Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Filistin’in Hansa’sı!

بسم الله الرحمن الرحيم

Filistin’in Hansa’sı!

Yaralı Filistin topraklarından sahneler; Yahudilerin kirli ellerinin değmediği hiçbir şeyin kalmadığı işgal, Gazze’yi harabeye çevirmeyi başardı ancak İslam’ın arıttığı bu nefislerin iradesini kırmayı başaramadı; zira bu nefisler akidesini kendisi için bir metot kıldı ve onun için savaştı. Evet, bu nefisler; izzet, fedakârlık, dini ve şerefi için en değerli ve kıymetli olan şeyleri feda etme üzerine yetiştirildi.

Bu sahneler bizi, büyük atalarımızın sahnelerine götürdü ve bizlerde yeniden, onların ders ve ibret alacağımız şerefli anılarını canlandırdı; işte bunlar, Allah yolunda en muhteşem fedakârlık ve cömertlik sahneleriyle şerefli tarihlerini yazan kadınlardır.

Nitekim bizler, İslam’ın, cahiliye toplumundan nasıl da bizler için İslam yolundaen güzel fedakârlık örnekleri sunan kadınları çıkarabildiğini gördük; hala zamanın hafızasında takılıp kalan bu sahnelerden biri de celile sahabi kadın, Suleym kabilesinden Hansa adıyla meşhur olmuş Tümâdır Binti Amr’dır. Bu kadın her iki dönemi (cahiliye ve İslam) de yaşamıştır; ilki, kardeşi Sahr’ın ölümünün ardından Sahr için ağlayıp ona övgüler yağdırdığı cahiliye dönemidir; ancak İslam’a girer girmez dört oğlunu da hiç tereddüt etmeden bu din için feda etti, sabretti, mükafatını sadece Allah’tan umdu, çocuklarının şehadet haberini alınca bu müjdeli haberden dolayı Allah’a hamd etti!

Bu din ne kadar yücedir ve kaygıyı sabra ve müjdeye dönüştüren ne büyük bir değişimdir! Zira Allah yolunda cihat mefhumları analık figürüne galip gelmiştir… İşte bugün bu sahne, Gazze’deki sabırlı ve mücahide kadınların nefislerinde tekrarlanmaktadır; uydu kanallarından şahit olduğumuz görüntüler, belki de kelimelerden daha anlamlıdır; zira ciğer paresinin şehadet haberini sevinçle karşılayan bir annenin, onunla naim cennetlerinde bir araya gelmek için Allah Subhanehu’ya dua ettiğini gördük; şehit oğlunun naaşının taşınmasına katılan ve onu öpücükler ve zılgıtlarla uğurlayan bir anne de gördük.

Kendi uğrunda en değerli ve kıymetli olanları önemsiz kılan bu azim din ne kadar muhteşem bir dindir! Çok ama çok sahneler vardır… Ancak beni etkileyen ve cezbedenlerden biri de şu tutumdur ki kendimi bu sahneye saygı duymaktan alıkoyamadım; şehit üç kardeşinin kafilesine katılıp dördüncü olarak kendi oğluna veda eden acılı anne ona şöyle diyor: Allah’ın Nebisi Eyüb Aleyhisselam’ın bereketini umarak adını Eyüb koydum.

Bunlar, sabreden ve Allah yolunda en değerli ve kıymetli olanları feda ederek mükafatını sadece Allah’tan uman izzetli Gazze’nin kadınlarının zihinlerinde ve nefislerinde İslami mefhumların formüle ettiği şerefli tutumlardır… Böylece bu kadınlar sabır ve sebatlarıyla Arap şairi Hansa’nın halini ispatlamışlardır; dolayısıyla bu, hiç kesintinin olmadığı bir haldir, dahası Hansa gibi meşhur olmasalar da birçok Müslüman kadınlarda ortaya çıkan ve tekrarlanan bir fikrin halidir.

İnsanın davranışları mefhumlarına bağlı olup bizler, dininin ve akidesinin ortaya çıkardığı bir ümmetiz; bu nedenle bu görüntüler, tiranların yönetimleri altında acı çekmelerine rağmen işgalcilerin topraklarına her ayak bastığında Filistin’de ve diğer İslam beldelerinde zaman içeresinde tekrarlanmaya devam etmektedir.

Bu hayat fani bir yurt olup kalıcı değil geçicidir ve bunlar Allah Azze ve Celle tarafından yaratılmıştır; ama bir de yeniden dirilme, hesap verme, cennet ve cehennem vardır; Allah yolunda şehit olanların akıbetlerine gelince, onlar diridirler ve Rableri katında rızıklara mazhar olmaktadırlar.

Şehadetle rızıklanan kimseye ne mutlu! Evladını Allah yolunda feda edip sabreden ve mükafatını sadece Allah’tan bekleyen her anne babaya selam olsun! Ey evlatlarını Allah yolunda şehit verenler, bu Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in size bir müjdesidir; zira Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: يُشَفَّعُ الشَّهِيدُ فِي سَبْعِينَ مِنْ أَهْلِ بَيْتِهŞehit, ailesinden yetmiş kişiye şefaat edecektir.” [İbn Hibban rivayet etti.]

Aziz olan Allah’tan, bu ümmete izzetini ve yüceliğini yeniden kazandırmasını ve bizlere yeniden hakları koruyacak ve nefisleri muhafaza edecek olan İslami Devleti’mizi nasip etmesini niyaz ediyorum.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Munis Hamid – Irak

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER