Çarşamba, 18 Şevval 1446 | 2025/04/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ümmet Pusulasını Kaybettiği Sürece Kendisi De Kaybolmaya Devam Edecektir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ümmet Pusulasını Kaybettiği Sürece Kendisi De Kaybolmaya Devam Edecektir

Haber:

Hilali gözetleme işiyle sorumlu komitelerin kararlarını etkilemeye çalışan ellerin olduğu haberinin yayılmasından dolayı Irak'taki medya kuruluşları, elektronik haberleşme sitelerinin yanı sıra sokaklar, Şevval hilalinin görüldüğünün ilan edilmesiyle ilgili yaşanan kargaşayla dolup taşmıştır; bu komitelerden biri de, geçtiğimiz Perşembe günü astronomlar ve hukukçulardan oluşan görüş kuruluyla bir araya gelerek hilalin görülemeyeceğini ilan etme konusunda bir anlaşmaya varan, ardından da Pazar gününü Ramazan ayının sonu olduğunu ve Pazartesi gününün de Şevval ayının ilk günü olduğunu ilan eden Sünni Vakfı Başkanı Mişan Hazreci'dir.

Aynı bağlamda Irak Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Şeyh Ahmed Hasan el-Taha, bayram hutbesinde Sünni Vakfı Başkanı'nın müdahalesini açıklayarak alimlerden hilalin görülüp görülmediğine bakılmaksızın Pazartesi günü bayram ilan etmelerini istemiştir. Ayrıca astronomların hilalin görülemeyeceği yönündeki kararının şüpheli bir durum olduğuna, zira bunun Hazreci'nin talebinden etkilenmiş olabileceğine dikkat çekmiştir.

Yorum:

Astronomlar ve uzmanlar hilalin görülebileceğini söylesin ya da söylemesin yaşananlar, Müslümanların işlerinden sorumlu olanların, özellikle de gerçeği tahrif etmeye çalıştıkları, ibadetler konusunda insanların kaderini göz ardı ettikleri ve ayın girmesi gerçeğini kasıtlı olarak tahrif ettikleri için, Allah'ın şiarlarını hafife aldıklarının ciddi bir göstergesidir.

Irak'ta (ay) sayısının tamamlandığı ve Pazar gününün Ramazan ayının son günü olduğu ilan edilirken onlardan bazılarının, Şafii imamlarının, önemli olanın hilalin görülmesindeki farklar olduğu ve bir ülkede hilalin görülmesinin sadece o ülke halkını bağladığı şeklindeki kabul görmüş görüşünü taklit ettikleri iddia edildi. Ayrıca Sünni Vakfı Dairesi ve Fıkıh Meclisi'nden yapılan açıklamada, ümmetin âlimlerinin cumhurunun görüşünün, hilalin doğuşunun tek olduğunu belirtilirken, diğer görüşün tercih edilmesinin gerekçesi belirtilmemiştir!

Daha sonra insanların ihtilafını ve kendilerine yönelik birçok karışıklık ve suçlamayı görmelerinin ardından insanlardan, ihtilaftan kaçınmalarını ve kendilerini kontrol etmelerini talep ettiler ve birlik olmayı ve fitnenin kışkırtılmamasını vurguladılar.

Burada soruyoruz: Eğer hedeflerinden biri de birlik olmak ise, o halde tüm ümmeti ibadetleri, duyguları ve şiarları konusunda birleştiren cumhurun görüşü neden alınmadı? Dahası sömürgecinin belirlediği sınırlar içindeki her bir ülke halkının hilali görmesinin sadece kendilerini bağladığını ve komşu Müslüman ülkelerini bağlamadığını söyleyerek neden insanları kandırıyorlar? Benimsedikleri şey, sömürgeciliği pekiştirmek değil midir? O halde bu, insanları aldatmak değil midir? Muteber olan mezhep imamlarından herhangi biri bunu söyledi mi sanki?

Ey Müslümanlar: Bu, parçalanmışlığın, zayıflığın ve ümmetin pusulasını kaybetmesinin bir resmidir! Sömürgeci, ümmetin evlatlarının, büyük ümmetin bir parçası olduklarını hissetmelerini istemediği gibi Pakistan'daki Müslümanın, Tunus'taki kardeşiyle, Irak'taki kardeşiyle ve diğer İslam ülkelerindeki kardeşleriyle duygu birliği içinde olmasını da istemiyor; aksine sömürgeci ve yandaşları, Müslümanların arasını ibadetleri konusunda bölmek de dahil Müslümanların bölünmesini pekiştirmek ve kelimelerini dağıtmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

Bunun için ümmetin birleşmesini ve şeriatının tam, kapsamlı ve saf bir şekilde hakim olmasını farz kılan Allah'ın indirdiklerinden başka bir çözüm yoktur; bu da ancak Hizb-ut Tahrir'in kendisine davet ettiği, kurulması ve Allah Subhanehu ve Teala'nın vaadinin ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem'in müjdesinin gerçekleşmesi için gece gündüz çalıştığı İkinci Raşidi Hilafetin kurulmasıyla gerçekleşebilir.

Ümmetin âlimlerine gelince; onlar ümmet için vazgeçilmezdir; ancak onların yapması gereken, cesaret ve imanla insanlara hakkı açıklamak, vakıadan etkilenmek yerine vakıayı etkilemek, Allah için hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadıkları gibi yöneticinin gücünden de korkmadıkları gerçeğini söylemektir ki bu konuda alimlerin Sultanı el-İzz bin Abdüsselam onlar için en güzel bir örnek olsun.

وَإِذْ أَخَذَ اللهُ مِيثاقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتابَ ‌لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلا تَكْتُمُونَهُ

Allah, kendilerine kitap verilenlerden, «Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz» diyerek söz almıştı.” [Al-i İmran 187]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Bilal Zekeriya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER