Ey Kudüs'teki İslam'ın Kutsallarının Koruyucuları(!)

Mescid-i Aksa, Nota Vermekle Mi Korunur?!

(Tercüme)

Haber:

Ürdün Dışişleri Bakanlığı radikal Yahudilerin Mescid-i Aksa avlusuna polis eşliğinde girmesinden dolayı, Amman’daki Yahudi varlığının büyükelçiliğine bir nota gönderdi. Ürdün hükümeti Yahudi varlığına verdiği nota’da; "yapılan taciz ve provokasyonları hemen durdurmalarını ve iki ülke arasındaki yapılan antlaşmaya göre İslami kutsalların bakımında Ürdün’ün üstlendiği role saygı duyulmasını istedi." (Russia Today)

Yorum:

Fetih ve zafer ayı olan Ramazan ayında, yerleşimcilerin ayaktakımı Yahudi varlığı El-Aksa Mescidine Yahudilikte “Tevrat’ın indiriliş bayramı” bahanesiyle İbranice “Hvuaot” sözleriyle Müslümanlara alenen meydan okuyarak polis eşliğinde girmeye cesaret edebiliyor. Yahudilerin bu cesareti son Trump’ın ziyareti ve onlara vermiş olduğu güven ve destekten kaynaklanmaktadır. ABD Başkanı Trump’ın Yahudilerle Müslümanların bir arada yaşaması adına din ve toplulukları hoşgörülü olmaya davet etmesi, İslam’a ve Müslümanlara yönelik savaşın sinsice planlanmış yeni tuzaklarıdır. İslam’a ve Müslümanlara karşı bilinen o derin nefretin ve art niyetin içinde gizlemiş oldukları, Amerika’nın istediği şekilde dini kabul ettirme siyasetidir. 

İşgalci polis Müslümanlara alenen meydan okuyarak; “Huzur ve güvenlik içinde kentteki tüm dinler ve mezhepler için ibadet özgürlüğü sağlamak için, Ramazan ayı ile paralel olarak bayramdaki olaylar ile başa çıkmak için asker hazırlamaktadır” diye açıklamalarda bulundu. İslam ümmeti nasıl bu duruma düştü ki, Yahudi pislikleri Müslümanların kutsallarını ve mahremiyetlerini ihlal ederek alaylı tavırlarıyla onları küçümser oldular?!

Kudüs’teki İslami kutsalların bakımını üstlenen Ürdün’den tepki olarak Amman’daki Yahudi varlığının Büyükelçiliği'ne teslim edilen bu protesto notasıyla yapılan hakaret ve saldırılara son verme çağrısı utanç verici ve korkakça bir eylemdir. Bu yöneticilerden güçlü ve cesur bir tepki göstermeleri beklenmez. Zira bunlar ancak düşmana karşı itaat ve teslimiyet içerisindedirler. Kinini açıkça kusarak ümmetle alay edenlerle ancak düşmanlarca yönetilen böyle aşağılık yöneticiler muhatap olur.

Ürdün hükümetinin gönderdiği bu nota, içeriği alınlarına yapışan bir utançtır belgesidir. Ayrıca “iki ülke arasındaki barış anlaşması” ve El-Aksa Camii'nin "kültürel varlık" olarak kabul edilmesi ile birlikte İslam kutsallarının bakımı bu da iki ülke arasındaki olması gereken ilişkilerin istismarı olarak bu eylemlerin ve gerginliğin kabul edilirliği Mescid-i Aksa'nın mevcut tarihsel konumu koruma çabalarını baltalamaktadır!

El-Aksa Mescidinin, küffar tarafından ihlal edilmesine ve kirletilmeye maruz kalması, ancak İslam ümmetinin evlatlarının yapacağı doğru işle temizlenir. Yapılması gereken doğru iş ise; orduları hazırlayıp Mescid-i Aksa’yı kurtarma ve oradaki pislikleri temizlemek için yeise düşmeden hayatların riske atılmasıdır.

Hicri 492 senesinde Haçlılar Mescid-i Aksa’ya saldırmaya cüret etmişti fakat Selahaddin Eyyubi 91 sene sonra Mescid-i Aksa’yı kafirlerden temizledi. İşte, İslam topraklarını kıskanan ve koruyan Müslüman yöneticinin tepkisi budur. Düşman elinde bulunan bir karış toprak parçası dahi onu huzursuz eder. İnsanların ve ülkenin işlerini güder, tebaasına asla ihanet etmez ve gizlide ve açıkta daima Allahtan korkarak hareket eder.

Mescid-i Aksa camisi ümmetin ilk kıblesi ve kutsalıdır. Müslümanların kalbinde Ona karşı büyük bir sevgi ve hürmeti vardır. Yahudi varlığının Mescid-i Aksa'ya karşı yaptıkları ihlal ve çirkinlikler Müslümanları kahretmekte ve sinirlendirmektedir. Ama şu an için ümmetin bölünmüş parçalanmış topraklarda elleri kolları bağlıdır. Ümmeti bir çatı altında toplayacak, servetlerinin ve topraklarının yağmalanmasınan koruyacak ve ümmeti kalkındıracak bir yöneticiden yoksundur.

İslam ümmeti için İslam Devletinin acilen kurulmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. Bu Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya zor değildir.

Hizb ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Zinet Es-Samed