Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yahudi varlığının meydan okuması karşısında İslam beldelerindeki yöneticilerin tutumu

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

Yahudi varlığının meydan okuması karşısında

İslam beldelerindeki yöneticilerin tutumu

HABER

Yahudi güçleri, uçaklarının Esad rejimine bağlı mevkileri bombaladığını yüksek sesle bildirdi. Suriye’den Yahudi varlığının işgalindeki Golan tepelerine roket atılmasından bir saat sonra Doğu Alsamdanih bölgesini ve Kuneytira kırsalını bombaladı. Son bir hafta içinde Suriye’den Golan Tepelerine dördüncü kez roket ve füze saldırısı gerçekleşmiş oldu. Saldırıların akabinde her seferinde Yahudi varlığı misilleme olarak Suriye Ordusunun mevzilerini vurdu. Yahudi varlığın Başbakanı Netanyahu Çarşamba günü yaptığı bir konuşmada: “kim bize saldırırsa, bizde karşılığını veririz, bu bizim politikamızdır ve böyle devam edeceğiz” dedi. (Arabi21.com 30/6/2017)

YORUM:

Belli ki mücrim Yahudi varlığı Suriye rejimi ve Arap ülkelerinin tümünü hiç umursamamaktadır. Yahudi varlığı bu ülkelerden gerçek bir karşılık görmeyeceğini bildiğinden dolayı Suriye mevkilerini bombalamaya devam etmekte ve meydan okumaktadır. Mücrim varlık Suriye halkının kanı dökmekte kimseden çekinmemektedir. Şam devrimiyle mücadele için Yahudi varlığıyla beraber İran ve Lübnan’daki partisi de seferber olmuşlardır. Böylece İran söylemiş olduğu sloganlarla isteksiz ve dirençsiz olduğunu bölgede kendisinin kukla olduğunu ortaya koymaktadır.

Yahudiler bölgede sürekli meydan okumakta, bu da Türkiye'de iddia edilen İslam modelinin Yahudi varlığı ile normalleşmenin arkasından nefes nefese koştuğunu ortaya koyuyor. Türkiye Suriye’de Amerikan savaşını yürütüp Şam halkının kanını akıtmada Rusya ile askeri iş birliği içindedir. Ayrıca Yahudilere yönelik herhangi bir askeri hareketi caydırmak için Katar’da askeri üs açmakla uğraşmaktadır. Bu meydan okuma Körfez ve Mısır yöneticilerin İşgalci Yahudilere yönelip Katar ile Donkişotvari mücadelesini gösterir.

Yöneticilerin hepsinin işgalcilere hizmet etmek için birleşmeleri Yahudi varlığına karşı hareket etmemeleri, bilakis Yahudi varlığıyla normalleşmek için yollar aramaları, ancak laikliği ikrar eden tüm sistemlerin İslam’ın karşısında olduğunu gösterir. Bunun yanı sıra İslam’a karşı isteksizleri, aşağılamaları, ümmete karşı komplo kurmaları ve beldelerin kurtulması için katkıda bulunmak için gerçek mücadeleye yardım edecek herhangi bir maslahatlara karşı engel olmaları şanlı devrimin karşısında olduklarının apaçık delilidir.

Ümmet ferdiyle alimleriyle ve partileriyle bu sistemlere karşı mücadele etmesi ve onları düşürmesi ayrıca yöneticileri beldelerinden çıkarmaları üzerlerine vacibtir. Böylesi bir amel yöneticilerin ihanetlerini kapatmak veya kendi iddialarını savunmak için değil, askeriyenin iradesini yeniden elde etmek ve ihlasla yahudilerin ve sömürgecilerin işgali altından kurtulmaya yöneltmek için olacaktır. Allah Subhanehu ve Teâlâ ayetine uygun olarak bu mücadele siyasi ibadettir:

﴿وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ﴾.

“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”(Ali İmran 104)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Dr. Mahir El Caberi

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER