- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Düşünen Beyinlerin Göçü Kimin Lehinedir?!
Haber:
Birkaç gün önce Mısırlı genç (bayan) araştırmacı Rîm Hamid’in, biyoteknoloji ve genetik alanında doktora yapmak için gittiği Fransa’da, son zamanlarda tanımadığı kişiler tarafından taciz ve takibata uğradığını, cihazlarının ve telefonlarının organize hack girişimlerine ve zorbalık, ayrımcılık ve ırkçılığa maruz kaldığını söylediği paylaşımlarından günler sonra esrarengiz bir şekilde öldüğü açıklandı ve bu gönderileri (ölümünden) sonra silindi.
Yorum:
Bu araştırmacının ölümü, ölümün doğal mı yoksa Arap ve Müslüman bilim adamlarına yönelik suikastlar serisinin yeni bir halkası mı olduğu konusunda birçok soruyu gündeme getirdi. Zira yıllar boyunca çeşitli bilim dallarındaki birçok Müslüman bilim insanı, boğma, yakma, ateş etme, yapışkan ve manyetik bombalar, uzaktan patlatmalar ve tertiplenen trafik kazaları gibi çeşitli şekillerde suikasta uğramışlardır. Tıpkı fizik alanında dönemin en önemli bilim insanlarından biri olarak nitelendirilen ve Fransa’daki bir araştırma laboratuvarında hayatını kaybeden Lübnanlı bilim insanı Rimal Hasan Rimal gibi. Nükleer fizik alanında çalışan Filistinli bilim adamı Nabil Felifel, yurtdışında çalışma tekliflerini reddettikten sonra aniden ortadan kayboldu, sonra cesedi Ramallah’ın batısında bulundu. Iraklı atom bilimci İbrahim ez-Zahir, Kanada’daki üniversitelerin birinde bu uzmanlık alanında doktora derecesine sahip olan biridir. Birkaç İranlı nükleer bilim adamı da vardır. Muhammed ez-Zevari, “Ebabil” tipi uçağın yapımına yardımcı olmuş ve uzaktan kumandalı denizaltılar üzerine doktora tezini tamamlamış Tunuslu bir uçak mühendisidir. Bu isimlerin en meşhurlarından biri de İngiltere’de nükleer radyasyon üzerine çalışma yapan ve X-ışınları ve bunların maddeler üzerindeki etkileri konusunda doktora yapan Mısırlı bilim insanı Semira Musa’dır; ABD onun yeteneğini kucaklamayı arzulamış ve vatandaşlığını kabul edilmesini teklif etmişti ancak o bunu reddederek Mısır’a döndü, Atom Enerjisi Komisyonu’nu kurdu. Atom enerjisi ve bu enerjinin insanlığın hizmeti için nasıl kullanılacağı konusunda uluslararası toplantılar düzenledi ve Kaliforniya’da öldürüldü.Yahya el-Meşed, Mısırlı bir nükleer bilim insanı ve nükleer reaktörlerin tasarımı ve kontrolü alanında uzman olup kendisi Irak’ta çalışmış ve burada Irak nükleer programının kurulması görevini kolaylaştırmada önemli bir rol oynamıştır…İslam beldeleri, evlatlarının ilminden istifade etmesin, onların bilimi, icatları ve keşifleri sadece Batı ülkelerinin lehine kalsın diye tertiplenen kazalarda öldürülen daha nice bilim insanı ve araştırmacılar vardır!
Düşünen beyinlerin ve bilim insanlarının başka ülkelerde eğitim almak için göç etmesi, bu (Batılı) ülkelerin üçüncü dünya ülkelerinin yetenekleri üzerindeki kontrolünün ve onların (bilim insanı) yöneticilerinin bilime, eğitime ve bilimsel araştırmalara önem vermediklerinin veya harcama yapmadıklarının bir başka kanıtı olup bu da beyinleri yurtdışına göç etmeye sevk etmektedir.
İslam Devleti’nin gölgesinde devlet, bilim adamlarına ve düşünürlere önem verecek ve onlara tıp, mühendislik, kimya, atom ve fizik, icatlar ve keşifler, düşünce, fıkıh, hadis, tefsir ve diğer bilimler ve bilgiler dahil olmak üzere çeşitli bilgi ve bilim dallarında araştırma yapmaya devam etmek isteyenlere imkan sağlamak için kütüphaneler, laboratuvarlar ve diğer bilgi araçlarını hazırlayacaktır. Böylece ümmetin içerisinde, ümmetin bilimsel, teknolojik ve fikri olarak kalkınması için çalışan müçtehitler, mucitler ve müceddidler ordusu ortaya çıkacak ve devlet onların, İslam’ı dünyaya bir nur ve hidayet risaleti olarak yayma misyonunu yerine getirmelerini sağlayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müslime Şâmî (Ümmü Suheyb)