Haber-Yorum

Ankara Saldırısıyla Kime Mesaj Verilmek İstendi?

Haber:

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya “Teröristlere dünyayı dar ediyoruz. Son terörist kalıncaya kadar, mücadele azimle sürecek.” dedi. (03.10.2023 Takvim)

Yorum:

TBMM’nin açılış günü 1 Ekim’de başkent Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nın Kızılay’daki binası önünde sabah saatlerinde bombalı saldırı girişimi gerçekleşti. Saldırganlardan birisi kendini patlatırken diğeri güvenlik güçleri tarafından etkisiz hale getirildi. Peki gerçekten bu saldırı bir terör saldırısı mı yoksa iç çatışmanın bir yansıması mı?

Öncelikle bu saldırı İçişleri bakanlığı önünde gerçekleştiği için, belli ki doğrudan İçişleri Bakanına yönelik bir mesaj taşımaktadır. Peki kim bu İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya? Bürokrat kökenli Ali Yerlikaya, her ne kadar biyografisinde yazmasa da İngilizce bilmesi nedeniyle özellikle Kamu Yönetimi’nden mezun olan her bürokrat gibi yolu İngiltere’den geçmiş olabilir. Her neyse, İngiltere’de yüksek lisans ya da Kamu Yönetimi’nde staj yapmamış olduğu varsayılsa bile çeşitli zamanlarda İngiliz büyükelçilerin kendisini ziyaret ettiği, dahası, İngiltere’nin eski Ankara Büyükelçisi ve şimdilerde İngiliz istihbarat teşkilatı MI6’in başında bulunan Richard Moore’nin 2017 yılında Gaziantep Valisi iken veda ziyaretinde bulunduğu bir şahsiyettir. İngilizler öyle kolay kolay birini ziyaret etmezler hem de aynı statüde olmadıkları halde. Aynı statüde olmadıkları halde ziyaret etmeleri ya adamları olmasından kaynaklanıyor ya da adamları yapmak içindir. Onun için Ali Yerlikaya da tıpkı Mehmet Şimşek gibi İngilizlerin eleştirilerinin dozajını ve tonajını azaltmak amacıyla kabineye sokulan İngiliz yanlısı bakanlardan biridir.

Tıpkı 2006 ve sonraki yıllarda Erdoğan’ın ülkeyi ahtapot gibi saran İngilizlerin kol ve kanatlarını kırmak için çete ve mafyalara karşı yürüttüğü operasyon gibi, son günlerde de Ali Yerlikaya, arı kovanına çomak sokmuş, İngilizlerin tasfiye edildiği yerlere yerleştirilmek üzere Erdoğan tarafından cezaevinden çıkarılan özellikle de MHP (Amerika) yanlısı çetelere ve mafyalara karşı operasyon başlatmıştı. Diğer yandan bazı İçişleri bakan yardımcıları da dahil olmak üzere İngilizlerin askeri yapılanmasına paralel olarak Amerika’nın yıllardır yuvalandığı ve kontrolünde tuttuğu, ağır silahlarla donattığı Emniyet Müdürlüğüne bürokrat kökenli (İngiliz yanlısı) kişileri yerleştirmişti. Hatta ortalıkta operasyonların yargıya uzanacağına dair söylentiler dolaşıyordu. Bundan rahatsız olan Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli üzerinden Ali Yerlikaya’nın kulağını çekmişti. Demek ki kulağının çekilmesi fayda etmemiş olmalı ki, Amerika, aparatları aracılığıyla hem de başkentte tam da Meclis’in açıldığı bir zamanda İçişleri Bakanı’na güçlü bir mesaj vermek istemiştir. Kısacası bu saldırı, İngiliz yanlısı Ali Yerlikaya’nın Amerika’nın arı kovanına çomak sokmasına Amerika’nın uzantıları tarafından verilmiş bir tepkidir.

Zira Türkiye’de gerçekleşen bu tür eylemleri, salt terör eylemi kategorisinde değerlendirmek yüzeyselliktir. Bu saldırı, terör kapsamında değerlendirilse bile ülkedeki etkin büyük güçlerin nüfuz ve politik mücadelesinden bağımsız düşünmek safdilliktir. Diyelim ki açıklandığı gibi saldırıyı gerçekleştirenler PKK’lı. O zaman bir süredir uykuda olan PKK’nın neden şimdi bu saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceği sorusu gündeme geliyor? Kaldı ki PKK şimdiye kadar hep askerleri hedef almıştır, polisi hedef aldığı nadirdir. Üstelik saldırıdahedef polis değil doğrudan İçişleri Bakanı’dır. Polisi hedef alsaydı, bunu herhangi bir yerde de yapabilirdi, başkentte İçişleri Bakanlığı’nın ek binası önünde değil.

Türkiye veya herhangi bir İslam ülkesinde fillerin tepişmesinden her zaman masum Müslümanlar zarar görmüş, bu çatışma ve tepişmede ezilenler Müslümanlar olmuştur. Müslümanlar bunun bilincinde olmalı ve filler arasındaki tepişmeden tek kurtuluş yolunun İslam ve İslam’ı uygulayacak olan Hilafet Devletinin olduğunu bilmelidirler.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş