Hilâfet'in Askeri Süper Güç Kurarak İslam Davetini Taşıması

1924'te Hilafetin yıkılışından beri İslam dünyasında güvenlik kalmadı. Müslüman beldeler küresel ve bölgesel güçlerin işgaline maruz kaldı, dış güçlerin sponsorluğunda Müslümanlar Müslümanlara karşı savaşır oldu, dron saldırılarına maruz kaldı, Müslüman kanı değersizleşti. Hatta İslam beldelerinde yabancı güvenlik şirketlerinin bulunması ve yabancı silah kuvvetlerini kullanarak kendi Müslüman halklarına saldırılması İslam dünyasındaki mevcut yöneticilerin halklarının canlarını koruma görevini hiçe saydıklarını çok iyi göstermektedir.

Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem; Halifeyi bir kalkan olarak tarif etmiştir ve ancak bu kalkan geri gelirse topraklarımızda huzur ve güven tekrar devletin en yüce hedefi olacaktır. 

"Siyaset; ümmetin dahilî ve haricî işlerini gütmektir ve bu, devlet ile ümmet tarafından yapılır. Devlet, bu gütmeyi bilfiil yapandır. Ümmet ise onunla devleti muhasebe edendir." _{Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 181}

Ümmetin dahili ve harici işlerini gütmek ancak İslam ideolojisinin tatbikiyle mümkündür. Ümmetin işlerini gütmek, başka devletlerle, halk ve milletlerle olan ilişkileri, İslam ideolojisini dünyaya taşımayı kapsar. Hilafet devletinin dış siyaseti budur. İslam'ın dış siyasetinin temeli; İslam davetini tüm insanlara ve tüm milletlere taşımaktır. Bu onun değişmez esasıdır. Zira Allah Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

(يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ وَإِن لَّمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ)

"Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O´nun elçiliğini yapmamış olursun." [Maide 67]

"Yüce Allah; Müslümanları, İslâm mesajını bütün dünyaya taşıma görevi ile şereflendirmiştir. Bunu için de davet ve cihad yolunu belirlemiştir."

_{(İslam'da Yönetim Nizamı; 'Ordu', Takiyyuddin en-Nebhani, Hizb-ut Tahrir)}

İslam Ümmeti, Cihad Ümmetidir. Ve İslam'ı tüm insanlığa taşımak onun üzerine farzdır. Onun özelliği, insanların üzerinden despotluğu ve zulmü kaldırmasıdır.

İslam'ı dünyaya taşımak öncelikle siyasi bir ameldir. Ancak askeri gücün bulunması bu sürece katkıda bulunmaktadır. Bundan dolayı dünyanın en iyi ordusuna sahip olmak Hilafetin hedefidir çünkü bu şekilde hem Dar-ul İslam'da barış ve emniyeti muhafaza edecek hem de küfür beldelerini İslam'a açacaktır.

Siyasi ve askeri liderlik Halifenindir. Dolayısıyla Cihad görevini yerine getirmek ve Ümmeti düşman gayrimüslim devletlere karşı korumak için ordusuna yön verecek olan Halifedir.

"Halife; ordunun başkomutanıdır. Ordunun kurmay başkanını tayin eden odur. Her bir orduya emir ve her bir kolorduya komutan tayin eden odur."

_{Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 65}

• Hilâfet dış politikasını mevcut uluslararası duruma göre belirler. Bunun için İslam; bir taslak sunmuştur ve diğer devletlerle ilişkilerin ne şekilde düzenlenmesi gerektiğini göstermiştir. Hilafet; bu temel üzerine hedeflerini gerçekleştirmek için bir takım siyasi planlar yapar. Burada önemli olan husus şöyledir: “Fertlerin, ümmetlerin ve devletlerin işlerini görüp gözetmeye yönelik İslami fikirlerin azametini göstermek, siyasi metotların en azametlisi sayılır.”

_{Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 186}

• Kurulduğu ilk andan itibaren Halife Müslümanların arasındaki sınırları kaldırmak ve İslam beldelerini tek bir devlet altında birleştirmek ve tek bir askeri güç oluşturmak için çalışacaktır.

Buradaki odak noktası; orduları İslami kültürle güçlendirip onların İslam'a ve Müslümanlara hizmet etme rolünü yeniden oluşturmak olacaktır:

• Halife; ordunun meselelerini bizzat denetleyecek, siyasi vizyonu ile silahlı kuvvetlerin bir bütün olmasını sağlayacaktır. Dahası; bir siyasetçi ve devlet adamı olarak Halife, sadece askeri düşünceyle kısıtlı değil aynı zamanda askeri kapasiteleri artırarak hedeflerini gerçekleştirmek için farklı siyasi üsluplar kullanacaktır.

• Silahlı kuvvetlerin güçlendirilmesi, hem gerekli askeri bilgilerle hem de İslami şuurla eğitmeyi gerekli kılar. İslami şuur ise hem savaşta hem barışta yeni fethedilen topraklardaki halkları İslam'a ve İslam'ın adaletine kazandırmak için gerekli doğru motivasyonu yerleştirmek için şarttır.

"Orduda en yüksek seviyede askerî talim yapılmalıdır. Askerin fikrî seviyesi mümkün olduğunca yükseltilmeli, ordudaki her fert, icmâlî de olsa İslam hakkında uyanıklık kazanmasını sağlayan İslami kültür ile kültürlendirilmelidir."

_{Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 67}

• Orduyu görev ve fonksiyonunu ifa etmesine imkan tanıyacak silah, araç gereç, teçhizat, levazım ve mühimmat ile donatmak bir farzdır ta ki İslam Ordusu olma özelliğini yerine getirebilsin.

(وَأَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِهِ عَدُوَّ اللَّهِ وَعَدُوَّآُمْ وَآخَرِينَ مِنْ دُونِهِمْ لاَ تَعْلَمُونَهُمُ اللَّهُ يَعْلَمُهُمْ)

"Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki bununla Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanınızı bunlardan başka sizlerin bilmeyip de Allah'ın bildiklerini korkutasınız.” [Enfal 60]

• Her bir askerî ordugâhta; yüksek askerî malumata sahip, plan çizme ve savaş tevcihinde tecrübe sahibi yeterli miktarda kurmay bulundurulmalı, ordudaki kurmayların sayısı mümkün olduğunca çoğaltılmalıdır.

• On beş yaşına gelen her bir erkeğe cihada hazırlanmak üzere askeri eğitimi farz kılmıştır.

• Askeri maaşlar İslam'ın yetkin ve profesyonel bir orduya verdiği değeri yansıtmalıdır. Subaylar, rütbeli askerler ve erat verilecek olan görev için en ehil olan bireylerden seçilir. Adam kayırarak İslam devletinin ordusunun zayıflatılmasına asla müsaade edilmeyecektir.

• Ordu kendisini vazifelerini yerine getirmekten alıkoyabilecek, siyaset, ticaret veya devlet yönetiminin herhangi bir alanıyla, meşgul olmaz.

• Ordu iki kısımdır: Birinci kısım, ihtiyati askerlerdir ki bunlar Müslümanlardan silah taşıyabilecek olanlardır. İkinci kısım ise daimi askerlerdi ki bunlara memurlar gibi devlet bütçesinden maaş tahsis edilir. (Hizb-ut Tahrir, Hilafet Devleti Anayasa Tasarısı, Madde 63)

İslami kültürü güçlü bir ordu ve buna göre bir dış siyaset Hilafetin bağımsız yapısını güçlendirecektir:

• Hilafet devletinin askeri üstünlük sağlamak için hızlı bir sanayileşme programı kurarak düşman devletlere her türlü teknolojik bağımlılığı sonlandıracaktır. Bu programı destekleyecek olan ise Hilafet devletinin tüm farzlarını yerine getirmesi için gerekli yüksek gelirleri sağlayacak olan seçkin iktisadi nizamıdır.

• Düşman devletlerle tüm askeri eğitim işbirliği sonlandırılacaktır. İslam orduları kendi askeri eğitimiyle ve İslami bilinçlenme programlarıyla donatılacaktır.

• Düşman devletlerle tüm irtibatlar kesilecek ve bu irtibatlardan doğmuş her türlü ilişki de sona erecektir, örneğin askeri eğitim, istihbarat paylaşımı ve ordular arası ilişkiler.

• Gayrimüslim düşman devletlere karşı savaşçı duruş sergileyecektir. Bunlar; İslam beldelerini işgal etmiş veya buna benzer saldırgan fiiller gerçekleştirmiş olan ülkelerdir. Hilafet; Ümmetin kaynaklarını Keşmir ve Filistin gibi İslam beldelerini kurtarmaya odaklayacaktır.

• Düşman devletlerinin İslam beldelerindeki her üslerine, elçiliklerine ve personellerinin bulunmasına son vererek düşmandan gelen tehditleri en aza indirgeyecektir.

• Düşman devletlerle her türlü siyasi ve askeri ilişkiyi kopartacaktır. Zira onlar bu ilişkileri kendi ajanlarını orduya ve siyasi yönetime sokup kendilerine yeni ajan edinmek için kullanıyorlar.

Tüm bunlar sayesinde Hilafet topraklarını, vatandaşlarını ve zulme uğrayıp eziyet gören Müminleri savunabileceği gibi İslam'ın adaletini ve rahmetini de âleme taşıyacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

(وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلاَّ رَحْمَةً لِلْعَالَمِينَ) “Ve biz seni, ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” [Enbiya 107]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

Yasmin Malik