Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Ak Parti’nin Seçim Hükümetinde Sürpriz İsimler Yok

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber:

Seçim Hükümeti'nin yeni bakanları ve görevleri belli oldu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçim

hükümetinde yer alan isimleri Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Yeni kurulan

geçici bakanlar kurulunda bakanlık yapacak isimler arasında Yalçın Topçu ve Selami Altınok isimleri gibi

birçok sürpriz isim yer aldı.

Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı isimler arasında Ali Rıza Alaboyun Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanı olurken, Müslüm Doğan Kalkınma Bakanı, Selami Altınok İçişleri Bakanı, Feridun Sinirlioğlu

Dışişleri Bakanı, Yalçın Topçu Kültür ve Turizm Bakanı, MHP’den Milletvekili olan ve Davutoğlu’nun

bakanlık teklifini kabul eden Tuğrul Türkeş ise Başbakan Yardımcısı oldu.

www.rotahaber.com

Yorum:

Ak Parti; hem kuruluş sürecinde, hem uluslararası kamuoyunda tanınması noktasında hem de iktidarda

olduğu üç dönemlik süreçte ABD’nin tam desteğini aldı. Zira ABD daha önce başka partiler üzerinden

defalarca kez deneyip sonuca ulaşamadığı Türkiye’deki sistem değişikliğini Ak Parti ile başarmak istiyordu

sonuçta da başardı. Erdoğan liderliğinde Ak Parti iktidarı Türkiye’de İngiliz yanlısı olan ve İngilizlerin

siyasetini sahiplenen tüm kurum ve kuruluşlardaki derin yapıları tasfiye etti ve Amerikancı sistemi belirli

ölçüde kurumlara hâkim kıldı.

ABD hem Ortadoğu İslam ülkelerine demokratik model olması, hem bu ülkelerdeki sömürge siyasetini

Türkiye’yi etkin bir şekilde kullanarak yürütebilmesi ve hem de Türkiye üzerindeki nüfuzunu devam

ettirmesi için güçlü iktidarlarla çalışmayı istiyor. Hatta nihai süreçte Türkiye’ye başkanlık sisteminin

gelmesini sağlayarak İngiliz nüfuzunu Türkiye’den kazımak istiyor. Ancak ABD’nin bu planı 7 Haziran 2015

Milletvekilliği seçimlerinde bozuldu ve Ak Parti oy kaybına uğrayarak tek başına iktidar olamadı. İşte bu

süreçte Ak Parti’yi Koalisyon hükümeti kurmaya zorlayan bazı gelişmeler yaşandı. Bu gelişmelerin en

başında ise Suruç patlaması gelmektedir. Bu patlama ile Ak Parti’nin bir koalisyon hükümeti kurması

istendi, yani aslında eski İngiliz yanlısı vesayet rejimi tekrar yeniden Türkiye’de kurumlar üzerinde söz

sahibi olmak için iktidar olma isteğini ve arzusunu bu tür girişimler ile denedi. Lakin ABD ve ABD’ye

göbekten bağlı bir siyaset güden Ak Parti bu girişimlerin önünü seçim kararı alarak ve seçim hükümeti

oluşturarak kesti.

Cumhurbaşkanının onayı ile Kasım 2015’te yapılacak erken genel seçimlerine kadar çalışacak yeni

hükümet ve bakanlıkların dağılımına baktığımızda aşağıdaki hususları dikkatle görmüş oluyoruz.

Öncelikle Ak Parti (Cumhurbaşkanı Erdoğan) erken seçim kararı alarak Türkiye’de siyasi boşluğun

oluşmasının önüne geçmiş oldu. Zira eğer bir siyasi boşluk oluşursa bu boşlukta İngilizci siyaset tekrar

kurumlara nüfuz edebilir ve tutunma noktası oluşturabilirdi. ABD bu isteği gördüğü için bazı riskleri de

göze alarak derhal Türkiye’de erken seçim kararı alınmasını sağladı.

Yeni Hükümetteki bakanlık dağılımına baktığımızda Ak Parti’nin asla sürpriz isimlere yer vermediğini

görmüş oluyoruz. Zira bazı medya organlarında kabinede sürpriz isimlere yer verildi şeklinde haberler

çıksa da aslında böyle bir şey olmadı. Zira ne ABD’nin nede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürprizlerle

uğraşmaya tahammülü bu süreçte olmaz.

Birinci olarak İçişleri Bakanlığına İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok getirildi. Selami Altınok Ak

Parti ile Fethullah Gülen Cemaati kadroları arasında yaşanan çatışma sürecinde çok kilit noktada görev

üstlendi. 17 Aralık yolsuzluk soruşturmalarının hemen başında İstanbul Emniyet Müdürlüğüne atanarak bu

soruşturmaların önünü kesip aslında Ak Parti ve Cumhurbaşkanına adeta can suyu oldu. Dolayısıyla

buradan bakıldığında hem ABD hem de Erdoğan iç siyasette kaos ve sürpriz istemiyor. Bunun için en çok

güvendikleri kişiye İçişleri Bakanlığını verdiler.

Bir diğer önemli Bakanlık ise Dışişleri Bakanlığıdır. Zira bu ABD için çok çok önemlidir. ABD’nin Ahmet

Davutoğlu’nun Başbakan olmasından sonra Dışişleri Bakanı olan Mevlüt Çavuşoğlu ile çok kötü çalıştığı

söylenemez. Lakin Ak Parti ve Erdoğan Çavuşoğlu’ndan ABD’nin razı olduğu kadar razı değillerdi. Seçim

hükümeti ise bir fırsat oldu ve Dışişleri Bakanlığı Baş Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu Bakan olarak atandı.

Feridun Sinirlioğlu Dışişleri Bakanlığında ABD’nin çok rahat çalışabileceği beyin takımının en önemlisidir.

Zira son 5 yılda ABD Dış siyasette Türkiye’den ne istediyse aldı ve söylediği her şeyi ona yaptırdı. Şu an

ABD’nin Suriye ve Irak siyasetleri de dikkate alındığında Feridun Sinirlioğlu gibi bir bürokratın Dışişleri

Bakanı olması ABD’nin çok işine gelmektedir. Yani Altınok gibi Sinirlioğlu’nunda sürpriz olarak

değerlendirilmemesi gerekir.

Geriye ise Tuğrul Türkeş ve HDP’den iki isime verilen Bakanlıklar kaldı ki, bu bakanlıklar önemleri

açısından stratejik özellik taşımamaktadırlar. Ayrıca bu Bakanlığa atanan isimler de Ak Parti’nin güvendiği

ve garanti verdiği kişilerdir.

Seçim Hükümeti Bakanlıklarına daha çok Bakanlık bünyesinde görev yapan Müsteşarlar atandı. Bu

durum ise kurumlardaki Amerikancı kadrolaşmaya ve sisteme olan güvenin göstergesidir. Hem Ak Parti

hem de ABD artık önemli kurumlardaki kadrolara tam güven içerisindeler. Ayrıca zaten Bakanlıklarda asıl

işi yürütenler Bakanlar değil de müsteşarlar olduğu için erken seçime kadar bu kurumları onlara emanet

etmek daha garantili bir çözüm olmuş oluyor.

Ak Parti hem HDP ve hem de MHP’deki bazı isimlere Bakanlık teklifi yaparak bu iki parti içinde çatlak

oluşturmuş oldu. ABD’nin Türkiye için daha ileriki süreçte istediği Başkanlık sistemine geçişte haddi

zatında iki parti olacak. Biri sağ liberal demokrat kanat, diğeri sol sosyalist demokrat kanat. İşte sağ

kanatta bulunan MHP ve HDP’nin bu çizgiye taşınması için içeride daha fazla çatlak oluşturmak işe

yarayacaktır. Ak Parti bu iki parti vekillerine Bakanlık teklifi götürerek bunu gerçekleştirmek istedi.

Sonuç olarak ABD hem Suriye ve Irak siyasetini rahat yürütebilmek ve Ortadoğu denkleminde

Türkiye’den daha fazla yararlanmak için Türkiye’de kendine bağlı ve güçlü iktidar ve istikrar istiyor. Ak

Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’da daha güçlü bir iktidar ile ileriki süreçte (belki bir dönem sonra)

Başkanlık sistemi istiyor. Ak Parti ile ABD’nin istekleri ve siyasetleri farklı değil. O halde neden bu

siyasetlerini baltalayacak sürprizlerle uğraşmak zorunda kalsınlar?

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Mahmut KAR

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER