- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Aldatılıyorsunuz Ey Takipçiler
Zira Sivil Devlet, İslamlaştırılması İmkânsız Bir Anlamı Olan Batılı Bir Mefhumdur!
Haber:
Sanaa’da günlük olarak yayınlanan hükümetin günlük gazetesi Es-Sevra 03/05/2024 Cuma günü, Devrim Günlükleri sütununda, Abdurrahman Murad’ın “Sivil Olarak Bir Arada Yaşam ve İslam” başlıklı bir makalesini yayınladı; makalede şöyle geçti: “Hicret, köy yaşantısından, Medine Sahifesi’nin tesis ettiği çok kültürlülük ve bir arada yaşama değerleriyle Yesrib’in şekillendirdiği sivil olarak bir arada yaşama ruhuna geçişi oluşturmaktadır; bu, Muhacirler, Ensar, müşrik Araplar, Yahudiler ve Hıristiyanlar da dahil olmak üzere Medine’deki toplumun yelpazeleri arasındaki ilişkiler düzenleyen bir vesikadır; bu, yeni İslam Devleti’ni tesis etmek için ilk anayasayı temsin eden bir vesikadır; bu ise İslam’ın sivil bir doğaya sahip olduğu ve özünde bir arada yaşama, barış ve hoşgörü olduğu anlamına gelmektedir; bu, insan düşüncesinin üzerinde çalıştığı ve Fransız Devrimi ve diğerleri gibi insan toplumundaki devrimler tarafından tesis edilen büyük bir anlamdır...”
Yorum:
Makale dünyayı yakalamak için bir kalkınma fikri gibi görünse de -Ahmed el-Horaş’tan başlayıp son sarıklıya kadar- Yemen’deki 1948 hareketinin kutsal misakını hazırlayanların fikirlerine benzemektedir; zira onlar, “uygar dünyayı”, kendi gerçekliklerinden çıkmak için yol gösterecekleri bir fener yaptılar; nitekim 1962’de ilan edilmemiş bir sivil devlet vardı ve bunun en iyi şahidi de anayasasının Fransız olmasıydı!
Makalenin Mekke-Medine karşılaştırması, Medine kelimesinin göze çarpması ve sonunda da onun sivil olarak ele alınması dışında başarılı olmamıştır. Nitekim sivil devlet hakkında soru sorulanların, bu konuda hiçbir bilgisi olmadıkları şeklindeki sefaletini ve bilenlerin de, cahil olanları bilmedikleri şeylerin takipçisi yapmaları şeklindeki kötülüğünü gördük. Medine dönemi, akide ve tevhid ile ilgili ayetlerin nazil olduğu Mekke döneminin sona ermesinin ardından yasama hükümlerinin nazil olduğu bir devletin varlığını ifade etmektedir.
Dine karşılık gelen Avrupa’daki sivil mefhumuna gelince; kilisenin, orta çağda rönesans çağı ile sona eren on yüz yılı aşkın bir süre boyunca yönetimi elinde tuttuğu sırada dini devlet olarak bilinen şeyden dolayı yaşamı ifsat edince, kilisenin hayat işlerini düzenlemesine alternatif olarak sivil devlet adı altında hayat işlerini tanzim etmeye yönelik akli fikirler geliştiren düşünürler orta çıktı ve bunu, dini hayattan ayıran Bastille devrimiyle, yani dinsizlik anlamına gelen “sekülarizm” ile taçlandırdılar ve bizi saptırmak için de “laiklik” olarak tercüme edildi.Bunların hepsi Müslümanların İslami (reform) hareketlerini kabul etmelerinin başlangıcıdırlar; nitekim bu planı 2017’de başlatan son kişi, Trump’ın ulusal güvenlik danışmanı Michael Flynn idi ve o, bunun Müslüman ülkelerde gerçekleştirilmesi rolü için Abdülfettah es-Sisi’yi aday göstermişti.
Her kim İslam’ı istiyorsa onu indirildiği yerden alsın; dolayısıyla İslam’ı yönetimden uzaklaştırmak ve onun suretinde bir başkasını getirmek için ortalıkta dolaşıp durmaya gerek yoktur! Nitekim Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: بَدَأَ الإسْلَامُ غَرِيباً، وَسَيَعُودُ كما بَدَأَ غَرِيباً، فَطُوبَى لِلْغُرَبَاءِ “Şüphesiz İslam garip olarak başladı ve tekrar başladığı gibi garip haline dönecektir. Ne mutlu o garip (müminlere)!” Ve Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ“Sonra (Yeniden) Nübüvvet Minhacı üzere (Raşidi) Hilafet olacaktır.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Şefik Hamis – Yemen