batılı tepkilere gelince; bunların en önemlisi Macron’un bu açıklamalarını görmezden gelen ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Kirby’nin şu açıklaması oldu: “Fransa ile olan mükemmel ikili ilişkilerimiz noktasında rahatız ve kendimize güveniyoruz.” Ayrıca Senato Dış İlişkiler Komitesi üyesi ABD’li Senatör Marco Rubio şunları söyledi: “ABD, diğer Avrupalılara Fransa Cumhurbaşkanı’nın yanında olup olmadıklarını sormalıdır.” Ve şöyle ekledi: “Macron kendi adına mı konuşuyor yoksa Avrupa adına mı konuşuyor?” Hudson Enstitüsü araştırmacısı Richard Weitz, bu soruyu şu sözlerle yanıtladı: “Macron, Avrupa adına değil, aksine Fransız politikasını temsil eden pozisyon hakkında bile Macron adına konuşmuştur.”
Avrupa’nın Amerika’dan stratejik bağımsızlığına yönelik yaklaşımını genel olarak destekleyen Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel tarafından yapılan kısır bir açıklama dışında Macron’un bu açıklamalarına, ilgili Avrupalılar kulaklarını tıkamışlardır. Bu arada önde gelen Avrupalı politikacıların çoğu, bu konuda yorum yapma noktasında sessiz kalırlarken Federal Meclis’teki bir Alman milletvekili ve Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) dış politika uzmanı Norbert Röttgen de dahil olmak üzere diğerleri ise ona saldırarak şunları söyledi: “Macron Avrupa’da kendini tecrit ediyor, Avrupa Birliği'ni zayıflatıyor ve Avrupa Komisyonu Başkanı’nın Pekin’de söyledikleriyle çelişiyor.”
Bu tür açıklamalar Fransız liderler için yeni değildir; çünkü De Gaulle’den Macron’a kadar birçok Fransız Cumhurbaşkanı, gerek Fransa’nın Amerikan politikalarından bağımsızlığını vurgulamaya çalıştıkları gerekse Amerika’dan farklı bir Avrupa stratejisi oluşturmaya çalıştıkları ateşli açıklamalar yapmışlardır; ancak tüm bu açıklamalar teoride kalmış, sahada (vakıa zemininde) uygulanamamış, siyasi eylemlerden daha çok temennilere daha yakın olmuştur; belki de bunun nedeni, Fransa’nın uluslararası zayıflığından ve Avrupalıları, Amerikan ittifakından ayrılıkçı eğilimlere çekememesinden kaynaklanmaktadır.
Ancak özelde Fransa’nın, genelde Avrupa’nın Amerika’dan bağımsızlığı konusundaki sorunu şu iki meselede yatmaktadır:
Birincisi: Avrupa’nın, nefeslerini kesen Amerika’nın liderliği altında bir bütün olarak NATO’ya dahil edilmesi.
İkincisi: Avrupa’nın kendi aralarında siyasi olarak birleşememesi, politikaları değişken ve güçleri farklı olan ülkeler olarak kalmaya devam etmesi ve onların çoğunun büyük Amerikan etkisi altında kalmaları.
İşte bu iki mesele, Avrupa’yı uluslararası siyasette Amerika’ya bağımlı bir hale getirmiştir; öyle ki, Macron’un ümit ettiği gibi hiçbir zaman bağımsız ya da üçüncü bir uluslararası kutup olamamıştır. Dolayısıyla uluslararası arenada Rusya ya da Çin gibi olmayı başaramadığı gibi uluslararası alanda Amerika’ya bağlı kalmıştır.
Dolayısıyla Macron'un açıklamaları, diğer Fransız ve Avrupalı liderlerin açıklamaları gibi, siyasi eylem veya siyasi kararlar düzeyine çıkmayıp sadece siyasi temenniler olarak kalmaktadır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Hutvânî