Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
CEZAYİR’Lİ DİRENİŞÇİLERİN KAFATASLARI FRANSA MÜZELERİNDE!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

CEZAYİR’Lİ DİRENİŞÇİLERİN KAFATASLARI FRANSA MÜZELERİNDE!

HABER:

Fransa'da ajanslar, Paris’teki Musee de L’Homme’da 18 binden fazla kafatasının muhafaza edildiğine ve bunlardan 500 tanesinin kimliğinin tespit edildiğine dair 29-09-2016’da bir haber yayınladı. Fransa, 19. yüzyılda Fransa’ya mukavemet eden direnişçileri ve onların 36 liderini öldürdü sonra kafalarını kesti. Siyasetini müdafaa etmek ve antropolojik motifler için kafataslarını Fransa'nın başkenti Paris'e nakletti.

Kafatasları Fransa’daki müzede muhafaza edilen liderlerin arasında, Kabylie bölgesinde 1850 yıllarında sömürgecilere karşı mücadele eden Bubgaleth ve 1949 yılında Şeyh Buziane El Zeateşeh de bulunmaktadır.

Ajanslara göre, Cezayir tarihinin bir parçası olan kafatasları hakkında tartışmaların alevleneceği, Fransa ve Cezayir arasında yeni bir tartışmanın gündeme düşme korkusuyla, kafatasları dolaplara izole edilerek halkın görüş alanının dışında tutulmuştur. Kafatasların varlığı sömürge dönemini ve onlarla alakalı arşivleri hatırlatmaktadır. Bu kafatasların varlığını Mart 2011’de Cezayirli araştırmacı Ali Farid Belkadi ortaya çıkardı.

YORUM:

Fransa, Cezayir’de milyonlarca insanı öldürdü, yüz binlerce insanı hicrete zorladı hatta 1852 yılında Al Agvat kentinde nüfusun üçte ikisini bir gecede yakarak büyük bir katliam gerçekleştirdi. Ayrıca Cezayir'de 17 nükleer deneme yaptı. Bu denemeler on binlerce insanın hayatına mal oldu. Fransa, Cezayir’den çıkarken de ülke halkının sayısından fazla mayını oraya yerleştirerek ayrıldı. O kadar fazla suç işledi ki Fransa, buraya yazmakla bitmez. Fransa'nın işgal ettiği 132 yıl boyunca Cezayir'li halka karşı işlediği suçlarından sadece biridir bu kafatasları. Tüm bunlara rağmen Fransa’nın İnsan hakları, hürriyetler ve demokrasi savunuculuğu çok komiktir!

Cezayirli direnişçilerin kafataslarını alıkoyduklarından dolayı Fransa’ya söylenecek en hafif söz, yaptıklarının korkunç bir suç olduğudur ve bu sömürgeci barbar devletin İslam'a ve Müslümanlara kin ve düşmanlığını ortaya koyuyor. Fransa sadece direnişçileri öldürmekle yetinmemiş, sanki zafere işaret eden ganimet gibi, direnişçilerin cansız bedenlerini Fransa’ya naklederek başlarını vücutlarından ayırmışlar böylece ne ölüye ne de diriye saygı göstermeyip Müslümanların kutsal saydıkları mevtaya hürmet etmemişler. Cezayir tarihiyle ilgilenen Fransız tarihçi Pascal Blonchar Fransız Kanalı, Kanal 24’e verdiği röportajda, bu kafataslarının direnişçilere karşı zaferin bir göstergesi olarak sömürgeci ordu tarafından Fransa’ya gönderildiğini söyledi. Direnişçi liderlerinin kafalarını keserek Cezayir halkına da şehirlerde ve meydanlarda "liderlerinizi öldürdük!" mesajı vermek için kullanmışlar. Sonradan bilimsel malzemeye dönüştürülerek antropologların ilgi alanına çekmeye çalışmışlar.

Fransa’nın tarihi Müslümanlara karşı karanlıktır. Aynı şekilde Cezayir, Tunus, Çad, Moritanya, Senegal, Irak, Suriye, Orta Afrika ve diğer ülkelerde elleri Müslümanların kanlarıyla boyanmıştır. Ülkelerinde Müslümanlara karşı uyguladığı başörtüsü ve nikap (peçe)baskısını saymazsak... Tabi ki bunu da terörizm ve aşırıcılık sloganları adı altında yapmaktadırlar. Hangi terörizm ve aşırıcılıktan bahsediyorlar?! halbuki en büyük terörist kendileridir!

Fransa bu suçları Müslümanlara karşı işleyemezdi eğer hain yöneticilerimiz olmasaydı. Bu yöneticiler ancak onlara suçlarını kabul ettirme ve özür talebindeler! Sömürgeci devletlerin döktükleri kanların intikamı yine onların istedikleri şekilde mi, böyle mi alınır?! Ülkesinin Müslüman halkını savunmak uğrunda canlarını veren bu kahramanların intikamı böyle mi alınır ve katil sömürgecilerle mücadele böyle mi olur?!

Fransa, sömürgeciliğini ortaya koydu; beldelerimizi işgal etti, servetlerimizi yağmaladı, insanlarımızı katletti, kadınlarımızın ırzına geçti, ölülerimize saygı göstermedi ve Peygamberimize (sav) hakaret etti. Bunlardan dolayı cezayı hak etti, fakat Hilafet devleti yıkıldığından, Müslümanların kalkanı ve imamı yok olduğundan dolayı suçlarının karşılığını görmedi. Ama size Rabbimizin hayırlı vaadini ve Rasul (sav)’in Nübüvvet Metodu üzere ikinci raşidi Hilafet devletinin müjdesini verebiliriz. İşte o zaman Fransa'ya işlediği suçlarının cevabı sözle değil, fiili olarak ve hakkıyla verilecektir. Rabbimizden dileğimiz; o günün yakın olmasıdır!

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

BACINIZ BERÂT MÜNASIRA

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER