- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Erdoğan’ın Maskesi Düştükten Sonra: Hâlâ Düşmesi Beklenen Bir Maske mi Var?!
Haber:
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan 30/8/2024’te yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kudüs'e biz sırtımızı dönemeyiz, “İsrail’in” Gazze halkına yaptığı zulme sessiz kalamayız. İstanbul ile Kudüs-ü Şerif'i kim ayırabilir, Gazze'yi Gaziantep'ten kim ayırabilir.” Ve şöyle devam etti: “Suriye'den Kuzey Irak'a, Libya'dan Somali'ye kadar silahlı kuvvetlerimiz sorumluluk aldığı her yerde görevini alnının akıyla yerine getiriyor. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, ülkemizin bağımsızlığının, vatanımızın bölünmez bütünlüğünün, millî birlik ve beraberliğimizin güvencesidir.”
Yorum:
Ey Erdoğan! Yalancılığın ve insanların aklını hafife alman öyle bir boyuta ulaştı ki, geçmişte seni göklere çıkaran, seni yücelten ve sana övgüler yağdıran kişiler tarafından bile alay ve istihza konusu haline geldin! Bu sahte ve yalan dolu ifşa olmuş bu konuşmalarla hâlâ insanları kandırabileceğini ve onların desteğini zorla alabileceğini mi sanıyorsun?! Yahudilerin Gazze Şeridi’nin tamamını işgal etmesini ve Gazze Şeridi çorak bir arazi haline gelene kadar erkekleri, kadınları, yaşlıları ve çocukları öldürmeye, sakat bırakmaya ve yerlerinden etmeye devam etmesini neredeyse bir yıl boyunca izlemenizden sonra Gazze halkının uğradığı zulme sessiz kalmayacağınız şeklindeki iddianıza kim inanır Allah aşkına?! On bir ay ve daha fazla süre boyunca ezilen ve katledilen iki milyon insana göz yummanızdan sonra geriye sırtınızı dönebileceğiniz bir şey kaldı mı ki?!
Sonra yüzsüz bir şekilde bize, İstanbul ile Kudüs arasında ve Gazze ile Gaziantep arasında ayrım yapmadığınızı mı söylüyorsunuz?!Sözlerinizi kelimesi kelimesine tercüme edecek olursak, İstanbul’un bir gün Yahudi varlığı tarafından askeri bir işgale maruz kalması halinde, on yıllardır Kudüs'ün Yahudiler tarafından aşağılanmasını ve ihlal edilmesini izlediğiniz gibi bunu da uzaktan izleyeceğinizi; şayet Yahudi askerleri Ayasofya Camii’ne, Fatih Camii'ne, Sultan Süleyman Camii’ne ve Sultan Ahmed Camii’ne baskın düzenlemiş olsalar onları Mescid-i Aksa’ya defalarca saygısızlık ettiklerini izlediğiniz gibi izleyeceğinizi; şayet onlar Gaziantep’i işgal etmiş olsalar, Ankara’nın Gazze’nin yok edilmesini bir yıl boyunca izlediği gibi ya da tarihte Neron’un sarayında oturup başkenti Roma’nın yanışını izlediği söylendiği gibi Ankara’dan onları izleyeceğinizi anlayabiliriz!
Daha kötü ve acı olanı ise aynı açıklamada, silahlı kuvvetlerinizin “Suriye’den Kuzey Irak’a, Libya’dan Somali’ye kadar sorumluluk aldığı her yerde görevini alnının akıyla yerine getirdiğini” söyleyerek övünmenizdir. Sanki siz Gazze halkına, Filistin’in geri kalanına, hatta tüm İslam ümmetine tuzak kuruyormuşçasına, ordunuzun efendisi Amerika’yı memnun etmek, hayır dahası onun rızasını almak için dünyanın her yerine gidebileceğini söylüyorsunuz; ancak silahlı kuvvetleriniz, Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İsra’sına ve kutsal beldelere giden yolu bilmiyorlar!
Sen ne kadar net bir ifşa edensin ey Gazze Nekbe’si!Milyonlarca Müslümanın ikiyüzlülük, yalancılık ve ihanet örtüsünü ortaya çıkarmak için tarihte eşi benzeri görülmemiş böyle bir Nekbe’ye ihtiyaç duyması acı vericidir. İnsanlara, bu adamın konuşmalarının yalan olduğunu ifşa etmemiz ve onun uluslararası sistemin kırmızı çizgilerini aşamayan, dahası ona hizmet etmek için çalışan laik ve hain yöneticiler sisteminden biri olduğunu kanıtlamamız için yıllarca zaman geçti. Nitekim Gazze katledilinceye, ona bir saman çöpü bile ulaşmayana, hatta Yahudi varlığının büyükelçisine çağrıda bulunmak veya ona mal ve malzeme ihracatının durdurmak bile söz konusu olmayıncaya kadar onu savunmak için avurtlarını şişirip onun ümmeti zafere, iktidara ve izzete götürecek ümmetin sultanı olduğu vehmine kapılıp aldandılar. Nitekim yaşadıkları şok ve hayal kırıklığının ardından şöyle dediler: Sanki bu adam, gerek seleflerinden gerekse İslam beldelerindeki çağdaş tiranlardan daha az hain değil gibi.
Ey Müslümanlar: On yıllar boyunca, bir Amerikan ajanı olan Arapçılık şarlatanı Abdünnasır’a bahse girdiniz ve canlarınızı ve ruhlarınızı onun mezbahanesine sundunuz, sonra onun maskesi düştü; onun ardından İran’daki mollalar devletine bahse girdiniz ve onun da maskesi düştü ve onun Amerika’nın yörüngesinden çıkmayan biri olduğu ve onun gösterişli füzelerinin Yahudi varlığının size karşı savaşını hiçbir şekilde hafifletmediği sizin için açığa çıktı. Daha sonra da Türkiye’deki Mustafa Kemal’in halefi Erdoğan’a bahse girdiniz, sonra Gazze sizin için onun da maskesini düşürdü. Peki artık umutlarınızı bağladığınız siyasi projeyi tanımanızın, enerjilerinizi onun için harcamanızın ve ona boyun eğmenizin zamanı gelmedi mi? Milyonlarca kez söylüyoruz bu siyasi proje, Allah Celle Celâluhu’dan, Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den ve müminlerden başkasını dost edinmeyecek, Allah’ın şeriatından başka bir kanunu uygulamayacak, Allah için uluslararası sistemden ve güçlü ordulardan korkmayacak bir devleti kurmak yoluyla İslami hayatı kâmil bir şekilde yeniden başlatma projesidir. يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ “Ey iman edenler! Hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah ve Rasulü’ne icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmed El-Kasas