- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Avrupa Hala Rolünün Amerika’nın Arkasında Yürümek Olduğunu Düşünüyor!
Haber:
Bloomberg’ın edindiği kaynaklara göre: Avrupa Birliği, Ukrayna’ya 50 milyar Avro değerinde mali yardım sağlamaya hazırlanıyor. (Ajanslar)
Yorum:
Son dönemde Avrupa’nın göbeğinde tırmanan Sırbistan-Kosova krizinden sonra Avrupa Birliği’nden ciddi ve kararlı bir duruş bekliyorduk, eğer Rusya oradaki krizi ateşlemeyi başarsaydı, bütün Avrupa gerçek bir cehenneme dönüşürdü. Dahası Avrupalıların krizi kontrol altına almak için yaptığı her şey, Amerika’nın emri, örtbas etmesi ve müdahalesiyle yapıldı.
Ancak somut sahne şu ki, Avrupa’nın hala rolünün Amerika’nın arkasında yürümek olduğunu düşünmesidir; yani tıpkı Ukrayna’nın Amerika’nın arkasında yürümesi ve Amerika’nın da onu yıkıma götürmesi gibi.
Bu haber sayesinde Avrupa’nın görüşünün veya yapabileceği tek şeyin, Ukrayna’nın Rusları topraklarından kovmak için başlattığı karşı saldırının başarısızlık belirtileriyle birlikte Ukrayna çok uzakta olmasa da yani Juha’nın (komşunun evi benim evim değildir) teorisine göre Rusya’ya karşı Ukrayna’yı desteklemek olduğunu okuyoruz.
Ancak özellikle Amerika Rus-Ukrayna savaşını bitirmek için acele etmiyor, yani zamanın uzunluğu Rusya’ya bir dahaki seferde başarı için bir umut veriyorsa, bununla birlikte bu tür eylemlerle Avrupa’ya Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek ve onu kışkırtmayı bırakmak amacıyla çalışması için açık bir mesaj da gönderiyorsa, o zaman Avrupa için Rusya’nın evini ateşe vermeyi başaramayacağının garantisi nedir?
Sonuç olarak Avrupa, Amerika’nın arkasında yürüdüğünü teyit etmekte, geleceğini ve güvenliğini onun eline bağlamakta, böylece her düzeyde onun emirlerine boyun eğer bir hale gelmekte ve bu da Amerika’nın konumunu güçlendirdiği gibi küresel konumunu da pekiştirmektedir.
Kayda değerdir ki parlak bir gelecek arzulayan ülkeler, çıkarlarını güvence altına alan ve uluslararası politikayı belirleyen olmayı değil de onun elindeki bir araç olmayı kabul eden ülkeler değil dünyanın birinci ülkesiyle rekabet eden ülkelerdir.
Tüm milletlerin ve halkların yaşadığı gerilimler, krizler, savaşlar, cinayetler, yerinden edilmeler, yıkımlar, yoksulluk ve kayıplar, Allah’ın insanları yarattığı fıtrata aykırı olan bu yozlaşmış kapitalizmin ürünü ve meyvesidir; dolayısıyla insanlık bu selim fıtrata, sadece kainatı, insanı ve hayatı yaratanın razı olduğu kanunların uygulandığı Hilafet Devleti’nin gölgesinde dönecektir.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكاً“Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim vardır.” [Tâhâ 124]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed El-Tamizi