Çarşamba, 04 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/06
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
DERT BAŞKA!!!

بسم الله الرحمن الرحيم

DERT BAŞKA!!!

Haber:

TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın eski ve yeni milletvekilleri onuruna verdiği iftar davetinde, “2003 ile 2014 arasında 11 yılı aşkın bir süre mensubu olmaktan şeref duyduğunu belirttiği TBMM’de, milletvekilleriyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasi hayatı boyunca milli iradenin tecelligahı olan TBMM’nin gücünü ve itibarını yükseltmek için çalıştıklarını, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceklerini söyledi.”

Yorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklaması, Erbakan’ın 1996 yılında başbakan olduktan hemen sonra iktidar koltuğuna oturur oturmaz söylediği şu sözü hatırlatmaktadır “Elhamdülillah 25 senelik rüyamı gerçekleştirdim.”

Bu tür liderlerin dertleri her daim başka olmuştur. Dert sadece zillet ve utanç koltuğu olan iktidar koltuğuna oturmak olmuştur. Hiçbir zaman İslam diye bir dertleri ve davaları olmamıştır. Aynı zamanda ümmetin derdi ile dertlenmemişlerdir. Bilakis sömürgeci kâfirlerin derdi ile dertlenmişlerdir. Erbakan’ın talebesi olan Erdoğan’ında böyle bir derdi ve davası olmamıştır. Bilakis her daim gayeleri sadece İslami olmayan sistemleri ayakta tutmak ve sömürgeci kâfirlere hizmet etmek olmuştur. Erbakan nasıl ki ömrünü İngiliz icadı olan demokratik parlamenter sistem için feda etmişse, aynı şekilde şu an Cumhurbaşkanı Erdoğan da Amerikan yapımı olan başkanlık sistemi için ömrünü tüketmektedir. Yani her iki isim de hayatlarını, İslam için ve onun adil yönetimi olan Hilafet’i tekrar geri getirmek için tüketmemişlerdir. Bilakis ümmetin kalkanı olan Hilafet’i ilga eden ve İslam’ın hayattaki tüm izlerini silen kurum olan TBMM’yi güçlendirmek için bu uğurda ömürlerini heba etmişlerdir. Aslında burada garip olan bir durum yok. Erdoğan siyasi hayatı boyunca kendini ve mensubu olduğu partiyi muhafazakâr demokrat olarak nitelendirmiştir. Ve bunu da çeşitli platformlarda defalarca dile getirmiştir.

Burada asıl garip olan durum ise, Erdoğan’ın tüm bu açıklamalarına rağmen hala toplumun bir kısmından kendisine destek gelmesidir. Cumhuriyet tarihi boyunca Müslümanlardan bir kısım bu tür şahsiyetleri günümüze kadar desteklemişlerdir. Mesela, Adnan Menderes iktidara geldiğinde Türkçe okunan ezanı tekrardan Arapçaya çevirdiğinde, Müslümanların teveccühünü kazanabilmiştir. Yine Özal iktidara geldiğinde Müslüman bir başbakan iktidara geldi diye Müslümanlar sevinmiştir. Ya da Erbakan başbakanlık koltuğuna oturduğunda mücahit bir lider olarak vasıflandırmışlardır. Ve son olarak Müslümanlar tarafından kendisine en çok destek verilen kişi ise Erdoğan olmuştur.

Tüm bu liderler sözde Müslüman şahsiyetler olmasına rağmen kesinlikle İslam adına hiçbir icraatta bulunmamışlardır. Tam aksine İslam’ın tekrar hayat sahasına inmemesi için engeller ortaya koymuşlardır. Bu şahsiyetler İslam’ı hayattan kaldıran kurumları ve sistemi daha güçlü bir hale getirmek için bütün mesailerini bu uğurda harcamışlardır. Aynı şekilde egemenliği halka veren ve yasama yapan bir kurum olan TBMM’yi daha da güçlendirmek için tüm gayretlerini bu uğurda sarf etmişlerdir. Sözde konuştukları zaman İslam ve Ümmet adına konuştuklarını iddia ederler. Fakat iş icraat noktasına geldiğinde amelleri kendilerini yalanlamaktadır. İslam’ı yeniden iktidara getirmek için çalışmazlar. Bu konuda set olmaya devam ederler.

Dolayısıyla bu tür liderlerde dert başkadır. Dava başkadır. Gaye başkadır. Amel başkadır. Fakat hayatlarında gerçek olan bir durum varsa İslam hariç her şeyin gerçek olmasıdır.

Hizb ut-Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Yılmaz Çelik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER