Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam'da Evlilik

بسم الله الرحمن الرحيم

İslam'da Evlilik

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجًا لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً

"İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O'nun varlığının belgelerindendir." [Rum 21]

(Çeviri)

İnsanoğlu yaratılışı gereği sosyal bir varlıktır, yani tek başına yaşayamaz. Allah (svt) insanı belirli bir fıtrat üzere yaratmıştır, bunun gereği olarak uzvi ihtiyaçlarını ve içgüdülerini tatmin etmek zorundadır. Bu kadın için de erkek için de aynıdır. Allah onları toplum içinde yaratmıştır ve insanoğlunun neslinin devamlılığını nevi içgüdüsünün tatmin edilmesine bağlamıştır. Burada mevzu bu içgüdünün hayvanda değil insanda varlığıdır ki Allah'ın bize vermiş olduğu bu özellik hem bizi hayvanlardan ve başka (yaratıklardan) ayırt etmiş hem de bizi yüceltmiştir. Bu içgüdü elbette yanlış ve anormal bir şekilde de tatmin edilebilir, ancak o zaman amacına ve hedefine hizmet etmemiş olur ki bu insan türünün devamını sağlamaktır. Allah (svt) tıpkı tüm âlemi bir nizam üzere yarattığı gibi insandaki nevi içgüdüsünü de bir nizama koymuştur. Nevîin devamı da Allah'a ibadet içindir ki bu ancak meşru (Şer'i) evlilik yoluyla, yani Allah (svt)'nın Kur'an'ı Kerim'de belirlediği metot üzere gerçekleşir.

İslam kadın ve erkeğin bir araya gelmesini düzenlemiştir ve Şer'i hükümlerden bir çit ile çevrelemiştir. İslam evliliği teşvik etmiş ve bekar yaşamayı yasaklamıştır [Arapça'da "tebettel" kelimesi kullanılmıştır ki manası 'kendini evlilikten soyutlamaktır'] Evlilik nevîin çoğalmasını ve insanoğlunun yaşadığı topraklarda güçlenmesine yaradığı gibi ahirette de diğer ümmetlere karşı (sayıca) üstün gelmesine yarar. Evlilik; Allah'ın yarattığı kulunun doğasına verdiği şeydir ve Nebilerin ve Rasullerin yoludur.

Allah (svt) şöyle buyurmuştur ﴿وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلًا مِنْ قَبْلِكَ وَجَعَلْنَا لَهُمْ أَزْوَاجًا وَذُرِّيَّةً وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَنْ يَأْتِيَ بِآَيَةٍ إِلَّا بِإِذْنِ اللَّهِ لِكُلِّ أَجَلٍ كِتَابٌ﴾ “And olsun ki, senden önce nice peygamberler gönderdik; onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber bir ayet getiremez. Her şeyin vakti ve süresi yazılıdır.”[Rad 38]

Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: «يَا مَعْشَرَ الشَّبَابِ! مَنِ اسْتَطَاعَ مِنْكُمُ الْبَاءَةَ فَلْيَتَزَوَّجْ، فَإِنَّهُ أَغَضُّ لِلْبَصَرِ، وَأَحْصَنُ لِلْفَرْجِ، وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَعَلَيْهِ بِالصَّوْمِ؛ فَإِنَّهُ لَهُ وِجَاءٌ»Ey gençler topluluğu; sizden kim evlenmeye güç yetirirse evlensin. Kim de evlenmeye güç yetiremezse oruç tutsun. Zira oruç şehvetten uzaklaştırır, şehveti kırar.

Evliliğin ve kurulacak yuvanın başarılı olmasında önemli faktörlerden birisi de kadın ve erkeğin doğru eş seçimini yapması yer almaktadır. Eş seçiminde tercih edilecek birkaç kriter vardır. Rasulullah (sav) eş seçimi hakkında bir hadisinde şöyle buyurmuştur:  «تُنْكَحُ المَرْأَةُ لِأَرْبَعٍ: لِمَالِهَا وَلِحَسَبِهَا وَجَمَالِهَا وَلِدِينِهَا، فَاظْفَرْ بِذَاتِ الدِّينِ، تَرِبَتْ يَدَاكَ»Kadın, dört şey için nikâh edilir: Malı, soyu, güzelliği ve di­ni. Eli toprakla dolasıca, sen dindar olanını elde etmeye bak!

Ebu Hureyre (ra)'tan rivayetle Peygamberimiz (sav) şöyle demiştir: «خَيْرُ النِّسَاءِ امْرَأَةٌ إِذَا نَظَرْتَ إِلَيْهَا سَرَّتْكَ، وَإِذَا أَمَرْتَهَا أَطَاعَتْكَ، وَإِذَا غِبْتَ عَنْهَا حَفِظَتْكَ فِي نَفْسِهَا وَمَالِهَا». "Kadınlarınızın hayırlısı; kocası kendisine baktığında onu mutlu eden, bir şey emrettiğinde ona itaat eden ve yanından ayrılınca da namusunu ve malını muhafaza eden kadındır!"

Koca Allah'ın emirlerine riayet etmeli, yasaklarından kaçınmalı ve eşine zulmetmemelidir. Eğer eşini seviyorsa, ona karşı nazik olur, sevmiyorsa da ona zulmetmez ve onu aşağılamaz. Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: «إِذَا أَتَاكُمْ مَنْ تَرْضَوْنَ دِينَهُ وَخُلُقَهُ فَزَوِّجُوهُ، إِلَّا تَفْعَلُوا تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الْأَرْضِ وَفَسَادٌ عَرِيضٌ»... "Size, dininden ve ahlakından hoşlandığınız biri gelirse onu evlendiriniz. Eğer evlendirmezseniz yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat olur."

Görüyoruz ki din; her iki eş için de eş tercihinde ana unsurdur.

Bundan dolayı evlilik; Allah'ın şefkat, merhamet, karşılıklı anlayış ve işbirliğini üzerine kurduğu güzel bir sistemdir. Allah (svt) kadına haklar vermiş ve kocaya da bunlara riayet etmesini, onları çiğnememesini emretmiştir. Yine kocaya da Allah bazı haklar vermiş ve kadına bunlara saygı göstermesini ve yerine getirmesini farz kılmıştır. Allah (svt); işbirliği, sevgi, huzur, güzel geçim ve birbirine karşı nazik olmayı evlilik ilişkisinin temeli yapmıştır.

Şeyh Takiyyuddin En-Nebhani'nin (rahimallahu aleyh) "İslam'ın İçtimai Nizamı" adlı kitabında belirttiği gibi evilik "erkeklik ve kadınlık ilişkilerinin düzenlenmesidir. Diğer bir ifade ile erkek ve kadın arasındaki cinsi birleşmenin özel bir nizam ile düzenlenmesidir. Bu özel düzen; erkek ve kadın arasındaki cinsi ilişkilerin muayyen bir şekilde düzenlenmesini ve nesillerin yalnızca bu özel düzenlemenin ürünü olmasını gerektirmektedir. İnsan türünün çoğalması bu nizam ile gerçekleşir. Yuva, bu nizama göre kurulur. Özel hayatın tanzimi, bu esasa göre cereyan eder."

Eşler arasındaki ilişki ticari ortaklık değil bir yol ortaklığıdır (refakatçiliktir). Zira Allah (svt) evliliği eşler için güven ve rahatlama yeri yapmıştır. Allah (svt) şöyle buyurmuştur: ﴿هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا﴾ “Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir.”[Araf 189].

Sükunet olan yer güven olan yerdir. Evlilik hayatının kaynağıdır. Böylece her bir eş diğerinde emniyet bulur ve eşler birbirine mutluluk ve huzurda refakatçilik ederler. Şeriat kadının kocası katındaki haklarını ve kocanın da karısı katındaki haklarını tarif etmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: ﴿وَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذِي عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ﴾ “Erkeklerin, kadınları üzerinde (hakları) olduğu gibi, kadınların da erkekleri üzerinde maruf (hakları) vardır.”[Bakara 228].

Allah (svt) eşler arasında iyi geçimi teşvik etmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: ﴿وَعَاشِرُوهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ﴾ “Ve onlarla (kadınlarınızla) iyi geçinin.”[Nisa 19].

Böylesi bir dostluk gönüllere ve huzur ve hayata mutluluk verir. Peygamberimiz (sav) veda hutbesinde erkeklere kadınlarına iyi davranmalarını tavsiye etmiştir. Rasûlullah (sav) şöyle demiştir: «فَاتَّقُوا اللهَ فِي النِّسَاءِ...» Kadınlar hususunda Allah'tan korkun!” Ve şöyle dedi: «خَيْرُكُمْ خَيْرُكُمْ لِأَهْلِهِ، وَأَنَا خَيْرُكْمْ لِأَهْلِي» ““Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım.

Allah (svt) kocayı evin lideri yapmış ve eşinden sorumlu kılmıştır, ona hükmetmeyi değil onu korumayı emretmiştir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: ﴿الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْErkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar.” [Nisa 34]

Rasulullah (sav) kadınları Allah (svt)'nın gazaplanmayacağı konularda kocalarına itaat etmeye teşvik etmiştir. Rasûlullah (sav) şöyle demiştir: «فَإِنَّهُ جَنَّتُكِ وَنَارُكِ»(kadının kocasına davranışı onun sonunu belirler) Kocası ona ya cenneti ya cehennemi olur

Allah (svt) kocasına itaat edip evinden çıkmayıp hasta babasını ziyarete gitmeyen kadını bağışlamıştır. Allah (svt) onu kocasına itaatinden dolayı bağışlamıştır.

İşte İslam'da evlilik budur. Her bir fert Allah (svt)'dan korkarak ve Şer'i hükümlere uyarak hareket etmektedir. Böylece kadın bir eş, bir anne ve kız evlat olarak korunmuş olur. Hatta hayatta karşılaşılacak maddi sıkıntılar eşleri birbirinden boşanarak ayrılmaya itecek olsa, bu bile şer'i hükümler çerçevesinde gerçekleşir. Böylece her ikisinin de hakları ve izzeti korunmuş olur. Aynı zamanda çocukların durumu da gözetilerek anneye onların velayeti verilir ve onların nafakası taraflar arasında soruna yol açmayacak şekilde düzenlenir. Çocukları yetiştirmek için aile anneye destek olur. Ancak laiklik altında yaşayan kadınların ne kendileri ne de hakları, özellikle kocanın menfaatine ters düştüğünde koruma altındadır. İşine gelmezse ne karısıyla, ne annesiyle ne de kızıyla ilgilenir. Ve kadınla evlenmenin arkasında kendisi için bir fayda görmediğinde kadın ortada kalır, çocukları sahipsiz ve perişan olur, çaresiz, sahipsiz, desteksiz ve tüm haklarından mahrum kalır.

Daha önce de İslami evlilik hayatı ve standartları ve kuralları hakkında konuşmuştuk ki Allah (svt) Müslüman kadınlara bunlara riayet etmelerini diliyoruz. ... Ancak günümüzde farklı bir hayat sürmekteyiz. Tüm kriterlerin değiştiğini görüyoruz. Evlenilecek bir kadın ararken, örneğin, Şer'i hükümlere bağlı bir kadını tercih etmektense yaptığı işin evlilik için uygun olup olmadığına bakmadan çalışıp eve para getiren bir kadın tercih edilebiliyor. Bir yuvayı kurarken atılan ilk adımlar evlilik ve aile hayatı hakkında yanlış fikirlerle dolu. Günümüz kadınları para, araba ve seyahat edebilmeyi istiyor. Sanki evlilik kadınlara kâr sağlaması gereken finansal bir işlem olması gerekiyormuş gibi. İşte laik kapitalist sistem altında yaşamanın ve İslam'ı sadece evlilik ve aile alanlarında değil hayatın her alanında tatbik eden bir devletten yoksun olmanın neticesidir bunlar. Her şey kazanç etrafında dönüyor.

Evliliğin hedefi bir aile kurmak ve çocuklar yetiştirmektir. İslam'ı sadece isim olarak bilen kayıp nesiller değil İslam'ı yüceltmek için çalışan nesiller yetiştirmektir. Kadınlar ise gerçek rollerini, anne ve eş olmaktan bihaberler. İşte asıl mesele budur. Şayet eş seçimi ve evlilik İslam'ın standartlarına göre gerçekleştirilirse çalıştığımız hedefimize ulaşacağız. Fakat evliliğin maksadı açık ve net değilse, o zaman eş seçimi doğru kriterlere göre yapılmayacaktır ve bizler de tıpkı Batı gibi ailenin dağılması, kayıp nesiller ve bozuk bir toplumla baş başa kalacağız.

Burada fırsatı değerlendirip her yerdeki Müslüman kadınlara bir mesaj göndermek istiyorum:

Ey kardeşim! Eğer bir eşsen, bil ki sen ailenin ve dolayısıyla toplumun bel kemiğisin. Öyleyse adam gibi adam ve lider olacak oğullar yetiştir. Kızlarını kadının asli görevini, anne ve eş olmayı, bilecek şekilde yetiştir. Evlatlarına kadının korunması gereken bir namus olduğunu öğret ki bu kuralın doğru anlaşılıp gerçek maksadını anlasınlar. Ve onlara asli görevlerini yerine getirmekten dolayı ne statülerinden ne de saygınlıklarından bir şey kaybetmediklerini, bunun kendilerini aşağılamadığını ve gerici yapmadığını, aksine onları ön plana koyduğunu öğret. Kızlarına evlilik hayatını ve onunla ilgili hükümleri öğret, çocuk yetiştirmeyi öğret ki İslam'ı ve İslam'ın mefhumlarını bilen nesiller yetiştirsinler...

Ey Müslüman Kadınlar! Artık kendimizi Rabbimizin ve Rasulullah (sav)'in sözlerine adayıp hayırlı eşler ve hayırlı anneler olma zamanımız gelmiştir. Hayırlı erkekler ve hayırlı kadınlar yetiştirip hem bu dünyayı hem de ahireti kazanalım. Bizleri korumaktan aciz olan pisboğaz, temelsiz sefil fikirleri olan, sınırlı aciz beşer aklından çıkma laikliği reddedelim. Aradığımız izzetimiz, zaferimiz ve huzurumuz Allah'ın hükümlerinde saklı. Allah'ın ipiyle sağlam temeller üzerinde inşa edilmiş yuvalar kuracağız.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi adına

Marya El Kıbtiyye

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER