Tik Tok Bir Tuzaktır, Ondan Sadece İslam’ı Hayatının Temeli Yapanlar Kurtulabilir

Sudanlı kadınlar, dikkat çekici bir şekilde süslenerek Tik Tok’da yayılmakta ve selim fıtrata aykırı bir şekilde dans etmekte, oynamakta ve şarkı söylemektedir. Müslüman bir kadın böyle bir şeyi nasıl yapabilir ve ebeveynleri buna nasıl izin verebilir?! İslam’ı bilmeyen ülkelerde bile babanın ne kadar kıskanç olduğunu görmekteyiz. Zira öfkeli bir adam, karısının Tik Tok’ta paylaştığı kışkırtıcı kısa videolar hakkında tartışırken onu kızının gözü önünde vurmuştur. Hatta İngiliz Daily Star Gazetesi’ne göre kadının kocasının da 24 Ocak’ta Brezilya’nın Paraguay sınırındaki Punta Bora belediyesindeki Nova Itamarati’deki bir aile barbeküsü sırasında intihar ettiği düşünülüyor.

Aynı şekilde Sudanlı bir adam da aynı nedenden dolayı karısını öldürdüğü gibi Filistinli bir adam da aynısını yapmıştır. Müslüman bir erkekte kıskançlık doğal bir şeydir ancak böyle bir duruma düşmemek için konuyu şerî açıdan tartışmalıyız.

Müslüman bir kadın, onurunun ve yüksek konumunun korunması için İslam dininden büyük bir teveccüh görmüştür. Zira kıyafeti ve ziyneti noktasında şeriatın kendisine farz kıldığı şeylere bağlı kalması, dikkat çekici bir şekilde ziynetin gösterilmesinden kaynaklanan fitneden caydırmak içindir. Bu kuralların tefsirini derinlemesine incelediğimizde, bunların kadını kısıtlamadığını, aksine kadını yozlaşma ve sapkınlık çemberine düşmekten veya başkası tarafından tacize maruz kalmaktan koruduğu gibi toplumdaki ahlaksızlığın içine düşmekten de koruduğunu görürüz.

Müslüman kadına vakar, abartılı bir şekilde süslenerek ve konuşmada aşırıya kaçarak Allah’ın kutsallarını çiğnemesi haram kılınmıştır. Nitekim onun, evlerde akrabalarıyla ihtilat (karışık oturma) hakkı yokken sokaklarda ihtilat ona haram kılınmamıştır. Kadına yönelik tüm bu özene rağmen mesele bu raddeye gelmiştir. Çünkü erkekler, kadınlar ve gençler sosyal medya aracılığıyla başkalarının evlerine girmektedirler.

Ancak maalesef genç kızların, kurallar ve hükümler olmaksızın sosyal medya aracılığıyla kendilerini sergileyip fenomen olması geniş çapta yaygınlaştı. Zira Müslüman genç kızların Batı’yı körü körüne taklit ettiklerini gözlemlemekteyiz. Nitekim onların içlerinden birinin, İslam’ın kurallarını ve hatta toplumun buna yönelik bakış açısını bile görmezden gelerek erkeklerin şehvetini kışkırtan tuhaf ve heyecan verici hareketlerle fotoğraf (selfie) çektiğini veya bu kliplerin milyonlarca gençler tarafından izleneceğini, bu şekilde saygınlığını kaybedeceğini, ayrıca gençler arasında bir fitne oluşturacağını ve başkalarının Müslüman genç kızlara yönelik gerçek imajı hakkındaki algısını değiştireceğini unutarak edep dışı ifadelerin ve dansların serpiştirildiği bir tür hiciv geleneğiyle video klipler çektiğini görebiliyorsunuz.

Örneğin bazı sosyal paylaşım sitelerinde, özellikle Tik Tok, Instagram ve Snapchat’te bazı kızlar, özellikle de Sudanlı kızlar, kendi düşüncelerine göre eğlence ve neşe bağlamında alaycı yollarla manken, oyuncu veya şarkıcı olarak göründükleri ve kendi özel odalarında çıplak ve göz kamaştırıcı bir şekilde ortaya çıktıkları video klipler aracılığıyla ünlü olmuşlardır. Nitekim kıskanç takipçilerden biri, onun hareketlerini ve üslubunu eleştirip dinine ve Müslüman Arap toplumun gelenek ve göreneklerine saygı göstermesi gerektiği şeklinde Müslüman genç kızın ahlakı ve davranışı hakkında bir yorum yaptığında o, “bu benim kişisel özgürlüğümdür, kimse benim ne giydiğime ve ne yaptığıma karışamaz ve kimsenin özel hayatıma müdahale etmesine izin veremem” diyerek cevap veriyor!! Dünyanın her yerindeki evlere girmesi için sosyal medya aracılığı ile videonuzu yayınladığınız halde nasıl özel hayattan bahsedebilirsiniz. Hangi mahremiyetten bahsediyorsunuz Allah aşkına?!

Bu bir taklit mi? Yoksa bu, iletişim araçlarını kullanmamızın olumsuz bir yolu mu?

Şayet şeriatın kurallarına uyarsa, faydalı şeyler yazarsa, söylentilere boyun eğmek, erkeklerle gülmek ve şakalaşmak ve onlarla özel sohbetler yapmak gibi kendisine yönelik fitne sebeplerinden uzak durursa kadının Facebook ve Twitter gibi elektronik iletişim araçlarına katılmasının caiz olduğu bilinmelidir.

Müslüman kadın, toplumların inşasında bir yapı taşı olarak kabul edilir. Zira o, nesillerin mürebbisidir. Bu yüzden İslam onun istismar edilmesini haram kılmış ve onun iffetini ve paklığını korumuştur. Dahası onu, iffet ve paklık dolu bir yaşam garanti eden hükümler duvarıyla kuşatmıştır. Zira İslam, her şeyden önce kadını korunması gereken bir namus saymıştır.

Ey ebeveynler; bu koşullar altında İslam kadını, ihtiyacı ve zafiyeti istismar edilerek dalgaların istediği yere savurup çarptığı bir zayıflıkta bırakmamıştır. Aksine kadını koruması ve onun kapris ve arzulardan uzak hikmetli kararlar almasına yardımcı olması için ona bir veli tayin etmiştir. Ayrıca İslam, hem kadının korunması hem de toplumun rezillik ve çöküşten korunması için kadına setr-i avret gibi birtakım farzlar kıldı, şeriatın onayladığı bir ihtiyaç dışında ihtilatı haram kıldığı gibi halveti de haram kıldı, bakışı düşürmeyi vacip kıldı ve teberrücü haram kıldı… Bunun dışında hükümler de vardır. Siz Allah’ın azabından emin misiniz ki bu hükümleri terk ediyorsunuz?

Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti, tüm bu felaketleri ortadan kaldırarak bu komplolara son verecektir.

Ey Müslüman kadınlar: Kadınlara yönelik bu mücrim saldırıya karşı koymak için sizleri, sömürgeci kafir, onun kurumları, dernekleri ve ajan araçları karşısında bizim yanımızda yer almaya davet ediyoruz. Sizler bizim kadınlarımız, kızlarımız ve kız kardeşlerimizsiniz. Bu yüzden sizlere diyoruz ki; bu saldırının asıl amacı, Müslümanları, bu büyük günahları koruyan yasaların gölgesinde zinanın ve diğer rezilliklerin yaygınlaştığı bir durama getirmektir. Hanif şeriat temel alınmaksızın Müslüman kadının işleriyle ilgili yapılan herhangi bir tartışma, şüpheli bir harekettir. Dikkat edin tebliğ ettik mi? Allah’ım sen şahit ol.

Sözün özü: Kadın ve erkek, şerî hükümler karşısında eşittir. Dolayısıyla bugün Müslüman kadınlar, Nübüvvet Minhacı üzere Müslümanların Hilafetini ikame etmek için çalışanlarla birlikte çalışmakla mükellef oldukları gibi İslam ümmetinin erkekleri de mükelleftir. Zira Hilafet Devleti, pratikte kadının haysiyetini koruyabilecek bir çerçevesi olan İslami İçtimai Nizam’a sahiptir:

Birincisi: İslam’ın yeniden uygulanmasıyla kadın, erkekleri memnun etmek için sunulan bir meta olmayacaktır. Bilakis iki cins arasındaki saf ilişkiyi korumak için, cinsel sapkınlıklardan uzak bir şekilde selim bir yolla etkileşime girmeleri sağlanacaktır.

İkincisi: Cinsel arzuların yerine getirildiği iffetli ve saf bir ortam oluşturmak yoluyla topluma zarar vermek yerine hayır getirecektir.

İslam beldelerindeki kadınlar, on yıllar boyunca baskıcı, yozlaşmış rejimler ve yıpratıcı bir ekonomik sistem altında baskı, yoksulluk ve aşağılanmanın acısını çekmektedirler. Zira doğu, batı, kuzey ve güneydeki hükümetler, kadınlara yönelik ihlallere ve temel haklarından mahrum bırakılmalarına göz yummaktadırlar. Nitekim ister kraliyet, ister cumhuriyetçi, ister demokratik isterse diktatör olsun tüm rejimler, geçen seksen yıl boyunca kadınlar için insana yakışır ve saygın bir yaşam sağlamayı başaramamışlardır. Bu da bölgede, Müslüman olsun gayrimüslim olsun tüm kadın ve erkekler için onurlu, adil ve müreffeh bir geleceği garanti edecek gerçek bir değişimin meydana gelmesine muktedir olan farklı siyasi bir vizyona duyulan acil ihtiyacı ortaya koymaktadır.

Kadının hayatının iyileşmesine katkıda bulunacak gerçek bir değişimin oluşmasına inanan tüm kadınları, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet yoluyla parlak bir örneklik sunan Hizb-ut Tahrir’in içinde bize katılmaya davet ediyoruz. Zira Hilafet Devleti, İslam ülkelerindeki anneler ve kızlar için onuru, güvenliği ve adaleti sağlayacak ve dünyadaki kadınların haklarını korumak ve güvence altına almak için ışık saçan bir fener olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Rime Cafer - Sudan