Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Bir Uygur Müslümanının Çin’e Teslim Edilmesi Fas Yöneticilerinin Başka Bir İhanetidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Bir Uygur Müslümanının Çin’e Teslim Edilmesi

Fas Yöneticilerinin Başka Bir İhanetidir!

Kahrolası bu haddi aşan rejimler! Ne inkarcı ne facirdirler! Zira mücrim kâfirlerle barış yaparken Müslümanların zayıf evlatlarına ise savaş açmaktadırlar! Onlarla birlikte musibetlerin harareti başımıza toplanmış ve böylece İslam’ımız kaybolmuş ve meselelerimize sömürgeci kâfir hakim olmuştur. Yaptıkları iğrençliklerden dolayı İslam beldelerinin başına baskı, öldürme, istismar, yerinden edilme ve yoksulluk gibi korku ve işkenceler gelmiştir. Dahası tüm bu sefaletler, dalalet, fitneler, fesat ve ifsattan dolayı gecenin parçaları gibi moloz yığınlarına dönüşmüştür.   

Bu ajan rejimlerle olan imtihanımız, tüm musibetleri yiyip bitiren bir musibettir. Onun içerisinde, sapıklığın, ihanetin, rezilliğin, fesadın, kıtlığın, kuraklığın, hastalığın, yoksulluğun, cürmün, düşmanlığın ve kinin gerçek manasını görebilirsiniz. Dolayısıyla her salgının bir parçası ve her felaketin anlamı bu musibet olup onunla sabırlar kalmaz, huzurlar bozulur, bakış açıları ifsat olur, azimler kırılır ve hayaller yıkılır. Bu yüzden şayet insani bir sefalet görüntüsü olursa, kesinlikle onun görüntüsüdür, hatta onun gerçeğidir!

Yarasa Çin’in azabın en kötüsünü reva gördüğü, evlatlarını, kadınlarını ve yaşlılarını katlettiği Doğu Türkistanlı Uygurlardan mustazaf Müslümanların evlatlarından zulme uğramış, işkence ve baskı görmüş bir Müslüman. Hatta katil Çin rejiminin vahşetinin ve cürmünün yankıları gök yüzüne ulaşmış ve yeryüzünün doğusu ve batısındaki herkes işitmiştir. Bu vahşet ise sistematik etnik temizlik, nesli tüketmek, kökleri kurutmak, öldürme, işkence, istismar ve yerinden edilmedir. Bu Müslüman, Çin’in mücrim yöneticilerinin terör ve vahşetinden kaçarak yaşadığı sıkıntı ve yerinden edilmeden dolayı İslam beldelerinden Fas’a sığınmıştı. Allah’a, Rasulü’ne ve Müslümanların meselesine ihanet etmek amacıyla koşturması için sömürgecinin görevlendirdiği Fas rejiminin tek yaptığı, zulüm kanunlarını çıkarmak ve mustazaf Müslümanların bir evladını Çin kasabına teslim etmek için zalim bir mahkeme kararı vermektir. Böylece aşağılık ihaneti sayesinde onu teslim ederek sınır dışı etmiştir. Sanki bu zalim rejimle birlikte din ve mezhep olarak ihaneti benimsemiş gibisiniz. Zira İslam’a ve halkına savaşlarında Batı’nın cürümlerine katılıp ona bağlı kalmasının, İsra ve Mirac’ın gaspçısıyla normalleşmesinin ve Yahudilerin en büyük mücrimi gâsıp varlıklarının Savunma Bakanı’nı kabul etmesinin ardından şimdi de rejim, utanç verici bir şekilde Çin kasabının cürmünü kabul etmekte, dahası onun gardiyanı ve celladı olmaktadır!

Ey çirkin işleri yapan aşağılık ve utanç verici yöneticiler ve ey sömürgecinin ajanları! Yarasa Çin’in terkisine binecek kadar Batı’yı sırtınızda taşıma zilletinden vazgeçin artık. Yetimlerin iniltileri, yas tutanların haykırışları ve yaşlıların kahırları karşısında kör ve sağır kesilmekten vazgeçin artık. Aşağılanmanız, hor görülmeniz ve ihanetinizde Çin kasabına yardım etmekten ve ortak olmaktan vazgeçin artık.

Sonra bu alçak rejimin, çirkin ve iğrenç ihanetleri yetmemiş, bir de bunları medyasının vızıltıları takip etmiştir. Zira rejimin alçaklığı ve adiliğiyle uyumlu olan siyasi ahlaksız medyası, suçu örtbas etmek için zulüm gören ve baskıya uğrayan Uygur Müslümanlarının evladını, teröre bulaşan Çinli bir aktivist olarak yaftalamıştır. Hatta rezil medya, mücrim ve katil Çin yöneticilerini mağdurlara, mustazaf, işkence ve baskıya uğramış Müslüman evladını da cani bir mücrime dönüştürmüştür!!

İhanetinde zirveye ulaşan bu rejimleri Allah kahretsin. Zira düşmanlarımız karşısında tamamen açıkta kaldık ve sizin ömrünüz bizim trajedimiz olmuştur! 

Keşke bu hale düşmeseydik. Yoksa zırhı ve kalkanı olan imamını kaybeden bir kişi, paramparça olmuş sömürgeci devletçiklerin kendisini düşmanın oklarından koruyacağını mı zannediyor?! Ey Müslümanlar: Sizin merkezinizi koruyacak, İslam’ınızı dört bir yanda yaşatacak, düşmanınıza galip gelecek olmasının yanı sıra izzetinizin ve Rabbnizin rızasının arkasında yatan Hilafetinizdir. Ya onu geri getirisiniz ya da kaybedenlerden olursunuz. O halde Nebiniz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu hadisine kulak verin ve iyi anlayın: إِنَّمَا الإمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِİmam (Halife) bir kalkandır. Onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Münâcî Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER