- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Fas Vakıflar ve İslami İşler Bakanı: Bizler Laikiz!
Haber:
26/11/2024 Salı günü birçok haber ajansı, Fas Vakıflar ve İslami İşler Bakanı Ahmed Eet-Tevfik’in Macron’un Fas’a yaptığı son ziyaret sırasında Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau ile görüşme sırasında yaptığı açıklamaları ve Fransa’daki İslam hakkında konuştukları sırada Fransız Bakan’ın şöyle dediğini yayınladılar: Laiklik sizleri şok ediyor; Fas Vakıflar Bakanı ise buna şöyle cevap verdi: “Hayır.” Bunun üzerine Fransız Bakan ona şöyle dedi: Nasıl hayır? Fas Bakanı ona şöyle cevap verdi: “Çünkü bizler laikiz; her kim bir şey yapmak isterse onu yapabilir; çünkü dinde zorlama yoktur.”
Yorum:
Şüphesiz Müslüman ülkelerdeki mevcut tüm ülkeler laik ülkelerdir; her ne kadar anayasalarının ilk maddesinde devletin dininin İslam olduğu belirtilmiş olsa da bu maddenin insanların hayatlarını İslam temelinde düzenlemede ve sorunlarını İslam temelinde çözmede hiçbir etkisi yoktur. Bunun delili isebu maddeyi takip eden diğer anayasa maddelerinin İslam’la hiçbir ilgisinin olmaması, aksine İslam’a tamamen aykırı olmasıdır. Sonra bu ülkelerin uygulamaları ve halklarına uyguladıkları yasalar ve diğer ülkelerle olan ilişkileri, bunların laiklik üzere olduğunu, istisnasız hepsinin dini hayattan, devletten ve toplumdan ayırdıklarını, bununla da kalmayıp hem İslam ile hem de İslam’ı hayat işlerinde uygulamaya çalışan herkesle savaştıklarını ve İslam’ın kendisine has bir yaşam biçimi olmasına rağmen onu hayattan ayırdıklarını net bir şekilde göstermektedir!
Ancak Fas Vakıflar ve İslami İşler Bakanı Ahmed et-Tevfik’in açıklamaları, gerçekten garip bir şekilde kusurlu, bozguncu ve aşağılıktır. Zira Fransız İçişleri Bakanı’na Faslıların laik olduğunu söyleyerek övünmektedir. Oysa şayet Fas devletinin laik olduğunu söyleseydi haklı olurdu çünkü Fas’ın gerçeği budur.Fas Müslümanlarının laik olduğunu söylemesine gelince; bu büyük bir günah ve Fas halkına yönelik bir iftiradır.Şayet Vakıflar Bakanı, Fas halkına İslam’ın hükümlerine göre mi yoksa insan yapımı kanunlara göre mi yaşamak istediklerini sorsaydı, kendisini ve kafir Batı’nın kuyruklarını şok edecek cevabı bizzat işitebilirdi!Yoksa Fas Vakıflar Bakanı, Washington merkezli Pew Araştırma Merkezi’nin Müslüman halkların şeriatın uygulanmasını isteyip istemediğine ya da buna karşı çıkıp çıkmadığına ilişkin 2013 yılında yaptığı ve Faslıların %83'ünün de İslam şeriatının uygulanmasını desteklediklerini gösteren anketi okumadı mı?
Sonra Faslı Bakan, sanki laikliğin Allahu Teala’nın لَا إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ “Dinde zorlama yoktur.” [Bakara 256] şeklinde kavlinin pratik uygulaması olduğu ve her kim bir şey yapmak isterse onu yapabileceği konusunda insanları yanıltmak istercesine kelimelerin yerlerini değiştirmektedir!Oysa tefsir alimleri, bu ayetin anlamının bir gayrimüslimi İslam’a girmeye zorlamanın caiz olmadığı, İslam’a girmek isteyen kişiyi buna zorlayarak değil de iman, rıza ve kanaatle olması gerektiği konusunda icma etmişlerdir ki bu meselenin laiklikle hiçbir ilgisi yoktur. Sonra Bakan’ın, “her kim bir şey yapmak isterse onu yapabilir” şeklindeki sözüne gelince; bu söz İslam’ın hükümlerine aykırıdır. Zira bir Müslüman istediğini yapmakta ve istediğini terk etmekte özgür değildir; aksine Allah Subhanehu’nun hükümlerine boyun eğmekle, yani helal olanı yapmakla ve haram olandan uzaklaşmakla yükümlüdür. Şayet bunlara bağlı kalmazsa, bundan dolayı cezalandırılır. Dolayısıyla Vakıflar Bakanı’nın, dinde zorlama olmadığı bahanesiyle insanları istediklerini yapmaya terk etmesi değil, iyiliği emretmesi ve kötülükten men etmesi gerekirdi.
Sonuç olarak kişinin, insanlara dinlerinin hükümlerini öğretmesi ve şeriata bağlı kalmaları için onlara örnek olması gereken Vakıflar Bakanı tarafından yapılan böyle bir açıklamayı sorgulama hakkı yok mudur; peki ya diğer bakanlara ne demeli? Zira Vakıflar Bakanı laikliğiyle övünüyor da sanki diğer bakanların durumu daha mı iyi? Allah’ım, bizi dinimiz konusunda musibete uğratma.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Ebu Hişam