- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Amerika ve İngiltere’nin Yemen’deki Son Eylemlerinin Perdesi Aralanıyor
Özellikle koalisyonun Husileri pekiştirmek için müdahale ettiği komplonun insanlara ifşa olmasının ve son zamanlarda kötüleşen insani durum nedeniyle insanların Husilere karşı öfkesinin artmasının ardından Amerika, savaşı sona erdirmek ve ateşkes durumunu sürdürmek gibi iki seçenek arasında kaldı.
Gerginliğin artıp insanların tedirgin olmaya başlaması, 26 Eylül Devrimi adını verdikleri olayın yıl dönümünün kutlamasında net olarak ortaya çıktı ve aslında birçok insan bu yıl dönümü için değil, Husilerin, fikirlerinin, baskılarının kabul edilmesinin yanı sıra çalışanların maaşlarının ödenmemesi, vergilerin çok yüksek olması, insanların kendilerinin gözetildiğini hissetmemeleri ve her türlü hizmetteki eksiklikle karşı karşıya kalmaları gibi Husilerin kontrolü altındaki bölgelerin ulaştığı kötü durumun kabul edilmesinden duydukları hoşnutsuzluğu göstermek için sokağa çıkmıştır; dahası hizmetlerin ve aynı şekilde Kongre Partisi ve İngiliz ajanlarının Husilerin kontrolündeki bölgelerdeki çalışmalarının neredeyse yok denecek kadar az olduğunu söyleyebiliriz; her ne kadar bireysel çalışmalarda bulunmuş olsalar da özellikle ölen Ali Salih’ten kurtulduktan sonra Kongre Partisi boyutunda organizasyonel bir çalışmaya yükselmemiştir ama insanların Husilere karşı öfkesi nedeniyle bir etkisi olmuştur ki bu da Abdulmelik el-Husi’nin, Efendimiz Muhammed Aleyhissalatu ve’s Selam’ın doğum yıldönümünde sokağa çıkıp bir konuşma yapmasına ve konuşmasında, hükümetin görevden alındığını ve yeni bir hükümet oluşturuluncaya kadar işleri idare eden bir hükümet olarak görevine devam edeceğini açıklamasına yol açmıştır; nitekim beklenen hükümet, Husilerin imajını düzeltmek için maaşları ödeyebilir, hizmet sağlama prosedürlerini ve her alandaki idari işleri kolaylaştırabilir.
İngiltere’nin siyasi dehası ve Husilerin birçok yer ve mevkilere kök salmış İngiliz siyasi ortamını sona erdirmeyi başaramamasından dolayı onlardan birçoğu Husilerin dalgasına binmiş ve kendilerini onların şerlerinden korumak ve paylaşım sırasında bir pay elde etmek için İngiliz yöntemiyle onlarla birlikte yürümüşlerdir. Eski İngiliz ortamının etkisinin artırmasına yardımcı olan şey, Husilerin halkı kontrol altına alıp taifecilik fikrinden devlet fikrine geçememesi ve karizmatik ve entelektüel kadrolarının insanlara liderlik edememesi olmuştur. Aynı şekilde özellikle son dönemde yapılan dostane toplantılar ve karşılıklı ziyaretler sonrasında koalisyonun (Suudi Arabistan) Husilere verdiği destek insanlara ifşa olmuş ve son zamanlarda özellikle de ateşkes sonrasında halkın desteği gerilemiştir; zira koalisyonun 2015 yılında müdahalesi, o zaman vatanın savunucuları olmaları vasfıyla popülerliklerinin artmasına yol açmıştı ama ateşkesten sonra bu faktör de sona ermiştir; tüm bunlar da İngiliz ajanlarının konumunun giderek güçlenmesine yol açmıştır.
Amerika, müzakere payını artırmak için özellikle İngiltere'nin güneyi geçici ve meşru olarak bölmesinden yararlanarak karşı tarafı zayıflatmak için ciddi şekilde çalışmaktadır. Amerika’nın ajanı Suudi Arabistan ise, geçiş hükümetine baskı yapmakta ve onu, meşruiyet denen şeyi ve onun çatışmasını parçalamak için kullanmaktadır; bu da Husi bölgelerinin, Başkanlık Konseyi ve Geçiş Konseyi’nin kontrol ettiği bölgelere kıyasla daha iyi bir durumda tasvir edilmesine yol açmaktadır.
Amerika ile İngiltere arasındaki çatışma devam etmekte olup Amerika ve tabiileri Suudi Arabistan ve İran Husilerin olduğu tarafı, İngiltere ve üvey evladı BAE ve Umman da diğer tarafı pekiştirmek için çalışmaktadır. Tek kaybeden ise Yemen halkıdır; zira kanları akıtılmakta, malları yağmalanmakta, acıları, yoksullukları, yoklukları, ülkelerinin parçalanmışlığı ve kontrol noktası, gümrükler, engeller ve yolculuktaki sıkıntıları devam etmektedir; tüm bunlar ise İslam’ı hakem kılmamaktan ve halkına yalan söylemeyen bir liderin etrafında birleşmek için çalışmamalarından kaynaklanmaktadır; bu lider ise, kapitalizmin zulüm ve baskısıyla dolmasının ardından yeryüzüne hayır hakim olsun diye tüm Müslümanları İslam Devleti’ni-Hilafet Devleti’ni kurmaya davet eden Hizb-ut Tahrir’dir. Allahu Teala şöyle buyurmuştur: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا للهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ“Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına icabet edin.” [Enfal 24]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mühendis Neşvan Cesar - Yemen