Başkanlık Sistemi
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber:
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan katılmış olduğu bir televizyon programında başkanlık konusunda
şöyle dedi: “Başkanlık sistemi konusunda da ben konuyu dile getirmeye devam edeceğim. Bundan neden
çekiniliyor? Başkanlık sistemi nedir? Bırakalım bunu halk tartışsın, akademisyenler tartışsın. Bundan
neden çekiniyorlar. Sorunların altında aslında bir sistem problemi var. Sanki bu "Erdoğan'ın şahsi
meselesi" diye görüyorlar. Bu benim şahsi meselem değil, bu milletimin meselesidir. Milletimin önüne
götürelim, ne derse millet "baş göz üstüne“ diyelim. Dünya istikrara giden yol nereden geçiyorsa, bunlara
bakıyor. Bizim bu sistem krizinden kurtulmamız lazım.” Kaynak: Haber Ajansları
Yorum:
7 Haziran seçimlerinden sonra bir süreliğine rafa kaldırılan başkanlık sistemi 1 Kasım seçimlerinden
sonra yeniden yoğun bir şekilde tartışılmaya başlanmıştır. AKP’nin 1 Kasım seçimlerinden sonra yeniden
tek başına iktidara gelmesinden sonra bu konuda eli güçlenmiştir. Zira yukarıda Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın söylemiş olduğu bu cümlelerin satır aralarının iyi okunması gereklidir. Cumhurbaşkanı
Erdoğan siyasi bir kurnazlık göstererek Başkanlık Sistemi’nin kendi şahsi meselesinin olmadığını, bu
konunun kamuoyunda tartışılmasının gerekliliğinden bahsetmektedir.
Bu bağlamda şunları söylemek mümkündür.
1) 1 Kasım seçimlerinden sonra AKP’nin yeniden tek başına iktidara gelmesiyle beraber
2) Erdoğan başkanlık sistemi hamlesiyle Amerikancı siyaseti Türkiye’de tamamıyla hâkim kılarak
3) Her ne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu şahsi meselesi olarak görmese de aslında bu
4) Şayet anayasa değişikliği gerçekleşir ve başkanlık sistemine geçiş olursa ileriki dönemlerde
5) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden gündeme getirerek tartışmaya açtığı Başkanlık Modelinin
6) Cumhurbaşkanı Erdoğan yine konuşmasının bir bölümünde başkanlık sistemi hakkında
7) Cumhurbaşkanı Erdoğan bir sistem tıkanıklığından bahsederek Başkanlık sisteminin bu
Erdoğan’ın bu konuda eli güçlenmiştir. Büyük bir ihtimalle bu konuyu yeni anayasa ile birlikte
referanduma götürmeyi planlıyor. Zaten bunu kendisi de açık bir şekilde ifade etmektedir.
katı Laik İngilizci siyaseti tümden bitirmeyi planlamaktadır. Bununla beraber Erdoğan’ın talep
ettiği başkanlık sistemi aslında Amerika’nın talebidir.
söylemin bir doğruluğu vardır. Çünkü bu mesele Amerika’nın istemiş olduğu bir konudur. Fakat
Erdoğan başkanlık sisteminin gelmesiyle beraber koltuğunu daha da sağlamlaştırmak için buna
çok önem vermektedir.
Amerika’da olduğu gibi çift partili bir sistem olabilir. Yani muhtemelen mecliste daha soft bir
CHP ve AKP yer alacaktır.
esas açısından parlamenter modelden farklı olmadığını, her ikisinin esasını da laik ve
demokratik nizamın oluşturduğunu söylememiz mümkündür.
“Bundan neden çekiniliyor? Başkanlık sistemi nedir? Bırakalım bunu halk tartışsın,
akademisyenler tartışsın. Bundan neden çekiniyorlar. Sorunların altında aslında bir sistem
problemi var” diyerek kamuoyunu manipüle etmektedir. Şayet Erdoğan bu söyleminde samimi
olmuş olsaydı o zaman başkanlık sistemi yerine Müslümanlar için tek doğru yönetim nizamı
olan Hilafeti tartıştırması gerekirdi. Hatta bundan daha da ziyade Hilafeti ikame etmek içim tüm
gücüyle çalışması veya yönetimi Hizb ut-Tahrir’e devretmesi gerekirdi.
tıkanıklığı açacağını ifade etmektedir. Bu söylemin de reel bir karşılığı yoktur. Çünkü dünyanın
birçok yerinde uygulanan başkanlık sistemi artık iflas etme durumuna gelmiştir. Sorunlara
çözüm üretmede yetersiz kalan ve insanlığı uçuruma sürükleyen bir hale gelmiştir. Yine bununla
beraber bu sistemin uygulandığı başta Amerika olmak üzere Batılı ülkelerin kendi toplumları
dahi bu sistemden nefret eder bir duruma gelmiştir.
8) Son olarak kapitalist sistemi kökünden söküp atmadan sadece sistem ayarları ile oynamak
beraberinde istikrarı meydana getirmeyecektir. Dolayısıyla ister parlamenter sistem olsun
isterse de başkanlık sistemi olsun tüm bunlar Müslümanlar için haramdır. Müslümanların
başkanlık sistemi gibi aldatmacalara kesinlikle kanmamaları ve İslam’ın yönetim sistemi olan
Raşid-i Hilafet’i kurmaları için çalışmaları gerekmektedir. İşte gerçek istikrar da ancak bu
modelle gerçekleşir.
Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Yılmaz ÇELİK