Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Cankurtaran Simidi, İnsan Yapımı Anayasa Değil, Rabbani Anayasadır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Cankurtaran Simidi, İnsan Yapımı Anayasa Değil, Rabbani Anayasadır!

Haber:

TBBM, yaz tatilinin ardından bugün yeni oturumunu açtı ve Erdoğan siyasi güçlere ülke için yeni bir anayasa hazırlama çağrısında bulundu. Bu açıklama, iki silahlı kişinin başkent Ankara'nın merkezindeki Kızılay bölgesinde İçişleri Bakanlığı’nın Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kapılarından birine saldırmasından birkaç saat sonra geldi. (El-Cezire Net)

Yorum:

Erdoğan’ın, 1982’de hazırlanan ve onun başarılarına dayanan anayasanın temsil ettiği ordu mirasını, ülkenin gerek kendisi gerekse ardından geleceklerin pençesinden çıkmasını engelleyecek şekilde ortadan kaldırma arzusunda olduğunu biliyoruz.

Erdoğan’ın yeni bir dönemi kazanmasının ve (iktidardaki) cumhur ittifakının, 600 üyeden toplam 323’üyle meclisteki çoğunluğu elde etmesinin ardından, bu onların geçirmeye çalıştıklarını geçirmelerine ve Erdoğan Türkiye’si ve onun efendileri için yeni bir döneme hazırlık yapan yani anayasaya başlamalarına imkân sağladı; zira 1920 anayasası, 1924 yılında üç otoritenin olduğu (yasama, yargı ve yürütme) tarafından değiştirilmiş ve 1961 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. 1960 yılında subaylar, ülkeyi yönetmek için Milli Birlik Komitesi olarak bilinen bir komitede toplandı ve 1961 Anayasası %61,5 oyla kabul edilip onaylandı; Demirel’in 1981’de istifa etmesi üzerine değişiklik yapıldı ve anayasa taslağını hazırlayacak bir komisyon oluşturuldu ve 1982’de yayımlandı; bilindiği üzere bu anayasa bu güne kadar mevcut ancak üzerinde 19 değişiklik yapıldı; bu değişikliklerden 4’ü Adalet ve Kalkınma Partisi öncesinde, 15’i de onların iktidarları döneminde olmuş ve son değişiklik ise 2017 yılında başkanlık sistemine geçiş şeklinde olmuştur. Tüm bu değişikliklere rağmen Erdoğan, 1982’den bu yana üzerine inşa edilen darbenin özünü ortadan kaldırmanın başarılamadığını düşünüyor; işte bu nedenle de bugün onu değiştirmek için acele ediyor.

Ayrıca uzun zaman önce yıkılmış olan ekonominin akorduyla oynamayı alışkanlık haline getirdik ve bunun etkileri her geçen gün şiddetli bir şekilde ortaya çıkıyor. Bunun üzerine onlar, mevcut anayasanın askeri maddeler içerdiğini ve ekonomik durumunu düzeltmek için ülkenin tamamen sivil bir yasaya ihtiyaç duyduğunu söylüyorlar; Hukuk Bürosu Müdürü Mustafa Güvenç’in el-cezire net ile yaptığı röportajda söylediği şey işte budur.

Bugün tüm Orta Doğu ülkelerindeki yasaların değiştirilmesinin acısını çekiyoruz; çünkü bu yasanın maddeleri belirleyecek olan tek ülke Amerika’dır; böylece bu yasalar, gelecek yıllarda kendi çıkarlarına hizmet edecek ve bu yasalar yoluyla herhangi bir ülkedeki inisiyatifi kendi elinde tutacaktır. Dolayısıyla insan yapımı yasalar her zaman onu çıkaranların kaprislerine ve dar görüşlülüklerine maruz kalmakta olup mevcut ve ileri aşamalardaki ihtiyaçları karşılayamamaktadır. Böylece kötü niyetli kişilerin, bu yasanın maddelerini kendi çıkarları doğrultusunda istismar etmesine imkan vermektedir. Peki ya onlar dışarıya sadık olan kimseler olup onların planlarına uygun anayasa hazırlayarak çağdaşlık, kalkınma ve kendilerini ve kanunlarını yok eden ekonomik ilerleme arzusu gerekçeleriyle ülkeyi, insanları, servetlerini ve onurlarını uçuruma sürüklüyorlarsa nasıl olacak?!

Şüphesiz Rabbani kanun, üç ilişkiyi tedavi etmek için nazil olmuştur; insanın Rabbi ile olan ilişkisi, insanın kendi nefsiyle olan ilişkisi ve insanın diğer insanlarla olan ilişkisi. Bizler Allah’ın kulları olarak yaratıldığımız için abd/kul ifadesi kullanılmıştır. Bu yüzden bizim, Allah’ın Peygamberlerin efendisi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e indirdiği anayasasının uygulanmasına bağlı kalarak O’nun emir ve yasaklarına itaat etmemiz vaciptir. Dolayısıyla bu, değişmeyen ve her zaman ve mekan için elverişli olan sabit bir kanundur. Çünkü Allah onu bizim için tamamlamış olup onun tamamlanmış olması, ondan bir eksiklik ve fazlalığın olmadığı ve hiç kimsenin ona bir ekleme veya çıkarma yapamayacağı anlamına gelmektedir. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلَامَ دِيناًBugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’dan razı oldum.” [Maide 3]

Ey dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar ve ey Türkiye halkı; şüphesiz bu anayasalar, insanların kendi çıkarlarına uygun olacak şekilde kendi şartlarına göre hazırlayıp değiştirdikleri insan yapımı anayasalardır. Ülkeyi ve insanları talan eden sömürgeci kâfirlerin çıkarlarına hizmet etmesi de cabası.

Şüphesiz İslam, Rabbani bir ideoloji olup tüm insanlık için elverişlidir. Dolayısıyla bizler, İslam’ı, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in uyguladığı şekilde uygulamakla mükellefiz. Nitekim Allah Subhanehu onun geri dönüşünü vaat etmiş olup bunun, Allah’a karşı sadık ve muhlis bir şekilde çalışanların elleriyle gelmesi çok uzak değildir. ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِSonra (yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dareyn Eş-Şanti

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER