- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Gazze Halkı Mısır’da Mülteci değillerdir Bu Şekilde Olmaları Caiz Olmadığı Gibi Onlar İle Mısır Arasında Sınır ve Vizelerin Olması da Caiz Değildir
Haber:
Amerikan Foreign Policy Dergisi 15/8/2024 Perşembe günü “Sınırı geçmek için birikimlerini ödedikten sonra… 100 bin Filistinli Mısır’da “mülteci” statüsü almadan nasıl yaşıyor?” başlığı altında, Gazze halkının Mısır'daki durumu ve sınırların kapatılmasına, Gazze halkının kuşatma altında olmasına ve Mısır’ın onları mülteci olarak kabul etmemesine rağmen Mısır’a nasıl girebildikleri hakkında bir rapor yayınladı. Arabic Post da şöyle dedi: Bazı Filistinliler hayatlarını tehdit eden vakaların tedavisi için Mısır’a ücretsiz tıbbi nakil imkanından yararlanabiliyor. Ancak Gazze’den kaçanların çoğu, Gazze’den Mısır’a geçişi sağlayan tek şirket olan Hala Danışmanlık ve Turizm Şirketi’ne ücret ödemek zorunda kalmaktadırlar.Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile yakın ilişkileri olan İbrahim el-Organi’nin sahibi olduğu Hala Şirketi, sınırı geçenlerden kişi başına 2.500 ila 5.000 dolar ücret alıyor; bu ise Filistinlilerin çoğunun karşılayabileceğinin çok ötesinde olan bir miktar olup rapor, Gazze halkının Mısır’da çektiği acılara ve herhangi bir desteğe erişimlerinin olmadığına işaret ediyor.
Yorum:
Gazze ve tüm mübarek topraklardaki halkımızdan özür diliyoruz; zira yöneticilerimiz sadece sizi yardımsız bırakmakla kalmadılar, aynı zamanda kuşatma altında olmanıza ve sizin öldürülmenize ortak oldular ve işgalci gâsıp varlığa destek verdiler. Dolayısıyla onlar, öfkeli halklara karşı sınırlarının bekçileridirler. Onların başında da ikilemi çözecek ve tüm Filistin’i birkaç saat içinde özgürleştirecek bir orduya sahipken Yahudi varlığı için bir emniyet supabı olan Mısır rejimi gelmektedir! Mübarek topraklardaki halkımızdan özür diliyoruz; zira diğer tüm rejimler gibi bu rejim de, size ve bir bütün olarak ümmetin davası olan Filistin davasına yönelik her türlü sempatiyi engellemekte, bu meseleyi gündeme getirmeye çalışan herkesi bastırıp tutuklamakta ve Filistin meselesine yönelik doğru çözüme, yani onu özgürleştirmek ve halkına yardım etmek için orduların harekete geçmesinin vacibiyetine işaret eden tüm ağızları susturmaktadır.
Gazze halkının başına gelenler, rejimin ve onun araçlarının işlediği tam teşekküllü bir suçtur; zira bırakın Mısır'ın Gazze’yi kuşatma halini ve halkına yönelik sürekli ve kasıtlı kısıtlamalar uygulamasını, Mısır ile Gazze arasında bir sınırın bulunması bile kesinlikle caiz değildir. Peki ya gerek Yahudilerin zulmünden kaçmak için gerekse savaş durumu ve Mısır’ın büyük bir kısmını temsil ettiği kuşatma nedeniyle, Gazze’de sağlanması imkânsız olan bir tedavi umuduyla ve ülkemizi yöneten rejimlerin sağlamayacak olduğu, ancak uluslararası kuruluşların sağladığı desteği alabilmek ve belki de bu desteği onlarla paylaşabilmek için mülteci kimliği elde etme umuduyla, Mısır’a girebilmeleri için onlardan zorla ve cebren alınan paralara ne demeli! Şayet onlarla şerî hükümlere ve bunun Mısır ve ordusuna yüklediği şeylere göre muamele edilmiş olsaydı ne bu kimliğin ne de beraberinde getirdiği desteğin bir değeri olmayacağı gibi şayet mesele çektikleri acılara rağmen Mısır halkına bırakılmış olsaydı Gazze halkının bu desteğe ihtiyacı olmayacaktı.
Mısır ve ordusunun yapması gereken şey,Mısır ile Gazze arasındaki bu duvarı ve Mısır'ı Filistin'den ayıran tüm sınırları yıkmak, Gazze halkını mülteci olarak değil, aksine üzerimizde hakları olan, yardım edilmesi vacip olan ve iyi bir şekilde gözetilmesi gereken kardeşleri olarak kabul etmektir. Duvarları yıktıktan ve sömürgecinin çizdiği sınırları kaldırdıktan sonra Kenane ordusunun, Yahudi varlığını ve onu Kahire’den koruyan ajan rejimden başlayarak onun kökünden sökülmesini engelleyen her şeyi kökünden sökerek tüm mübarek toprakları özgürleştirmek ve halkına tam destek vermek için harekete geçmesi gerekir; Kudüs’ün kurtuluşunun Kahire'nin kurtuluşuyla başladığını söyleyen ne kadar da doğru söylemiştir.
Kahire'nin kurtuluşu, Mısır’a hükmeden bu kapitalist sistemin tüm araç ve sembolleriyle birlikte kökünden sökülüp atılması, Amerika ve Batı’ya bağımlılığın tüm şekil ve tezahürleriyle ortadan kaldırılması ve bu sistemin enkazı üzerine Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin kurulması anlamına gelmektedir. Zira bu devlet; Allah Azze ve Celle’nin razı olmasının yanı sıra ümmeti bölen sınırları ortadan kaldıracak, ümmetin çabalarını birleştirecek ve topraklarını geri almak, kutsallarını kurtarmak ve Filistin ve Aksa'dan başlayıp Irak, Keşmir, Burma, Endülüs ve işgal altındaki diğer İslam topraklarına geçerek buralardaki mustazaflara yardım etmek için ordularını seferber edecek olan bir devlettir. İşte Mısır ve ordusunun yerine getirmesi gereken şerî vacip bu olup bu da ancak İslam’ın ve onun devleti olan Nübüvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesi altında gerçekleşebilir.
Ey en hayırlı askerler olan Kenane askerleri: Allah’ın üzerinize vacip kıldığı şerî vacibi işte önünüze koyuyoruz; şayet ümmeti desteklemekten geri durur, onun yanında yer almaz ve devletini kurmak ve otoritesini yeniden tesis etmek için çalışanlara yardım etmezseniz hem ahiret günü Allah’ın huzurunda bunlar hakkında hesaba çekileceksiniz hem de Mısır ve mübarek toprak halkı, hatta bir bütün olarak ümmet boğazlarınıza yapışacaktır. O halde fırsat elinizde olup hayır da sizi çağırıyorken acele edin ve ellerinizi, İslam’ı tatbik etmek ve onun otoritesini yeniden tesis etmek için çalışan muhlis kişilerin ellerinin üzerine koyun; umulur ki Allah geçmiş günahlarınızı affeder, sizin ellerinizle bir hayır yazar ve böylece sizin sayenizde, ümmetin beklediği, Allah’ın vaat ettiği ve Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet olarak müjdelediği devlet kurulur.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır