- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye-Suriye Normalleşme Adımları Amerikan Planıdır ve Mübarek Devrime ve Kıyama Büyük Bir İhanettir! Ondan Sakının Ey Müslümanlar!
Haber:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile normalleşme süreciyle ilgili Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ile olası bir görüşme için "her an" davette bulunabileceklerini söyledi.
Yorum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de yaklaşık bir milyon Müslümanı katleden, zulmeden, büyük bir soykırıma tabi tutan, ülkenin neredeyse tümünü mülteci konumuna düşüren “Şam Kasabı Esed’e” sıcak dostluk mesajları göndermeye devam ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 3 Temmuz’da Şanghay İşbirliği Örgütü 24. Devlet Başkanları Zirvesi için gittiği Kazakistan’ın başkenti Astana’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından Türkiye’nin sınırlarının hemen ötesinde bir teröristan kurdurmamakta kararlı olduğunu, başta Suriye iç savaşı olmak üzere terör örgütleri için elverişli alan oluşturan istikrarsızlıkların sonlandırılması için somut adımlar atılmasının önemini vurgulayarak, ortaya Türkiye’nin çözüm için iş birliğine hazır olduğunu söylemişti.
Aynı şekilde Erdoğan bundan bir hafta önce de “Türkiye ile Suriye arasında yeniden diplomatik ilişkiler kurulmaması için hiçbir sebep olmadığını, geçmişte nasıl birlikte olduysak yine aynı şekilde birlikte hareket edeceği” açıklamasında bulunmuştu. İlaveten Erdoğan, “Geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar sayın Esed'le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil” diyerek Suriye halkının katili Esed rejimine zeytin dalı uzatmıştı.
Almanya’da oynanan Türkiye-Hollanda maçının dönüşünde Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu noktaya getirme arzusunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, Esed ile olası bir görüşme için "her an" davette bulunabileceklerini ifade ederek "Şimdi öyle bir noktaya geldik ki Beşar Esad şu anda Türkiye ile ilişkileri düzeltme noktasında bir adım attığı anda biz de ona karşı o yaklaşımı gösteririz. Çünkü biz dün Suriye ile düşman değildik ki biz Esad ile ailece görüşüyorduk". Dedi. Bu davet ile ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının aktardığına göre Erdoğan olası bir davetin her an yapılabileceğini, Rusya ve Irak'ın bu konuda yaklaşımları olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye ile normalleşme adımları, yörüngesinde hareket ettiği Amerikan planının bir parçasıdır. Erdoğan’ın daha düne kadar Esed’den katil olarak bahsetmesi şimdi ise Sayın Esed demesi büyük bir ihanettir. Muhtemelen ileriki günlerde de dostum Esed demesi an meselesidir. Hatta Gazze’de büyük bir katliama imza atan Gazze kasabı Netenyahu için de ileride dostum Netanyahu demesine de şaşırmamak gerekir. Çünkü Erdoğan son derece oportünist ve menfaatçi bir kişiliğe sahiptir. Reel politik putu adına yemeyeceği put kalmamıştır. Bölgede Amerikan çıkarlarını gerçekleştirmek ve kendi iktidarını koruma adına taviz üzerine taviz vermiştir. Fikirlerini ve duygularını tamamen yitirmiştir. Yaşayan bir ölüden hiçbir farkı kalmamıştır. Öyle ya bir zamanlar devamlı olarak gündemde tuttuğu ve edebiyatını yaptığı Ensar-Muhacir kardeşliğinin hiçbir anlam ve mefhumu kalmamıştır. Bu edebiyatla kardeşlerini uzun yıllar aldattı. Suriyeli Müslümanların Türkiye’de bulunmasından rahatsız olan muhalefet partilerini, laik ve Kemalist çevreleri razı etmek adına az bir paha karşılığında kardeşlerini sattı. Şimdi ise kardeşim dediği Suriyeli Müslümanları Şam Kasabı Esed’in kucağına atmak üzere. Nitekim Kayseri ve diğer bazı şehirlerde Suriyeli Müslümanlara yönelik ırkçı saldırılar bunun bir göstergesidir.
Aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu son ihaneti yeni değildir. Suriye’de devrimin başladığı 2011 yılından bu zaman kadar aralıksız bir şekilde devam etmiştir. Bu ihanet bazen Suriye’ye yönelik bir takım askeri operasyonlarla açığa çıkmış, bazen de kapalı kapılar ardında ihanet görüşmeleri devam etmiştir. Erdoğan hiçbir zaman Suriyeli Müslümanların yanında yer almamış bilakis her daim devrime ve kıyama komplo kuran kâfir ve zalim devletlerin yanında yer almıştır. Aslında Erdoğan, atmış olduğu bu adımlarla hem dünyasını hem de ahiretini satmıştır. Bilinsin ki; Erdoğan ve Erdoğan gibilerinin bu cürümlerini, zalim ve kâfirlerle yaptıkları iş birliklerini ve ümmete yapmış oldukları bu ihaneti hem Müslümanlar hem de kadiri mutlak olan Allah Subhanehu ve Teâla asla unutmayacaktır.
وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِياًّۚ
“Rabbin asla hiçbir şeyi unutacak değildir.” [Meryem 64]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz Çelik