Pazartesi, 23 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Gazze, Va Mutasımah Diye Haykırıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Gazze, Va Mutasımah Diye Haykırıyor!

Aksa Tufanından bu yana tüm Batı, Yahudi varlığının tüm suçlarına yardım edip destek verdi; ancak başta Amerika olmak üzere Batı’nın atıp tuttuğu insan, kadın, çocuk hakları, halklar, özgürlükler, bağımsızlık ve Birleşmiş Milletler sözleşmelerinde yer alan diğer tüm şeyler gibi her türlü haklarla ilgili tüm manşetlere rağmen mesele mazlum Filistin halkıyla ilgili olduğunda bunların hiç birinin bir kıymeti ve değeri yoktur; çünkü bu suçlu uluslararası toplum çifte standart uyguluyor; dahası bu uluslararası toplum, hakların geri elde edilmesini suç olarak görüyor ama bunlar; hakları çalan, öldüren ve yok eden kimsede ise hiçbir sorun görmüyor!

Batı Yahudilerin her şeyi yapmasına izin veriyor ama mazlum Filistin halkı çalınan haklarını geri almaya kalkışınca, bu eylemi suç olarak görüyor, dünyayı ayağa kaldırıyor, yerinde durmuyor, aralarında savaş tamtamları çalıyor ve Yahudi varlığına sınırsız yardımlar yapıyor.

Bu olayların başlangıcından itibaren Batı, bu gâsıp varlık için tüm destek yollarını seferber etti; ama bizim başımızdaki ajan yöneticilerimiz, sanki meselenin kendileriyle hiçbir ilgisi yokmuş gibi sessizliğe büründüler ve gözlerini kapattılar! Kardeşlerimiz öldürülüyor, bombalanıyor ve bu vahşi düşmanın bombardımanı altında kalıyorlar ama ne yazık ki bizim ordularımız ve askerlerimiz, sanki meselenin kendileriyle hiçbir ilgisi yokmuş gibi kışlalarında çakılıp kalıyorlar! Bu arada ordularımız ve askerlerimiz, hain ajanları korumak için askeri cephanelikleriyle halklarını korkutuyorlar! Sınırları ve geçitleri koruyanlara yazıklar olsun!

Bundan daha kötüsü ise ülkemizdeki medya kanallarının bir kısmının Gazze şehitlerini ölüler olarak nitelendirmeleri ve onları Yahudilerin ölüleriyle eşit tutmalarıdır! Barbarca bombalamanın kurbanlarını Yahudilerin ölüleriyle eşit tutmak, aşağılık ve utanç verici bir durumdur!

Arap yöneticilerin tutumu, kelimelerin seçildiği ve Yahudileri, zulmeden, toprak ve onurları gasp eden ve tüm adaletsizlik ve saldırganlığı yapan kişiler olarak nitelendirilmemeye özen gösterildiği kınayan ve eleştiren açıklamalarla devam ediyor. Dolayısıyla onların açıklamalarının hiçbir anlamı yoktur; çünkü bu rejimler, iktidar koltuklarındaki nüfuzlarını devam ettirmekten başka bir şey bilmiyorlar. Bu yüzden onların Mescid-i Aksa’yı savunmak için Yahudilerle bir çatışmaya girmesini beklemiyoruz.

Direnişin tutumunda meydana gelen dönüşüm, mevcut durumda onun Yahudileri yok etmeye muktedir olduğu anlamına gelmiyor. Zira direniş kısıtlı olup onun silah ve para elde etmesine izin verilmiyor; bu yüzden gerçek dönüşüm; direnişin kahramanlarının artık inisiyatife sahip olmalarında, düşmanı şaşkına çevirmelerinde, hedeflerinin mübarek toprakları kurtarıp haklarını tekrar elde etmeleri olduğunda, füzelerinin işgal edilmiş topraklardan biri olan Gazze’nin sınırlarıyla sınırlı kalmamasında, aksine bunun da ötesinde Tel Aviv, Hayfa ve Safed gibi işgal altındaki birçok şehre ulaşmasında yatmaktadır.

Utanç verici tutumlarını meşrulaştıran bir bakış açısıyla konuşan, güç dengesinin Yahudilerin lehine olduğunu, direnişin Filistin halkına zarar verdiğini, bombalama ve işkenceye fırsat verdiğini iddia edenlere gelince! Onlara diyorum ki: direniş füzeleri, sivil havacılık otoritesinin çalışmasını durdurmaya zorladığı gibi Netanyahu’yu, hükümetini ve halkını barınaklarda saklanmaya, okullarını ve kamu tesislerini kapatmaya da zorlamıştır. Bu nedenle bizden daha iyi olan kişiler hakkında konuşmamalıyız; çünkü Allahu Teala bize zaferi vaat etmiştir. Zira Subhanehu hak olan kavlinde şöyle buyurmuştur: إِنْ تَنْصُرُوا اللهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْEy iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.” [Muhammed 7]

Bu mücahitler Siyonistlerin kibrini kabul etmediler, Yahudilerin direktiflerine boyun eğmediler ve mallarını ve canlarını korumayı mazeret olarak göstermediler, aksine onlar, dinine yardım etmesi için Allah’a biat ettiler. Bu mugalataları tekrarlayıp duranlar, önemli olanın güç dengesi ve silahların türü olmadığını, bilakis önemli olanın onların hak sahibi olmaları ve toprakları Yahudilerin pisliğinden kurtarmak ve onurları uğruna canlarını dahi verebilecek cesaret ve güce sahip olmaları olduğunu idrak edemiyorlar.

Siyonistlere ve soytarılara diyorum ki: Sizin sessiz kalmanız bir ibadettir.

Direnişin kahramanları mücahit kardeşlerimize de diyorum ki: Size karşı yapılan tüm taraflı medya kampanyalarına aldırış etmeyin. Allah bu süreçte sizleri muvaffak eylesin. Şüphesiz bu süreç, Allah’ın izniyle, Allah’ın size daha fazla destek ve yardımını bahşedeceği yeni bir aşamaya başlamanın bir işaretidir. Yine bu süreç, Allah’ın izniyle bize vaat edilen şafağımızın yaklaştığının bir göstergesidir; işte Allah’ın izniyle o gün, Hilafetimizin, izzetimizin ve şerefimizin geri döndüğü ve gasp edilen haklarımızı geri elde ettiğimiz gün olacaktır. Bu ise aziz olan Allah’a hiç de uzak değildir.     

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Munis Hamid – Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER