Haber-Yorum

Gıda Yardımlarını Kimin Alacağına Batı Karar Verince, Tigray’daki Müslümanlar Açlıktan Ölüyorlar

Haber:

18 Ağustos 2023’te BBC, bir yetkilinin söylediğine göre gıda yardımının hırsızlık nedeniyle askıya alınmasından bu yana kuzey Etiyopya’nın Tigray bölgesinde en az 1.400 kişinin açlıktan öldüğünü bildirdi. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı, yaklaşık dört ay önce Tigray’e gıda yardımlarını durdurmuştu. Yetkili BBC’ye, Tigray yetkilileri tarafından yapılan daha sonraki bir soruşturmada hırsızlığa yaklaşık 500 kişinin karıştığının ortaya çıktığını söyledi.

Yorum:

Etiyopya’nın toplumsal ve siyasi açıdan tamamen çökmesi, korkunç bir kaosa ve idari ihmale yol açmıştır. Sonuç olarak milyonlarca insan, şu anda binlerce kişinin ölümüne yol açan bir şiddet ve yiyecek kıtlığı döngüsünün içinde sıkışıp kalmış durumdalar.

Batılı güçlerin savaş ve sömürüsü, kıt kaynakların yağmalandığı ve ihtiyaç sahiplerine verilmediği bölgede yolsuzluk ve suç faaliyetlerinin egemen güçler tarafından gerçekleştiği anlamına gelmektedir.

Beytü’l Mâl’in veya kaynakların muhtaçlar için toplandığı doğru İslami yapı, muhtaçlar için gerekli olan yardımların dağıtılması için İslami ekonomik sistemin belirlemiş olduğu metottur.

Buraya erişim çok kısıtlıdır ve halifenin kamu kaynaklarının herhangi bir kısmına dokunan herkesi cezalandırdığı ve kimsenin bunu yapmaya hakkı olmadığı yönünde rivayetler vardır.

Halife Ömer İbn Abdülaziz, Beytül Mal’daki kamu malları hakkında çok endişe duyuyordu ve malları tebaaya dağıtıyordu. Göstermiş olduğu çabalar arasında fakir ve muhtaçlarla ilgilenmek de vardı ve sürekli sorunları çözmek için uğraşıyordu. Örneğin Mısır’dan Fertune es-Sevde isminde bir bayan, evinin duvarının alçak olmasından dolayı kötü insanların saldırılarına maruz kaldığını ve tavuklarının çalındığını şikâyet ettiği bir mektup yazdı. Bunun üzerine Halife Ömer İbn Abdulaziz hemen kadının mektubuna bir cevap verdi ve Mısır valisi Eyyub İbn Şurahbil’e, Fertune es-Sevde’nin evinin duvarını yükseltmesi için bir mektup yazdı.

Rivayet edildiğine göre Beytu’l Mâl’de para o kadar çok birikti ki Kufe valise Halife’ye bu hususla ilgili bir mektup yazdı. Bunun üzerine Halife şu cevabı verdi: “Bana Betu’l Mâl’deki paraların bol olduğu haberini vermişsin. Paraları, savaş ekibinin kötü amaçlar için kullanmadıkları borçları için veya evlenmek isteyen ancak mehir parasını bulamayan kişiler için kullanabilirsin. Vesselamu Aleykum.”

Şayet topraklarımızda İslam’ın olduğu her yerde ve her zaman sömürgecilik hastalığını ortadan kaldıracak olan böyle asil liderler olmuş olsaydı, ümmetin evlatları temel gıda ihtiyaçlarından dolayı ölmeyeceği gibi devletin tebaasının hayatında da herhangi bir güven eksikliği söz konusu olmayacaktı. إِنَّمَا الصَّدَقَاتُ لِلْفُقَرَاءِ وَالْمَسَاكِينِ وَالْعَامِلِينَ عَلَيْهَا وَالْمُؤَلَّفَةِ قُلُوبُهُمْ وَفِي الرِّقَابِ وَالْغَارِمِينَ وَفِي سَبِيلِ اللهِ وَابْنِ السَّبِيلِ فَرِيضَةً مِنَ اللهِ وَاللهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ “Sadakalar (zekâtlar) Allah’tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düşkünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (İslâm’a) ısındırılacak olanlara, (hürriyetlerini satın almaya çalışan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olana, yolda kalanlara mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir.” [Tevbe 60]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

İmrana Muhammed