Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Hizb-ut Tahrir ve Hilafet Korkusu, Nerede Olurlarsa Olsunlar Peşlerini Bırakmıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Hizb-ut Tahrir ve Hilafet Korkusu, Nerede Olurlarsa Olsunlar Peşlerini Bırakmıyor!

Haber:

Walter Laqueur adlı Yahudi bir yazarın yazdığı “Putinizm: Rusya ve Batı ile Olan Geleceği” başlıklı kitap, Dr. Favaz Zarour tarafından tercüme edilmiş ve 2016 yılında Beyrut - Daru’l Kitap el-Arabi tarafından basılmıştır.

Kitabın 124-125, 129, 197. sayfalarında üç kez Hizb-ut Tahrir ve Hilafetten söz ederek onu radikal gruplar kefesine yerleştirmiş ve aşırıcı olarak nitelendirmiştir. Bunların son kısmında şöyle demiştir: “Orta Asya’daki en aktif aşırıcı hareketi Hizb-ut Tahrir temsil etmektedir; zira o, kapsamlı bir İslam Devleti (Hilafet) kurmayı amaçlayan 1950'lerde Kudüs’te kurulmuş olan İslami bir siyasi örgüttür. Şu anda bu hareket, Arap dünyasındaki ülkeler de dahil olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerde yasaklanmıştır. Ancak bu hareketin Kırgızistan gibi bazı Orta Asya ülkelerinde var olma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor.”

Yorum:

Büyük ülkeler, geçen yüzyılın başlarında Hilafet Devleti’nin yıkılmasından bu yana onun bir daha geri dönmemesine hırs göstermişlerdir; bu yüzden Müslüman ülkeleri parçalamışlar, buraları kendilerine tabi olan zayıf varlıklar haline getirmişler ve başlarına da kendileri için çalışan adam kılıklı yöneticileri dikmişlerdir; bunu da Müslüman ülkelerin tek bir ülke ve Müslümanların da diğer insanlar dışında tek bir ümmet olarak geri dönmesini engellemek, Hilafet ve onun bir daha geri dönmesi fikrini Müslümanların zihinlerinden uzaklaştırıp onun geçmişten bir parça ve geri dönmesi imkansız olduğuna dair fikri yerleştirmek için yapmışlardır.

Hizb-ut Tahrir, 1950’lerde Şeyh Takiyyuddîn en-Nebhani Rahimehullah tarafından kurulmasından bu yana Hilafet fikrini benimsemiş ve İslam ümmeti içinde onu yeniden tesis etmek için çalışmaktadır; işte bu ülkeler, bu Hizbin ve kendisine çağırdığı davetin tehlikesini fark etmişlerdir. ZiraHilafet, onların onlarca yıldır çalıştıklarını yok edecek, Müslüman ülkeleri onların nüfuzundan temizleyecek ve onları aşağılanmış ve zelil bir şekilde buralardan çıkaracaktır.

Bu nedenle Hilafet fikrinin dile getirilmesi konusundaki hassasiyetleri oldukça yüksektir; zira her nerede olursa olsun ve hangi dilde anılırsa anılsın ondan korkuyorlar. Dolayısıyla bu, kâfir büyük ülkelerin Hilafet fikri hakkındaki hassasiyetlerinin boyutunu gösteren örneklerden sadece biridir. Nitekim 1950'li yıllardan itibaren Hilafet fikri Hizb-ut Tahrir’le ilişkilendirilince, onlarda Hizbin ismine karşı büyük bir hassasiyet oluşmuştur; zira Hizb, Hilafet fikrini benimsemiş olup onun için çalışmaktadır.

Her ne olursa olsun onların korktukları ve isminin anılmasından endişe duydukları şey, Allah’ın izniyle çok yakında gerçekleşecektir; zira bu, Allah Subhanehu ve Teala’nın Müslümanlara egemenliği nasip edeceğine dair bir vaadi ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesidir; işte Hizb-ut Tahrir büyük bir gayretle bunun için çalışmaktadır. Şüphesiz Allah, bir süre sonra bile olsa mümin kullarına yardım edecektir. Zulmedenler de yakında nasıl bir inkılap ile devrileceklerini bileceklerdir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Halife Muhammed – Ürdün

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER