Aileyi ve Gelecek Nesilleri İslami Vizyonu Olan Siyasetçiler Koruyabilir!
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Aileyi ve Gelecek Nesilleri İslami Vizyonu Olan Siyasetçiler Koruyabilir!
Haber:
Türkiye 2025 senesini “Aile Yılı” olarak ilan etti. Bu kapsamda yeni evlenen gençlere faizsiz kredi ve 1 Ocak 2025 tarihinden sonra doğan çocuklara aylık maddi destek verileceğini ilan etti.
Yorum:
“Ailemiz Geleceğimiz” temasıyla Aile Yılı Tanıtım Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ailenin toplumun temeli olduğundan, aile kurumunun korunmasının ve çocuklarımızın güzel ahlakla yetişmesinin öneminden, doğurganlık oranlarının düştüğünden, evlenme yaşının yükseldiğinden, boşanma oranlarının arttığından bahsetti. Ayrıca LGBT'nin “koçbaşı” olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarından bahsetti. Tüm bunların aile yapısına karşı bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir saldırı olduğunu söyledi. Türkiye’nin genç ve nitelikli nüfus bakımından kan kaybettiğini, varoluşsal tehdide karşı gerekli önlemlerin alınmaması durumunda sadece “nüfus” değil “nüfuz” kaybının da kaçınılmaz olacağının altını çizdi ve bilindik üç çocuk çağrısını yineledi.
“Sistemin başında duran bu adamlar”, bu “sistematik” saldırıları sıradan vatandaş gibi dile getiriyor, kendilerinden başka herkesi ve her şeyi sorunlu ve sorumlu olarak görüyorlar, zerre kadar Batı’dan kopyala yapıştır şeklinde uygulayamaya geçirilmiş olan anayasadan, medeni kanundan, hukuk sisteminden, eğitim sisteminden ve uluslararası sözleşmelerden vazgeçmiyorlar. Eğlence sektörünün ihtiyaç duyduğu altyapıyı sunanların, feminist örgütlerin Müslüman halkın seçtiği bakanlardan daha fazla söz ve etki sahibi kılanların, eğitim sisteminde laikliği kutsallaştıran, medya ve sosyal medyada fikir hürriyeti adı altına liberal yaşam tarzlarını, cinsel özgürlükleri, hedonizmi, bencilliği, materyalist kapitalist idealleri engelleyecek kurum ve araçlara sahip değilmiş gibi, uluslararası sözleşmelerle güvence altına aldıkları cinsiyet eşitliğini, cinsiyetsizleştirme politikalarını kendileri korumuyormuş gibi konuşuyorlar. Üstelik Türkiye’de LGBT’nin bu kadar güçlenmesinde büyük katkıları olan da “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart” diyen bizzat Erdoğan ve onun AKP’sidir.
Fakat onlar nezdinde asıl mesele aileyi aile yapan değerleri korumak değil, kapitalist ekonomik sistemin devamı için katkı sağlayacak iş gücünü muhafaza etmektir. Erdoğan’ın “varoluşsal tehditten”, “nüfus” ve “nüfuz” kaybından kastı da budur. Türkiye'de yıllık nüfus artış hızı 2023 yılında binde 1,1’e düşerek neredeyse durma noktasına gelmiştir. Yine Birleşmiş Milletler (BM) kriterlerine göre Türkiye artık “çok yaşlı nüfuslu ülke” statüsünde yer almaktadır. Artık Türkiye azalan nüfus ile birlikte azalan işgücü sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Dışarıdan işgücü almadan sanayisini, tarımını, sağlık ve eğitim hizmetlerini yürütemeyecek seviyeye gelmiş durumdadır.
Gençlerin evlenmesine engel olan özgürlükçü, hedonist, sorumluluk üstlenmek istemeyen hayata bakış açılarını yayan unsurları ortadan kaldırmadıkça para ile insanlara aile kurduramaz, çocuk yaptıramazsınız. Ateizmi, deizmi, eşcinselliği teşvik eden kanallar, diziler, yayınlar ve eğitim sistemi var olduğu müddetçe ahlaklı nesiller yetiştiremezsiniz. Zinayı suç olmaktan çıkartıp, aileleri parçalayan 6283 sayılı kanun var olduğu müddetçe aile birliğini koruyamazsınız. Alkol, uyuşturucu ve fuhuş sanayisi işlemeye devam ettiği müddetçe kadına karşı şiddetin ve aile içi şiddetin önüne geçemezsiniz.
Özetle; toplumun temeli olan aileyi kurtarmak, toplumdaki ahlakı muhafaza edip güçlendirmek ancak fikirleri, değerleri ve kanunları İslam olan, dolayısıyla İslami bir vizyonu olan, İslam ile yöneten siyasetçiler için mümkündür. Onlar, Rasulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem’in gösterdiği gibi yönetirler. Onların yönettiği devlette; aile birliğini sağlayan etkenler takva, ihlas ve ihsandır. Ailenin temel taşını oluşturan bu etkenleri muhafaza eden, yücelten, öğreten bu devlet, aile kurumunu ve gelecek nesilleri her yönden korumaya muktedirdir. Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:
﴿وَمَن يُطِعِ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُ وَيَخۡشَ ٱللَّهَ وَيَتَّقۡهِ فَأُوْلَـٰٓٮِٕكَ هُمُ ٱلۡفَآٮِٕزُونَ﴾
“Her kim Allah'a ve Rasulüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar başarıya ulaşanlardır.” [Nur 52]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Zehra Malik