Pazartesi, 21 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/23
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yemen Halkı Petrole Sahip Olmadığı İçin Kendi Kaderine Terk Edildi Diyen Erdoğan Yalan Söylüyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yemen Halkı Petrole Sahip Olmadığı İçin Kendi Kaderine Terk Edildi Diyen Erdoğan Yalan Söylüyor!

Haber:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumartesi günü şöyle dedi: “Dört yıla yakın süredir derinleşerek devam eden Yemen krizine artık acilen çözüm bulunması gerekiyor.” Erdoğan bu konuşmasını, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’teki G20 zirvesinin sonunda düzenlediği basın toplantısında yaptı… Ve şöyle ekledi: “Yeteri kadar petrol zenginliği olmadığı için dönülüp bakılmayan bir coğrafyanın mazlumları olan Yemen halkının acıları en kısa sürede dindirilmelidir…” Yemen’de varılacak kapsayıcı bir siyasi çözümün, kalıcı barış ve istikrar için tek yol olarak göründüğüne dikkat çekerek Türkiye’nin müzakere sürecini canlandırmak için Birleşmiş Milletler çerçevesinde sürdürülen çabaları desteklediğini ifade etti. (Anadolu Ajansı)

Yorum:

Erdoğan, petrole sahip olmadığı için Yemen halkının kendi kaderine terk edildiğini iddia ederek yalan söylüyor! Oysa Yemen’in servetinin çokluğundan dolayı “mutlu” olarak nitelendirildiğini ya unutuyor ya da unutmuş gibi görünüyor. Ayrıca Ocak 2013 yılında “Sky News’in” Yemen’in dünya petrol rezervlerinin %34’ne sahip olduğunu, dünyanın en büyük petrol kaynağına Yemen’in Suudi Arabistan’a komşu El-Cuf kentindeki yeraltı petrol rezervlerinde ulaşıldığını açıkladığı gibi, petrol zenginliğinden bahseden ekonomik raporları görmezden geliyor. Aslında Yemen halkı açlıktan ölüme terk ediliyor, iki grup arasındaki, yani Amerika ve ona bağlı ajanları ile İngiltere ve ona bağlı ajanları arasındaki kirli sömürgeci savaşın iman ve hikmet beldesine girdirilmesiyle, uluslararası çatışmanın ateşiyle yanıyor ve mutlu Yemen’in servet ve zenginliklerine, zengin petrol kuyularına ve eşsiz stratejik konumuna nüfuz etmek için rekabet ediyorlar.   Erdoğan’ın bu gerçeklerle çelişen açıklamaları; yaptığı ve söylediği her şeyi, askeri, siyasi ve maddi olarak doğrudan işbirliği yaparak ve siyasi saptırma, aldatma ve apaçık yalanlar sayesinde projelerini özverili bir şekilde uygulayan Erdoğan’ı sevdiği ajanı olarak ifade eden başta mücrim Amerika olmak üzere sömürgeci Batılı ülkelerindeki efendilerine hizmet etmek için hazırladığını kanıtlamaktadır. 

Oyunculuk ve timsah gözyaşları dökmekte ustalaşmış, daha öncesinde Gazze’nin dul kadınları ve çocukları, Suriyeli mülteciler, Rohingya Müslümanları ve diğerleri için döktüğü gibi katillerin ve mücrimlerin önünde Yemen’in aç çocukları için gözyaşları döken Erdoğan’ın, İslam’ın kendisine vacip kıldığı gibi onlardan zulmü kaldıracak ve mücrimlerin kökünü kazıyacak şekilde onlar için gerçek bir yardımda bulunduğunu görmüyoruz. Dahası tam aksine savaş suçluları ve katillerle bir araya geldiğini, elini onların kanlı ellerine buladığını, sonra Müslümanların sorunlarını savunmak için cafcaflı yalan açıklamalarıyla karşımıza çıktığını, sanki kendisi de Müslümanlara karşı komplo kuran bu mücrim örgütün bir parçası değilmiş gibi uluslararası toplumun sessizliğini eleştirdiğini görüyoruz. Hatta onun cürümleri, saptırmaları, aldatmaları ve Müslümanların kötülüklerini ve yıkımlarını artıran sömürgeci devletlerin lehine olan uluslararası çözümlere bağlılığı onlardan daha az korkunç değildir.

Bugün İslam ülkelerinde bulunan rejimler, istisnasız kafir Batı’nın ajanı olup elinin altındaki tüm kaynakları ve halkının yeteneklerini Batı’ya hizmet etmek için kullanmakta ve Müslüman kurbanların kanlarını açık bir şekilde sömürgecilerin çıkarlarını korumak için sunmaktadırlar. Dolayısıyla bize karşı komplo kuran hükümetlerin lakırdıları ve medyanın hükümetlerinin kirli eylemlerine ve sahte beyanlarına yönelik parıltılı sözleri bizleri aldatmamalıdır. Dahası ajan yöneticiler ile bizleri aldatmak ve bize tuzak kurmak için efendilerinin tekrarlayıp durdukları yalanlarını ifşa etmeli, Batı’nın kurduğu laik rejimler ile tüm bağlantılarını reddetmeli ve bunları, Allah’ın şeriatını tatbik edecek, ülkemizden sömürgecilerin nüfuzunu kaldıracak, servetlerimizi, namuslarımızı ve kanlarımızı koruyacak ve Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafet’in gölgesinde olduğu gibi ülkemizi dayanıklı mutlu ve aziz günlerine geri döndürecek Rabbani bir sistemle değiştirmek için çalışmalıyız.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Fatıma Binti Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER