Perşembe, 05 Muharrem 1446 | 2024/07/11
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yahudi Varlığının Eski Başbakanı, Yahudilerin Savaşın En Zor Döneminden Geçtiklerini Vurguladı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yahudi Varlığının Eski Başbakanı, Yahudilerin Savaşın En Zor Döneminden Geçtiklerini Vurguladı!

Haber:

El Cezire - Ürdün web sitesi 27/06/2024 Perşembe günü Facebook’ta, Yahudi varlığının eski Başbakanı Naftali Bennett’in, savaş nedeniyle Filistin'den kaçan Yahudilere hitaben yaptığı şu önemli açıklamaları aktardı: “İsrail’i” terk etmeyin, zira savaşta çok zor bir dönemden geçiyoruz; uluslararası boykot, caydırıcılığın zedelenmesi, 120 “İsraillinin” esaret altında olması, binlerce yaslı aile, terk edilmiş Celile (Kuzey İsrail), binlerce yerinden edilmiş insan, sadece kendilerini düşünen bakanlar, ekonomi üzerindeki kontrolün kaybı ve bütçe açığı arasında, bir çukurun içinde sıkışıp kaldık; ancak beni üzen tek şey, “İsraillilerin” ülkeden ayrılma söylemidir.”

Yorum:

Şüphesiz Siyonist Bennett'in söyledikleri yüzde 100 doğrudur; zira bu savaş, Yahudileri ve varlıklarını zora sokmuş ve onların vahşi varlıkları çöküşün eşiğine gelmiştir. Nasıl olmasın ki; zira bu savaş, Yahudilerle cihad etmeye ve mübarek toprakları onların iğrençliklerinden kurtarmaya susamış İslam ümmetinin evlatlarından bir grup müminin Yahudilerle girdiği ilk gerçek savaştır; böylece onların ayıpları hızla ifşa olduğu gibi büyük ayıpları da ortaya çıkmıştır. Şayet kendisine sığındıkları ve onlara silah ve yaşam nedenlerini sağlayan insanların ipi olmasaydı, onların varlıkları çoktan yok olup giderdi.

Bu savaşın acayip ironilerinden biri de Allah Subhanehu’nun, Yahudilerin tuzaklarını ilk önce onlara geri çevirmesi ve onların oklarının da başkalarına isabet etmeden önce onlara isabet etmesidir; zira Yahudi politikacılar, Filistin topraklarını hiç kimseyle paylaşmadan kendi devletleri haline getirebilmek için Filistin halkını kendi topraklarından ve evlerinden sürme arzularını kaç kez dile getirdiler ve getirmeye devam ediyorlar; ancak hissedilen manzara, sonuçların tamamen aksi yönde olduğudur. Nitekim Filistin halkı topraklarına her geçen gün daha fazla sarılıp orada kalacaklarına dair Allah’a söz verirlerken Yahudiler ise aşırı hırs gösterdikleri hayatlarını korumak için Filistin’den kaçıyorlar. Zira istatistikler, savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık yarım milyon Yahudi’nin Filistin’i terk ettiklerini söylüyor. Şöyle buyuran Allah Subhanehu doğru söylemiştir: وَلَا يَحِيقُ الْمَكْرُ السَّيِّئُ إِلَّا بِأَهْلِهِHalbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer.” [Fatır 43] Bakın işte Bennett Yahudilere kaçmamaları için yalvarıyor; çünkü bu kaçış bu buluntu varlığın sonunu hızlandıracak ama nafile.

Bennett’in Yahudi varlığının içinde bulunduğu krizin, parçalanmışlığın, halkının buradan kaçışının, ekonomik ve siyasi sorunlarının, Allah’ın izniyle yakın bir iç savaşın, ordusunun bu savaşa girmesinin ve bu savaştan sadece kınanmış ve kovulmuş bir şekilde çıkmasının gerçekliğini ortaya koyan açıklamaları, Müslümanlar için iyiye alamettir. Bu yüzden Müslümanların yaşayan güçlerinin, bu yapay varlığın çöküşün eşiğinde olduğunu gösteren bu açıklamaları anlamaları gerekiyor; zira içine atılanı yaktıkça yakacak ve hepsini yiyip bitirecek ölümcül bir darbe indirmek için fırsat giderek daha da elverişli bir hale geliyor; hatta Filistin’in 1948’de işgal edilmesinden bu yana, bu mübarek topraklar kurtuluşa hiç bu kadar yakın olmamıştı.

Ey Müslüman orduları! Daha ne bekliyorsunuz Allah aşkına?Gazze'nin kumlarına boğulan ve hiçbir çıkış yolu bulmayan düşmanın zayıflığını ve çökmek üzere olduğunu bizzat kendisinin itiraf ettiğini duymuyor musunuz? Peki ya sizler harekete geçip ve bizim, onların ve sizin hakkınızda hiçbir ahit ve anlaşmaya gözetmeyen düşman tarafından en iğrenç bir şekilde katledilen kardeşlerinizin yanında dursaydınız nasıl olurdu acaba ey Müslüman orduları? Tüm kafir ülkelerin nasıl Yahudilerin yanında yer aldığını görmüyor musunuz; zira küfür tek bir millet olduğu için onlara silah ve asker sağlamalarında şaşılacak bir şey yoktur! Şaşırtıcı olan şey ise, siz Müslümanların öylece durup izlemeniz ve İslam akidesi bağıyla bağlı olduğunuz halde Gazze’deki kardeşlerinizi koyun gibi boğazlamaları için düşmanınıza teslim etmenizdir!! Oysa Allah Subhanehu şöyle buyurmadı mı: إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌMüminler ancak kardeştirler.” [Hucurat 10] Ve kardeşliğin gereklerinden biri de kardeşin kardeşine yardım etmesi ve onu yardımsız bırakmaması değil midir? Gazze sokaklarına atılmış çocuk, kadın ve yaşlıların vücut parçalarını gördüğünüzde damarlarınızdaki kanlar kaynamıyor mu? Yıkım sahneleri sizde, cihad ve şehitlik arzusunu uyandırmıyor mu?!

Ey Müslüman orduları şunu çok iyi biliniz ki; sessiz kalarak Yahudilerin kardeşlerinizi öldürmesine ortak olduğunuzdan dolayı, yarın kıyamet günü Allah Subnahu ve Teala’nın huzuruna çıktığınızda onları yardımsız bıraktığınız için size hesap soracaktır. Ajan tiranlara itaat etmeniz o gün size hiçbir fayda sağlamayacak, dahası onlar o gün sizden uzaklaşacaklardır. Sizlere Allah Azze ve Celle’nin şu kavlini hatırlatıyorum:  إِنَّ فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا كَانُوا خَاطِئِينَŞüphesiz Firavun ile Hâmân ve askerleri yanlış yolda idiler.” [Kasas 8] Dolayısıyla Allah, Firavun ile Hâmân’ın askerlerini sorumluluktan muaf tutmayacak, aksine tıpkı Firavun ve Hâmân’ın durumu gibi onları da yanlış yolda olanlardan sayacaktır; o halde ibret alacak mısınız?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Ebu Hişam

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER