- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
BURKA’YI (PEÇE) YASAKLAYARAK İKİYÜZLÜLÜKLERİNİ ORTAYA KOYUYORLAR
(Tercüme)
HABER:
El-Kuds El Arabi, Frans 24, CNN ve diğer bazı haber siteleri sosyal medyada ve bazı gazetelerde yerel yönetimlere atfedilen ve esnafa dağıtılan imzalı belgelerde; “esnafın elinde bulunan peçeleri 48 saat içerisinde piyasadan kaldırmalarını talep eden” haberleri yayınladı.
Twitter ve Facebook üzerinden yayılan belgenin başlığı; “Peçe satıcısı ve üreticisi dikkat edin” olarak geçmekte ve içeriğinde ise; “Yerel otorite tarafından yürütülen denetime bağlı olarak peçeyi imal eden ve satanı, bu bildirinin kendisine ulaşmasından itibaren 48 saat içerisinde bu peçelerin satışını ve üretimini durdurmasını beyan ediyoruz. Bu sürenin bitiminden sonra halen satışını ve üretimini yapanlar doğrudan gözaltına alınacaktır.” şeklinde yasaklayıcı uyarı bulunmaktadır.
YORUM:
Bu habere yönelik Fas İçişleri Bakanlığından şu ana kadar herhangi bir resmi onay gelmedi. Ancak AFB muhabiri Frans 24 kanalına yaptığı açıklamada; “Dağıtılan belgenin ‘’Başa’’ tarafından beyan edildiğinden dolayı resmidir” dedi. Sıra açısından bölge ve vilayetten sonra “Başa” gelir ve “Başa” ise yerel yönetimdir ve hepsi içişlerine bağlıdır. El Umku Elmagribi sitesi; “Bu iş peçeyle ilgilidir” diye açıkladı. Çünkü bazı esnafın bu siteye yaptığı açıklamalarda; “Yerel yönetimin İçişleri Bakanlığına bağlı olduğunu ve birçok kentte çeşitli peçe satan ve üreten esnaftan bu faaliyetlerini durdurmalarını talep ettiler.” dendi.
Haberde geçen yasak doğruysa çok ciddi ve büyük etkileri olacaktır. Bu İslam ve hükümlerine karşı korkunun ortaya çıktığının bir göstergesidir. Ayrıca rejim ve zebanileri Fas’taki Müslümanlardan korktuğu ve onları hor görmesinin açığa çıkmasıyla birlikte, şahsi özgürlükleri ön gören kanunların da bu yasaklardan etkileneceğidir. Rejim, Müslümanların duygularıyla oynamasından dolayı, ateşle oynuyor.
ANCAK, BURADA DİKKAT ÇEKEN İKİ İFADE VARDIR:
Birincisi; El Kuds el Arabi haber muhabiri Şeyh Muhammed El Fezaziye, Fas yönetimi hiç kimsenin ihtilaf etmediği, imamların üzerinde icma ettiği ve nebevi sünnetin ve Kuran-ı Kerim’in getirdiği örtüyü mü yoksa burka (peçe) adında başka bir şeyi mi yasakladı diye sordu? Şeyh bu soruya şöyle cevap verdi; “Benim nazarımda Burka (peçe) Afganistan, Pakistan, Arap yarımadası ve diğer beldelerde gizlenmek için bir üslup ve burka oralarda yaşayanların bir kültürüdür ve kendilerinin dini hüviyetlerinden bir üsluptur” dedi.
Şeyh şöyle devam etti; “ben aslında başkalarının temsil ettiği kültürü bizim kültürümüz diye ithal etmeye karşıyım. Her gelen şeye müsamaha göstermek, ümmetin kültür hadaretinin gerçekliğine ihanettir. Ayrıca, bana göre bizim kültürümüzü ve kimliğimizi rahatsız eden Afgan burkasının yırtık kotla veya mini etekle arasında bir fark görmeyi aptalca buluyorum” dedi.
Diğeri ise; Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi Hüsna El Aleme bir dipnotunda şöyle demişti; “Fas'lılar baskı olmadan ikna oldukları sürece istediğini giyebilir. Bu ister mini etek, kot pantolon, şort, başörtü, burka, nikab ve cilbab olsun fark etmez.”
Ey Fezazi! Allah’ın dinine karşı bu nasıl cüret ve sen nasıl bir anlayışla rejimi savunuyorsun. Bu nasıl bir zihniyet ki Fas’taki Müslümanların kültürüyle Pakistan ve Arap yarımadasındaki kültürün farklı olduğunu söylüyorsun? Ve ayrıca Sykes-Picot sınırlarını Müslümanların kimliğidir diye içtihat edebiliyorsun?
Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi ise başörtüsünü kamusal hayatta giyilen elbiseyle beraber avretini ve ziynetini ortaya çıkaran kotla ve şortla birbirine yaklaştırmaya çalışıyor. Bunların hepsi ona göre şahsi özgürlük adına mubahtır. Peki İslam adına savunacak geriye ne kaldı?
Bu İslami hükümlere yapılan saldırıları İbn Yasin’in torunlarının kabul edeceklerini mi zannediyorsunuz! Bu meydan okumaya karşı (fıkhı meseledeki ihtilafa rağmen) duygular hareket etmeyecek mi? Acaba mevcut otoriteye bağlı şeyhlerin ikiyüzlülüğünü örtecek ve arkasına saklanacakları bir örtü kaldı mı?!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Hüsameddin Mustafa