Haber-Yorum

Yahudi Yerleşimciler Sahabelerin Mezarları Üzerinde Dans Ediyor, Suudi Rejimi de Onlarla Normalleşmeye Yaklaşıyor

Haber:

Yahudi yerleşimciler, Mescid-i Aksa’nın yanındaki tarihi Bab el-Rahma mezarlığında Müslümanların kabirleri üzerinde şarkı söyleyip dans ettiler. Müslüman Bab el-Rahma mezarlığı, en önde gelenleri Ubade İbn es-Samit ve Şeddad İbn Evs Radıyallahu Anhuma olmak üzere Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Sahabelerinin kabirleri ile Ömer döneminde Kudüs’ün fethine ve Eyyubi fetihlerine katılan Müslümanların kabirlerini içeriyor. (DOAM, 26/09/2023).

Yorum:

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın şöyle dediği haberiyle başlayalım: “Suudi Arabistan Krallığı, “İsrail” ile ilişkileri normalleştirmeye yaklaşıyor.” Bu arada Bret Baier, Fox News’te Suudi Veliaht Prensi ile yaptığı tamamı İngilizce olan röportajın başında ​​tarihi anları değerlendiriyor. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan’ın Yahudi varlığıyla olan görüşmeleri askıya aldığını reddederek şöyle diyor: “Her geçen gün “İsrail’e” daha çok yaklaşıyoruz.” (Fox News)

Ve şöyle dedi: “Bizim için Filistin meselesi çok önemli olup müzakerelerimiz iyi gidiyor.” Kendisine Yahudi Başbakanı Binyamin Netanyahu ile çalışırken görüldüğü sorulduğunda şunları söyledi: “Şayet Filistinlilerin ihtiyaçlarını karşılamaya izin verecek ve bölgeyi sakinleştirecek bir anlaşmaya varma konusunda bir ilerleme kaydedeceksek, Krallık orada olan herkesle çalışacaktır.” (El-Arabiya Kanalı)

Şimdi mücahitlerin ve Sahabe-i Kiram’ın mezarları üzerinde dans eden yerleşimcilerin haberlerine geçelim; sırf Arap rejimlerinin hareketlerinin sesi olup tüm Yahudi varlığını tir tir titretecek şekilde caydırıcı olan şey nedir? Kesinlikle Muhammed bin Selman’ın küstah açıklamaları değildir! Zira bu açıklamalar, fanatiklerin Müslümanların mezarları üzerinde dans edip onlara saygısızlık etmekten çok daha kötüsünü yapmaları için parlak bir yeşil ışık yakmaktadır.

Mescid-i Aksa’nın doğu surlarının dışında yer alan ve 1.400 yıllık bir mezarlık olan Bab el-Rahma Mezarlığı, Sahabelerden Ubade İbn es-Samit ve Şeddad İbn Evs ve onlardan sonra Kudüs Savaşı sırasında öldürülen Mısırlı askerler de dahil olmak üzere tüm İslam tarihi dönemlerine ait mezarları içeriyor. Ayrıca Selahaddin Eyyubi ile birlikte şehrin Haçlılardan kurtarılmasına katılan mücahitlerin son dinlenme yeri olduğuna inanılıyor. Mescid-i Aksa gibi böylesine kutsal bir mekânda bu nefret dolu ve karalayıcı eylemlerin meydana gelmesi, hiçbir tepkinin olmayacağına dair güvenceleri de beraberinde getiriyor.

Bundan bir hafta önce, daha önce gizli olan, şimdi ise aleni bir şekilde olan ilişkilerle övünen bin Selman ile yapılan küstah röportaj gerçekleşti. Peki Muhammed bin Selman’ın yakın zamanda Bab el-Rahma mezarlığına yapılan saygısızlıkla ilgili endişesi nerede kaldı?!

Ayrıca Rydall’ın 2022 yılında Brookings Enstitüsü’ne yaptığı yorumda şöyle geçmektedir: “İsrail Suudilerle olan gizli temaslarını takdir ediyor, ancak bunların kamuoyu tarafından İslam dünyasındaki izolasyonuna son vermenin bir yolu olarak tanınmasını arzuluyor.” Yahudi varlığının kuruluşundan bu yana istediği şey şudur; Arap ülkeleriyle olan ilişkilerin tanınması ve onların kendisiyle normalleşmeleri. Ne yazık ki Yahudi yerleşimciler, komşularının göz yumacaklarına güvenerek mübarek topraklara saygısızlık ediyorlar. Bu yüzden Müslüman ordular içindeki cesur ve muhlis kişilerin, mübarek toprakları özgürleştirmek ve ümmetin nefret ettiği tüm ihanet anlaşmalarını yakmak için hain rejimlere karşı ayaklanmaları gerekiyor.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Menal Bedir