Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İki Devletli Çözümü Destekleyen Tutum, İslam İle Çelişiyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İki Devletli Çözümü Destekleyen Tutum, İslam İle Çelişiyor!

Haber:

10 Ekim 2023'te Başkan Joko Widodo, Filistin sorununun kökünden çözülmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Çatışmanın kökleri, “İsrail’in” Filistin topraklarını işgal etmesi olup Birleşmiş Milletler’in onayladığı standartlar doğrultusunda bunun derhal çözüme kavuşturulması gerekir.” diyerek çatışmanın, Birleşmiş Milletler standartlarına göre kökünden çözülmesi talebinde bulundu. Aynı şeyi 18 Ekim 2023'te Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde düzenlediği basın toplantısında tekrarladı ve şunları söyledi: “Endonezya, sivillerin kurban düşmeye ve Filistin halkına yönelik zulmün devam etmesine sessiz kalmayacaktır. Filistin sorununu adil bir şekilde çözmek ve üzerinde anlaşılan uluslararası standartları uygulamak için küresel dayanışmayı inşa etmek amacıyla dünyanın bir araya gelme zamanı gelmiştir.” 11 Ekim 2023'te Endonezya Ulema Konseyi, Filistin için çözümün iki devlet kurmak olduğunu belirten bir bildiri yayınladı ve bildiride şöyle geçti: “Endonezya Ulema Konseyi, adil ve medeni insani bir ihsası gerçekleştirmek amacıyla Filistin halkının bağımsız ve egemen olma yolunda gösterdiği her türlü çabayı desteklemektedir. Barış için olan çabalardan biri de, Birleşmiş Milletler'in iki devletli çözüme ilişkin kararına odaklanmaktır.Bu nedenle savaşın durdurulması ve tüm güçlerin geri çekilmesi gerekiyor. Aynı şekilde “(İsrail)’in” de, egemen ve bağımsız bir devlet olarak Filistin halkına tüm haklarını vermelidir. Herhangi bir ülke, Siyonistlerin Filistin topraklarını ilhak etmesini desteklemek için savaşın devam etmesini kışkırtmamalıdır.”

Yorum:

1- Filistin sorununun kökeninin mübarek Filistin topraklarının Yahudi varlığı tarafından işgal edilmesi olduğu doğrudur ancak Filistin sorununun çözümünün Birleşmiş Milletler’e teslim edilmesi, sorunu kökünden çözmeyecektir; çünkü Yahudilerin Filistin’e yönelik işgali, İngilizlerin eliyle doğmuştur. Zira İngiltere, 2 Kasım 1917’de Balfour Deklarasyonu’yla Filistin’de “Yahudi halkı için ulusal bir yurt” kurulmasına yönelik desteğini açıklamıştı. Nitekim o dönemde Filistin Osmanlı Hilafetinin toprakları içerisindeydi ve Filistin’deki Yahudiler de hâlâ azınlıktaydılar. Balfour Deklarasyonu, Dışişleri Bakanı Arthur Balfour'un İngiliz Yahudi cemaatinin lideri Lord Rothschild’e, Büyük Britanya ve İrlanda Siyonist Federasyonu ile iletişim kurmak için yazdığı 2 Kasım 1917 tarihli bir mektupta yer alıyordu. Daha sonra Birleşmiş Milletler, 1924 yılında Osmanlı Hilafetinin feshedildiğini ilan ettikten sonra 29 Kasım 1947’de Filistin topraklarında “İsrail Devleti’nin” kurulduğunu ve Yahudi varlığının Filistin’deki toprakların %55’ine sahip olduğunu ilan etmiştir. İşte bundan sonra ABD her zaman Yahudilerin çıkarlarını destekleyip korumuştur. Bu nedenle Filistin sorununun çözümünün Birleşmiş Milletler’e teslim edilmesi, sadece Yahudi varlığının güçlenmesine ve Müslümanların kendi ülkelerinden uzaklaştırılmasına yol açacaktır. Böylece annesi İngiltere ve babası Amerika olan bir Yahudi varlığı doğmuş ve Birleşmiş Milletler de bunu kabul etmiştir. O halde Filistin meselesi, onu ortaya çıkaranlara nasıl teslim edilebilir?

2- Filistin toprakları, Ömer İbn Hattab Radıyallahu Anh’ın Hilafeti döneminde Müslümanlar tarafından fethedildiğinden beri haraci arazi olmuş ve gerçek şu ki Theodor Herzl de bunu kabul etmiştir;bunun delili, Halife İkinci Abdülhamid’den Filistin topraklarını istemek için gelmiş olmasıdır.Hatta bu maksatla, Osmanlı Hilafetinin 33 milyon Sterlin tutarındaki tüm borçlarının ödenmesi, 120 milyon Franka mal olan bir uçak gemisinin yapılması, 5 milyon Sterlin faizsiz kredi sağlanması ve Filistin’de bir Osmanlı Üniversitesi’nin inşa edilmesi için Sultana özel olarak 150 milyon Sterlinlik altın rüşvet hazırlamıştı. Ancak Halife, tüm bunları reddetmiştir. Dolayısıyla İki devletli çözüm, Müslümanların topraklarının Yahudi varlığına teslim edilmesi anlamına geliyor ki bu kesinlikle haramdır. Diğer taraftan sömürgeciliği tanımak ve mübarek toprakları işgalcilere teslim etmek anlamına geliyor ki bu da zulümdür. Bu nedenle tek çözüm, Yahudi varlığını Filistin’den kökünden söküp atmaktır. Ancak bu, Müslümanların bir Halife’nin liderliği altında birleşip Filistin’in kurtuluşu için cihat ilan etmedikçe gerçekleşmeyecektir. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının ve Endonezya Ulema Konseyinin bu konudaki tutumu, İslam şeriatına aykırıdır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Rahmet Kurnia – Endonezya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER