Cumartesi, 21 Şevval 1446 | 2025/04/19
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mücahitleri Desteklemek Cihattır ve Onlara Saldırmak İse En Büyük Bozgunculuktur!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Mücahitleri Desteklemek Cihattır ve Onlara Saldırmak İse En Büyük Bozgunculuktur!

Haber:

Şeyh Osman El-Hamis, verdiği bir medya röportajında, Gazze'nin maruz kaldığı ve orada olup biten şeylere değindi. Bu bağlamda Hamas'a saldırarak onları sapkın bir mezhep ya da grup olarak nitelendirdi. Yok edilmeleri gerektiğini söyledi ve bunu da İran'ın kucağında yatmalarına bağladı. (El-Kuds El-Arabi, Uyarlanmıştır)

Yorum:

Birçok şeyh, şerî ilme sahip olmalarına rağmen ancak siyasi akide konusunda kusurlu bir anlayışa sahiptir; zira onlara göre İslam, ruhbani bir din olup dinin devletten ayrılması neredeyse onlar için bir akide olmuştur; dolayısıyla onların devletin yöneticilerine ilişkin anlayışları yanlış olup hükümleri vakıaya indirgemesi açıkça ve tamamen kusurludur. Bu nedenle onların yeni meselelerde verdikleri hükümlerde açıkça sapıklık içinde olduklarını görürsünüz ki bu korkunç sapmanın en iyi kanıtı, Kuveyt bölgesinin sınırlarını aşarak on binlerce takipçisi olan bir alimdir.Peki bu şeyh, kendisini dinleyenlerin dünyanın farklı yerlerinde yaşayan ve onlardan birçoğunun Filistin, Myanmar, Doğu Türkistan ve diğerlerinde olduğu gibi zulme, istismara, ölüme ve yerinden edilmeye maruz kalan Müslümanlar olduğunu nasıl olur da fark edemez?İslam, Müslüman ve gayrimüslime, silah kullansa bile nefsini, malını, namusunu ve toprağını savunma hakkını garanti eder.Bu nedenle İslam bize, sıradan insanların hakkı değil de Sultan'ın (otoritenin) hakkı olması dışında tüm bu konularda gayrimüslimlere zarar vermemizi yasaklamak için gelmiştir.

Filistin halkı, genel bir İmam olsun ya da olmasın, saldırgan düşmana karşı savaşma hakkına sahip olduğu gibi akidelerini ve dinlerini etkilemediği sürece düşmanlarından silah alma ve bunları düşmanlarına karşı kullanma hakkına da sahiptir.

İşte Şeyh Osman el-Hamis'in bu grubun Şiilerin kucağına düştüğü için sapkın olduğunu savunduğu nokta burasıdır ve bu noktada Şeyh ve onun gibiler bazı hususların farkında olmaları gerekir ki İran, hedeflerini gerçekleştirmek ve bu yolda Batı'nın çıkarlarını yerine getirmek için Şii mezhebini kullanan laik bir devlettir.Dolayısıyla İran, kapılarını açarak, çevreleme politikasının olduğu kasıtlı bir planı takip etti ve Laik Arap ülkeleri de yeryüzü tüm genişliğine rağmen kendilerine dar gelen kişilerin yüzüne kapıları kapatma konusunda onunla aynı şeyi paylaştılar. Peki şu ya da bu düşmandan silah almanın nesi yanlıştır, herhalde Şeyh Osman, Filistinli örgütlere silah satan ve kaçakçılık yapan Yahudilerin de olduğunu bilmiyor.Ancak bu insanlar için Allah'ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bir devlet olduğu halde Yahudilerden silah alıp kiraladığı zamanki fiilinde bir çıkış yolu vardır.O halde bu kişilerin, iradelerine boyun eğmeden ya da akidelerinden sapmadan düşmanlarından silah almasında ne gibi bir sakınca var ki?Onların akidelerini gözden geçirdiğimizde, Şeyh Osman El -Hamis ve Arap Yarımadası Selefilerinin inandığı akideyle aynı olduğunu, onların düşmanlarına karşı cihat halinde olduklarını, onların Ribat topraklarında murabıt olduklarını ve Ribat'ın en iyisinin de İsra ve Mirac topraklarındaki Aşkelon olduğunu görürüz.

İslam topraklarının bir karışının bile gasp edilmesinin şerî hükmü, her Müslüman erkek ve kadın, efendi ve hizmetçinin üzerine cihadın farz olması değil midir?O halde neden bu diller bu yönde hareket etmediği gibi çabalar bu yönde hareket etmiyor, insanları baskıları, eleştirileri ve kışkırtmaları altında olan ordulara sahip olan yöneticileri Mücahitlere yardım etmek, onları desteklemek ve girdikleri savaşlarında onlara destek olmak için çalışmaya sevk etmediği gibi bu korkak ve bitkin yöneticileri, fiilen ve pratik olarak bu savaşa girmeye de sevk etmiyor?

Zaten Şeyh Osman, iddia ettiği gibi Gazze mücahitlerinin akidevi veya şerî sapma özelliklerinden ve şüphelerinden de bahsetmemiştir.Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın elçisi olduğuna şehadet eden bir Müslüman, nasıl olur da İslam topraklarını gasp edenlerle savaşan bir grubun yok edilmesi çağrısında bulunabilir?!İslam'ı terk edip inkar mı ettiler ki onlar hakkında böyle hüküm verilsin? Her ne kadar bunu söylediğini hatırlamadığını iddia edip bunu söylemiş olamayacağını dile getirip inkar ederek ve bunu yapmasının caiz olmadığını söyleyerek makalesinin sadece bu kısmını geri çekmiş olsa bile.Allah onu affetsin; ancak o, onların sapkınlığının kaynaklarını söylemeden sapkın olduklarına dair hüküm vermeye devam etmiştir;bunun sebebi ise Müslümanların, sömürgeci kâfir Batı'ya açıkça boyun eğmelerine ve ümmete ihanet etmelerine rağmen mevcut Müslümanların başındaki yöneticilere itaat etmelerini gerektiren yanlış siyasi akidedir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Salim Ebu Sebeytan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER