Cuma, 20 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/22
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Haşim Gazze’deki Yahudi Varlığının Acizliği Çıkmaza Dönüşüyor

بسم الله الرحمن الرحيم

Haşim Gazze’deki Yahudi Varlığının Acizliği Çıkmaza Dönüşüyor

Bu da Hem Onun Hem de Amerika ve Batı’nın İslam Dünyasındaki Nüfuzunu Tehdit Ediyor!

Medya organları 23 Ocak’ta, Netanyahu’nun Gazze’ye yönelik savaşın üçüncü aşamasının 6 ay süreceğini söylediğini aktardı. Genelkurmay Başkanı Halevi’den, Gazze’deki çatışmaların uzun süre devam edeceği ve bunun “İsrail’i” bekleyen birçok zorluğu beraberinde getireceği aktarıldı. Yahudi varlığının liderlerinin de benzer açıklamaları vardır; tıpkı Savunma Bakanı Gallant’ın aynı ayın 8’inde yaptığı açıklama gibi; zira o, üçüncü aşamanın daha uzun süre devam edeceği yönünde uyarıda bulunmuştu.

Yahudi varlığının liderlerinin benzer birçok açıklamalarının yanı sıra bakanlar arasında, yumruklaşma ve yüksek tehdit noktasına kadar varan anlaşmazlıklar ve çatışmalar, Amerika ve Batı’nın gelişmiş silah ve her türlü desteğine rağmen kesin olarak bu varlığın ve ordusunun acizliğini ve Gazze savaşındaki başarısızlığını teyit etmektedir. Bu teyidi “şimdiye kadarla” sınırlamak daha doğru olur; çünkü savaş devam ediyor ve Amerikan desteği hesapsız bir şekilde Yahudi varlığına akıyor; Hamas’ın ortadan kaldırılması ve siyaset sahnesinden uzaklaştırılması ise, Yahudilerden daha çok Amerika’nın bir kararı ve stratejisidir. Dolayısıyla bu açıklamalar, bu varlığın başarısız girişimlerini tükettiğini, umutsuzluk ve şaşkınlık aşamasına girdiğini, dahası ordusunun bitkin düşüp korkuya kapıldığını ve yok olma aşamasına geldiğini göstermektedir.

Bunun açıklaması şöyledir; onlar, Hamas’ı ortadan kaldırmak amacıyla Amerika’nın ve uluslararası devletlerin verdiği büyük destekle savaşa girdiler ve Amerika onlara, bedeli ne olursa olsun bunun yerine getirmeleri gereken bir yükümlülük olduğunu söyledi; ancak onların varlıklarının varlığı bile bir bedeldir. Nitekim Yahudi varlığı, Amerika ve Batı, Gazze’yi ve mücahitlerini bir ay veya daha kısa sürede ezeceklerinden emindiler! Ancak onlar bunu yapmaktan aciz kalınca, Amerika onlar için süreyi erteledi, sonra tekrar erteledi, sonra da Ocak ayı sonuna kadar erteledi. Dolayısıyla onların savaşları, dünyayı tiksindiren ve onu öfkelendiren iğrenç bir cinayet ve yıkım haline gelip mücahitlerin ortadan kaldırılması noktasında da bir faydası olmayınca, Amerika onlar için planlar çizmeye ve onları bu plana mecbur etmeye başladı. Nitekim “İsrail’i”, boş yere öldürmeyi hafifletmeye mecbur etmek için aşamalar fikrini ortaya attı ve bunu da onlara göre belirleyici kara saldırısı aşaması olarak adlandırmaya başladı. Nitekim Amerika için, (Yahudilerin) bu konuda tereddüt ettikleri ve bunu defalarca erteledikleri ortaya çıkmasının ve bunu yapmaktan aciz kaldıklarını, askerlerin firar ettiğini, yedeklerin yokluğunu, ordusunun korktuğunu, tugaylarının dağıldığını ve bunun karadan saldırı yapılmasını imkansız hale getirdiğini hissetmesinin ardından, Hamas’ı ortadan kaldırma hedefini sürdürmekle birlikte üzerlerindeki süre kısıtlamasını kaldırmak zorunda kaldı. Bu da onları biraz olsun rahatlattı; bunun üzerine uzun aylara ihtiyaç olduğunu ve savaşın maliyetli olacağını açıklamaya başladılar. Bu ise iki hususa delalet etmektedir: Birincisi; Yahudiler, kendileriyle herhangi bir çatışma yaşanmayacağı garanti edilmedikçe Gazze’ye karadan girmiyorlar ve girmeyecekler de. Bu nedenle öldürme ve yıkımlara devam edecekler, kara operasyonlarını erteleyecek veya azaltacaklardır. İkincisi; bu, sadece varlık için değil, Yahudiler için süreyi birçok kez erteleyen ve yaptığı sınırlamaları görmezden gelen Amerika için de bir başarısızlıktır; bu ise çalışanlar için dikkat çekici ve umut verici bir husustur.

Amerika’nın başarısızlığı henüz nihai hale gelmemiş, dahası onun hedefini değiştirmek yerine planlarını değiştirmeye sevk etmiş olsa da, ancak daha yakından bakıldığında Yahudi varlığının acizliğinin giderek kötüleştiği ve çöküşe yol açabileceği ortaya çıkmaktadır. Amerika’nın planlarının başarısızlığa uğrayıp stratejik bir çıkmaza dönüşmesi, bölgedeki ve İslam dünyasındaki nüfuzunu tehdit etmektedir. Bu da her bir Müslümanın, Gazze’ye yardım etmeye yönelik büyük ilgisini iki katına çıkarmasını ve zincirleri kırmak, orduları özgürleştirmek ve sınırları aşmak amacıyla ümmeti harekete geçirmek için her türlü çaba ve gayreti göstermesini gerektiren değerli bir fırsattır.

Çünkü Amerika, varlığın liderlerini -kendi görüşüne göre- savaşı bitirecek ve hedefi gerçekleştirecek bir kara saldırısı başlatmaları konusunda ısrar etmesinin ardından, her ne zaman ilerlemeye veya kara saldırısına kalkışsalar askerlerinde bir korkaklık ve ürperti etkisi görülmüş, sonra aralarında öldürüldükleri ve halsiz düştükleri haberleri yayıldığı gibi geride bıraktıkları arasında da korku ve böğürtü sesleri yayılmaya başlamıştır. Nitekim bu girişimler her tekrarlandığında, korku daha da artmış ve isyan ve firar da çoğalmıştır; dolayısıyla tugayları parçalanıp Gazze’den çekilinceye ve orduları savaşma gücünü kaybedinceye kadar bu şekilde devam etmiş ve böylece Amerika, tüm bu kara savaşı girişimlerinin kalburla su taşımaktan ibaret olduğunu ve “İsrail’in” kendisine verdiği tüm yanıtların ise bir arpa boyunu bile geçmediğini fark etmiştir!

Kısacası Yahudi varlığı, bugün Gazze’ye yönelik yürüttüğü savaşta sanki ordusu olmayan bir varlık haline gelmiş ve bu nedenle Amerika, Hamas’ı ortadan kaldırmakta ısrar etmekle birlikte planlarında değişiklik yapmak zorunda kalmıştır; çünkü bu hedeften geri adım atması, bölgede Yahudi varlığını zayıflatacağı gibi Amerika ve Batı’nın bölgedeki nüfuzuna darbe indirilmesi ve gerek bölgede gerekse tüm Müslüman ülkelerde kendilerine bağlı ajan rejimlerin devrilmesi tehdidini oluşturmaktadır.

Amerika açısından bu kadar stratejik ve hayati bir meselede Yahudi varlığının işlevini yerine getirmede başarısız olması, karar vericileri, gerek bu varlığın rolü gerekse onun alternatifinin olup olmadığı konusunda düşünmeye sevk etmiştir. Özellikle küresel İslami uyanışın, ümmetin kaynamasının ve Amerika’nın artan iç ve dış sorunlarının gölgesinde onun (Yahudi varlığının) bir alternatifinin olmamasından dolayı Amerika onu desteklemek ve onun acizliğini ve çıkmazını gözetmek zorunda kalmıştır; bu yüzden Yahudi varlığı için çizdiği savaş aşamaları ve planlardan dolayı ona baskı yapmamakta, aksine yıkım ve imha çalışmalarına devam etmesini sağlamakta, bunun için gerekli olan şeyleri temin etmekte ve böylece mücahitler ve insanlar yavaş yavaş tükensin diye ne kadar sürerse sürsün amacına ulaşmadan savaşın durmasını reddetmektedir. Bundan dolayı savaşın süresinin 10 aydan fazla sürmesi beklenmektedir; hatta savaşın Amerikan seçimlerinden önce sona ermesinin şart koşulduğuna dair haberler de çıkmıştır.

Yahudi varlığının başarısızlığı ve Gazze'deki acizliği Amerika için bir sorun olup bu varlığın bir alternatifinin ya da bu soruna bir çarenin bulunmaması Amerika’yı benzeri görülmemiş bir ikilemin içine sokmuştur; çünkü bölge halkının isyan etmesi, bu varlığa ve tüm Amerikan ve Batı nüfuzuna saldırması, ardından ümmetin özgürleşmesi ve Hilafet Devleti’nin kurulması ihtimali söz konusudur. Zaten Amerika ve Batı, savaşın başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana bu tehlikenin farkındadır; bu nedenle en güçlü silahlarıyla bölgeye gelerek hiçbir şeye aldırış etmeden Yahudi varlığına her şeyle destek vermişlerdir. Zira bu savaş bugün onlar için o günden daha tehlikeli bir duruma gelmiş olup Amerika ve varlığın liderlerinin açıklamaları, hedeflerini gerçekleştirmeden önce bu savaşı durdurmayacaklarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle Müslümanların çok uyanık olmaları ve hayati, tarihi ve belirleyici bir savaşın içinde olduklarını bilerek hareket etmeleri gerekmektedir. Böylece Allah’ın izniyle harekete geçecekler, zincirleri kıracaklar ve sınırları da aşacaklardır.

أَمْ يَقُولُونَ نَحْنُ جميعٌ مُنْتَصِرٌ * سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الُّدُبُرَ
Yoksa onlar “Biz tam bir dayanışma içinde, yenilmez bir topluluğuz” mu diyorlar? Yakında o topluluk bozguna uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.” [Kamer 44-45]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mahmud Abdulhâdî

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER