- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Olimpiyat Özgürlük Savaşçıları, Sadece İslam’la Savaşmak İçin Çalışıyorlar!
Haber:
16 Temmuz 2024'te Uluslararası Af Örgütü, Olimpiyat Komitesinin kadın Müslüman katılımcıların başörtüsü takmasını yasakladığını bildirdi. Bu hamle, Uluslararası Af Örgütü’nün resmi internet sitesinde şu tepkiye yol açtı: “Fransız Oyunları’nda başörtüsü yasaklanarak neden Olimpiyat değerlerine ve insan haklarına meydan okunuyor?” Delil olarak “seçkinliğin, saygının ve dostluğun” temel değerler olduğu vurgulandı. Olimpiyat Oyunları şu anda Fransa’da yapılıyor ve Fransız hükümeti, başörtüsü yasağını, oyunlara uluslararası katılımcıları da kapsayacak şekilde genişletmeyi seçti.
Yorum:
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda, oyunlara katılan Müslüman kadın katılımcıların şu sözleri aktarıldı: “Artık nefes bile alamıyoruz. Artık bundan spor bile yapmamız imkansız.”
Fransız yetkililer, “sporda cinsiyet eşitliği ve kapsayıcılık” gibi laik kavramlarında bile ikiyüzlülük sergiliyorlar. Başörtüsü yasağının liberal değerlere bağlılıkla hiçbir ilgisi yoktur; aksine İslam’a doğrudan bir saldırı olup kadınların çıkarlarını önemsedikleri konusunda dünyayı ikna edememeleri bakımından fikri bir zayıflığın göstergesidir. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü, Müslümanlar için bir kanun kaynağı olmadığı gibi inananlar için de bir insan hakları referansı değildir. Bununla birlikte Fransa’nın tutumunun eleştirilebilmesi gerçeği, laik siyasi politikalar yapımında çelişkiler olduğunda Batılı ideolojik tutumlarının nasıl birbiriyle çatıştığını ortaya koyuyor.
Müslümanlar olarak bizler, bu kararların iptal edilmesi için mücadele etmek zorunda değiliz; çünkü Müslüman kadınların bu spor platformlarına ihtiyacı yoktur; aksine onların, hiçbir haklarının ihlal edilmemesi için Hilafete ve İslam’ın hükümlerinin tam olarak uygulanmasına ihtiyaçları vardır.
Müslüman ülkelerin başındaki yöneticilerin, İslami olmayan odaklar dışındaki herhangi bir zamanda Müslüman kadınların onurlarının ihlal edilmesine izin vermeleri büyük bir utançtır. Durumun bu şekilde olmaması gerekiyordu; ancak bizler, “Kur’an ve sünnetten nefret edenlerle birlikte bir farzın yerine getirilmesine izin verilmesini” normal bir mesele olarak görmeye başladık!
Müslüman kadınlar olarak bizler, İslam’ın ölçülerinden asla taviz vermememiz ve sadece Allah Subhanehu ve Teala’nın ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in emirlerine bağlı kalmamız gerekiyor; çünkü dünyevi ödül ve unvana karşın gerçek başarının ölçüsü budur.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun. O’na yaklaşmaya vesile arayın ve O’nun yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.” [Maide 35]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İmrane Muhammed