Pazar, 20 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ey Profesör Kays! Partilerin İslam’a, İslam’ın da Devlete İhtiyacı Vardır!

بسم الله الرحمن الرحيم

HABER-YORUM

(Tercüme)

Ey ProfesörKays!

Partilerin İslam’a, İslam’ın da Devlete İhtiyacı Vardır!

HABER:

El-Arap gazetesi 22-09-2017 Cuma günü, İslam esasına dayalı siyasi çalışma hakkında anayasa hukuku profesörü Kays Said'in yaptığı bir açıklamayı yayınladı. Profesör açıklamalarında şunları belirtti: “Muhakkak ki İslam'ın siyasi bir partiye ihtiyacı yoktur ve Tunusluların Müslüman olmaları için İslami bir partiye ya da anayasadan bir itirafa da muhtaç değildir"

YORUM

Konuşmanın ilk bölümünü tartışmadan önce Üstadın Tunus halkının bir bütün olarak İslam'a olan gururuyla olan tavrını takdir ediyoruz. Bu tabîki onay gerektirmez. Hatta şüphe ve tartışma konusu dahi olamaz. Fakat anayasal bir kanun adamının inancımızın ve dinimizin lahuti bir din olmadığını bilmesi gerekir. Halbuki bu soru gayri müslimlere dinlerinin acizliği ve fesadı üzerine sorulması gerekir. (Kuşkusuz laiklerin itirafı). Profesör, imanın bağlılık koşullarından biri de inançtan (akideden) fışkıran çözümlere bağlanmak olduğunu anlaması gerekir.

İslam, insanın kendisiyle olan ilişkisini düzenler. (Yiyecek ve içecek gibi) İnsanın diğer insanlarla olan ilişkilerini düzenler. (Cezalar ve muamelat gibi) Ve Rabbisiyle olan ilişkilerini de düzenlemiştir. (İbadet hükümlerinde olduğu gibi.) Allah Subhanehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

﴿وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِّكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَىٰ لِلْمُسْلِمِينَ﴾

 “Sana bu kitabı; her şey için bir açıklama, doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.” (Nahl 89)

Dini ile gurur duyan Profesör Kays Said’in İslam’dan (ümmetin bakış açısından) yüz çevirenleri ve ibn Haldun ve Tahir ibn Aşur’un beldesi olan bu güzel beldede laikliği teşvik edenleri kınamasını beklerdik. Ve ne kadar isterdik ki, bu ülkenin İslamcı bir partiye ihtiyacı olduğunu bizzat söylemesini. Ey Profesör! bu güzel beldede laik ve liberal fikirlere ihtiyacı yoktur. Senin İslam yasama sisteminin yeterli ve kifayet verici olduğunu ve Şeriat sisteminin uzlaşma, pazarlığa ve ayrıca orta çözüme boyun eğmeyen fakat müctehidlerin naslardan istinbat ettikleri sahih meşru görüşlere dayandığını söylemenizi bekliyorduk.

İslam'ın partilere ihtiyacı olmadığı gerçeğini kabul etmek yanlış olur. Evet, İslam alemlerin Rabbinin dinidir ve hiç kimseye muhtaç değildir, her şey ona muhtaçtır. Profesör, Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın İslam’a davet rolünü bir partiye ve partilere vacib kıldığını ve ayrıca yöneticilerin muhasebe edilmesini istediğini burada göremedi:  وَلْتَكُن مِّنكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ﴾  “Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.” [Ali İmran 104]

Kitleleşmiş bir cemaatin kurulması emri, mücerret bir taleptir bilakis vucubiyettir. Zira o kitleleşmiş cemaatin yapacağı yukarıda zikredilen ayetin belirlediği iş -İslam'a davet, marufu emretmek ve münkerden nehyetmek- Müslümanların üzerlerine yerine getirmeleri gereken bir farzdır. Bu farz başka birçok ayet ve hadislerde de sabittir. Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem şöyle buyurdu:وَالَّذِي نَفْسِي بيَده لَتَأْمُرُنَّ بالْمَعْرُوفِ وَلَتَنْهَوُنَّ عَنِ الْمُنْكَرِ أو لَيُوشِكَنَّ اللَّهُ أَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عِقَاباً من عِنْده ثُمَّ لَتَدْعُنَّهُ فَلاَ يَسْتَجِيبُ لَكُمْ»  “Nefsim elinde olan Zat'a yemin ederim ki, ya marufu emir ve münkerden nehyedersiniz yahut Allah’u Teâlâ size azap gönderir. Sonra Allah'a yalvarırsınız, lâkin duanız kabul olunmaz.”(Ahmed tarafından rivayet)  

İşte bu ifade, o talebin kesin bir istek olduğuna ve bu emrin de vacip olduğuna bir karine olmaktadır. Bu kitleleşmiş cemaatin siyasi parti olması gerekir. Bu vacibiyet, ayetin Müslümanlardan bir cemaat kurmalarını istemesinden gelir, diğer taraftan da cemaatin işini İslam'a davet etmek, marufu emretmek ve münkerden nehyetmek olarak belirlemesinden dolayıdır.

Marufu (iyiliği) emretmek ve münkerden (kötülükten) nehyetmek işi, idarecilere de iyiliği emretmeyi ve kötülükten nehyetmeyi kapsamına alır. Hatta bu iyiliği emretmek ve kötülükten nehyetmek işlerinin en önemlisidir. Zira o, idarecileri muhasebe etmek ve onlara nasihat etmektir. Bu iş ise, siyasî bir iştir. Hatta bu siyasi işlerin en önemlisidir ki o da siyasi partilerin en belirgin çalışmalarındandır. Böylece bu ayeti kerime siyasi partilerin kurulmasının vacibiyetine (farz oluşuna) delalet etmektedir.

İslam, mezhepçi partileri ve ırkçılığa davet eden partilerin kurulmasını ve bu esas üzerine kitleleşmeyi ve daveti haram kıldı. Ayrıca bu esaslar üzere savaşmayı büyük günah saydı Rasulullah Sallahu Aleyhi Vessellem şöyle dedi: مَنْ قُتِلَ تَحْتَ رَايَةٍ عِمِّيَّةٍ يَدْعُو عَصَبيَّةً أَوْ يَنْصُرُ عَصَبيَّةً فَقِتْلَةٌ جَاهِلِيَّةٌ“Kim körü körüne çekilmiş bir bayrak altında, milliyetçiliğe davet eder veya milliyetçiliğe yardım ederken öldürülürse, onun ölümü cahiliye ölümüdür.” (Müslim)

Ey Profesör! İslam’ın “İhtiyaç duyduğu şey” İslami kanaatlerin, ölçülerin ve mefhumların toplamını infaz eden siyasi bir varlık olan İslami bir devlet. İşte bu devlet İslamı organlarında, muhasebesinde ve bunlarla ilgili her şey için akidesini temel olan siyasi varlıktır. Orada egemenlik şeriatın otorite ise milletindir.

“Eğer Hadis gerçekse o benim mezhebimdir dolayısıyla benim önceki görüşümü duvarın dibine atın” konulu bir tartışma için sizleri ve diğerlerini Hizb-ut Tahrir’de ağırlamaktan mutluluk duyarız. Umarım ki bu beldeyi yıkmak için çalışanlara herkes karşıdır. Sizler elitlerdensiniz ve sizin gibiler sorumluluk üstlenmesi gerekir? Ve sizlerin bu beldeye bağlı olan muhlislerle beraberce çabalamanız vaciptir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Selim Sümeyda

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER