Cumartesi, 21 Muharrem 1446 | 2024/07/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Okuma Furyası

بسم الله الرحمن الرحيم

okuma furyasi

Klişe bir cümle ile başlayalım makalemize: “Yeni bir eğitim öğretim yılı daha başladı!”

İslam’ın eğiteme verdiği önem herkesçe malumdur. İndirilen ilk ayet: “Oku,” şeklindedir. Dahası, İslam ideolojisi, tebaasının tamamına, eğitimin ücretsiz sağlanmasını ve gençlerin, insanlığın hayrına vesile olacak işler başarmaları için kabiliyetleri doğrultusunda eğitilmelerini öngörmektedir.

Lakin günümüzde İslam ideolojisi ve onun bir parçası olan İslami eğitim sistemini uygulayan herhangi bir devlet yoktur... Hilafet yoktur maalesef. Buna rağmen, dünya genelinde, Müslümanlar olarak, imkanlarımız dahilinde eğitim almaya çalışıyoruz. Hatta imkanlarımızı zorladığımızı söyleyebiliriz. Son yıllarda, özellikle ebeveynlerin, çocuklarının iyi eğitim alabilmeleri için, ciddi çabalar harcadıklarını ve büyük fedakarlıklar yaptıklarını görüyoruz. Şu cümlelere kulaklarımız artık aşinalık kazandı: “İyi bir gelecekleri olsun...Bizim çocuklarımız da yükselip, iyi yerlere gelsinler...Çocuklarımızın yaşam standartları yüksek olsun...,” vs.

Müslüman, Yaratıcısını inkar etmeyendir. Yaşamı boyunca O’nu unutmayan, O’na kavuşmayı arzulayandır. Bu yüzden Allah Azze ve Celle, Kendisine iman edenle etmeyeni bir tutmamaktadır. Allah Azze ve Celle, Ali İmran suresinin 139. ayetinde şöyle buyurmaktadır:

وَأَنتُمُ الأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ“...Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.”

Evet, bizim çocuklarımız, bu Ümmetin çocukları en iyisini hak ediyorlar elbette. Hatta tüm insanlık çok daha adaletli bir dünyayı hak ediyor artık. Fakat günümüzde sloganlaşmış o cümlelerin kaynağına ulaşmak istediğimizde, ne ile karşılaşacağımızı hiç düşündük mü acaba?!

Malumunuz, eğitim sistemimiz Batı’dan transfer edilmiştir. Temeli, Batı’nın ortaya çıkardığı özgürlükler fikrine dayanmaktadır. Özetle mesele şöyledir; bizim için önemli olan, onlar için ayaklar altındadır!

Müslümanlar olarak bizler, Kelime-i şehadeti getirip Allahu Teala’ya verdiğimiz sözü mühürledik.

Bizlere bahşedilen bu hayatı, sadece O’nun rızasını kazanabilmek için yaşamaya adadık. Hesap günü, O’nun huzurunda, yaptığımız her bir davranışın teker teker hesabını vereceğimize iman ettik. Fakat bir Batılı için yaşadığı hayat, laiklik düşüncesi üzerine kurulmuştur. Yani Yaratıcının yeryüzünde, insanların fiilleri ve niyetlerinde hiçbir etkisi yoktur. Peki laiklik düşüncesinin getirdiği sonuç nedir? Ahiret mesuliyeti hissetmeyen ve istediği gibi özgürce davranabileceğini düşünen diplomalı bencil bireylerin ortaya çıkması ve çoğalması...

Aynı zamanda, İslam’ın, ilmin gayesi hakkındaki görüşleri, Batı’nın bu husustaki görüşlerinden çok farklıdır. Müslüman için ilim talep etmesindeki tek ideal, Alah rızasıdır. Zira ilim talep edip, ilimle meşgul olmak Allah Azze ve Celle’nin emirlerinden bir emirdir. Bununla Müslümanın gayesi Ümmete ve insanlığa fayda sağlayabilmektir.

Kapitalist sisteminin öne çıkan karakteristik vasıflarından biri, menfaat odaklı olmasıdır. Çünkü bu sistem kendini Ahiret Otokontrol mekanizmasından koparmıştır. Yaşam ideali olarak geriye sadece dünyalık lezzetler, şehvetler ve menfaatler kalmıştır. Dolayısı ile ilimde bu hedefe hizmet etmelidir.

Kazanılan ilmin insanlığa faydası veyahutta zararı değil, menfaat boyutu önemlidir. Yani Batı, eğitime teşvik ederken, kazanç/menfaat elde etmek üzerine kurulu kapitalist sisteme hizmet edecek yeni fikirler ve teknolojiler geliştirmesini amaçlamaktadır. “Bu bilgi ne kadar kazandırır/kaybettirir? Hangi güçlüyü kızdırır? Hangi zengini zarara uğratır?” vs.

Hal böyle olunca, insanlığın günlük hayatına kolaylık sağlama, meselelere açıklık getirme gibi gayeler gözetilmemekte. “Kariyere” odaklanılmaktadır.

Bir ideoloji için eğitim sistemi candamarı gibidir. Zira kendi fikirlerini en saf haliyle aktarabildiği kurumdur. İslam aleminde uygulanan eğitim sistemi ise Kapitalizme dayanmaktadır. Sunulan eğitim, Kapitalizm’in bir parçasıdır. Bu sebeple, kaynakları itibarıyla, topluma empoze edilmiş o cümleler o kadar da masum değiller!

Müslümanlar olarak ilim edinmeli, zihnimizin ufuklarını genişletmeliyiz. Fakat ilmimizi genişletirken veyahutta ebeveynler olarak çocuklarımıza ilim kazanma imkanları sunarken tehlikenin farkında olmalıyız. Zira Müslüman gençler bu eğitim sisteminden geçmekteler! Kapitalizm akidesinin İslam akidesine tamamen zıt olduğunu kesinlikle unutmamalıyız. İdealimiz, dünya menfaati veya ünvanı elde etmek değil Allah Azze ve Celle’nin rızasını kazanmak olmalı. Ve kazanılan ilim insanlığın ve Ümmetin yararına/hayrına hizmet etmeli. (Bu sistem içerisinde bu ne kadar mümkün olursa artık!)

Bu hususlar dikkate alınmadığında ilim arayışı yolculuğu hüsranla sonuçlanacaktır. Zira İslam akidesi ve İslami idealin kendisinde yerleşmediği gençlerimiz eğitim hayatlarının sonuna geldiklerinde, kendilerini zor bela okutmuş ailelerini büyük hayal kırıklıklarına uğratacaklardır. Belki ilim alanında çok başarılı olacaklar. Fakat onlar artık insanlara tepeden bakan, dünya kazançlarını elde etmeye odaklanmış, ebeveynlerini yük olarak gören, ünvan peşinde koşturan, bencil bireyler olacaklardır. Ebeveynler, hiç farkında olmadan çocuklarını kendi elleri ile Kapitalizm’e kurban edeceklerdir.

İşte, Seyyid Kutub’un nazarında eğitimli kişi tarifi: ”Kime eğitimli diyeceğim; ben, öncelikle koşullar tarafından yönetilmek yerine onlara egemen olan, her fırsatı yiğitçe karşılayan ve zekice hareket eden, tüm iş ve ilişkilerinde onurlu olan, huysuz kişilere ve olumsuzluklara iyi yaklaşan, ayrıca zevklerini kontrol altında tutan ve talihsizliklere boyun eğmeyen, başarıyla şımarmayan insanlara eğitimli derim.”

Eğitim, devlete ait işlerdendir. Günümüz eğitim sistemindeki çarpıklığı düzeltebilmenin tek yolu, devleti düzeltmekten, insanoğlunun fıtratına uygun tek ideoloji olan İslam ideolojisini hakim kılmaktan geçmektedir. Ancak Hilafet’in tekrar hayata dönmesiyle, Kapitalist eğitim sisteminin, diplomalı cahiller üretimine son verilebilir. Sadece Hilafet devleti eğitimde adaleti sağlayıp, bilinçli ve aydın gençler yetiştirebilir. Zira İslam ideolojisinin temeli, ruhî esasa dayanmaktadır. Yani yapılan her bir amelin karşılığında Allah Azze ve Celle’nin gadabı veyahutta rızası vardır. Her bir fiil, ahiret odaklıdır. OtoKontrol mekanizması her daim devrededir! İslami eğitim sistemi sonucu, bilim, insanlığın hayrına kullanılacaktır. Ancak Hilafet ile birlikte insanlık kalkınacak, ufku genişleyecektir...
Evet, bugün Müslüman gençlik tehlikenin farkında olmalı ve Hilafet’in tekrar ikame edilmesi için var gücü ile çalışmalıdır.

فِي مَآ آتَاكُم فَاسْتَبِقُوا الخَيْرَاتِ

“...Öyleyse iyi işlerde birbirinizleyarışın.” (Maide 48)

 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Berra Keskin

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER