Cumartesi, 25 Recep 1446 | 2025/01/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Amerika'nın Gerçek Yüzü!

Yahudi varlığının kararlardaki hakimiyeti konusunda birçok ses yükseldi ve bu kararları verenin onlar mı yoksa Amerika mı olduğu sorusu ortaya çıktı.

Gazze’deki savaşın durdurulmasına yönelik anlaşmanın açıklanmasının ardından, özellikle de Trump’ın yönetime gelmesiyle birlikte, dahası Yahudilerin Amerika’da güçlü bir nüfuza sahip olduğu ve bunun küçümsenemeyeceğinin kesinliği ve Amerika’nın bu mutant varlığa silah, para ve lojistik destek açısından sağladığı güçlü ve kalıcı desteğin göz ardı edilemeyeceği çok açık bir hale gelmiştir.

Yahudiler ve Amerika arasındaki ilişkinin bundan çok daha büyük olduğu ve Yahudiler için izin verilen ve verilmeyen şeyler arasındaki ayrımın, öncelikle Washington’u yöneten derin devletin çıkarları ve bu çıkarlarına ne ölçüde tabi olunduğuyla bağlantılı olduğu bilinmektedir.

Gazze ile ilgili olan hususa gelince; Amerika gerçekten kendisine karşı savaşı sona erdirmekle ilgileniyor ve artık onu sona erdirmek için kesin bir karara varmış gibi görünüyor olsa da kesinlikle bu karar Filistinliler, şehitler veya insanlık için alınmamıştır; zira bunlar asılsız iddialardır ve onun dünya tarihi önündeki geçmişi bu algının hakikatini ortaya koymaktadır.

Evet, Amerika Yahudilerle direnişi ortadan kaldırma ve yeni bir güvenlik gerçekliği oluşturma hedefini paylaşıyor ama aynı zamanda Amerika, Yahudi varlığı için sınırlar koyuyor ki böylece Amerika’nın bölgedeki yönelimlerine ve stratejik çıkarlarına zarar vermesin ve yeni bir bölgesel düzen oluşturabilsin; belki de Yahudi varlığı kırmızı çizgilere ne zaman ulaşacağını ve bunları ne zaman aşabileceğini tam olarak biliyordur.

Belki de Yahudi varlığı ihlalleriyle Amerika ile kavga etmiş olabilir ve bu kavgalarda, bu savaşın Amerika tarafından yönetildiği ve Yahudi varlığının bu savaşın ana oyuncularından biri olduğu mutlak gerçeğini ortaya koyan açık işaretler vardır; aynı şekilde Yahudi varlığı, Amerika herhangi bir şeye karar verdiğinde karar almada sınırlı bir güce ve bağımsızlığa sahip olduğunu, Amerika’nın en ufak ayrıntılara bile müdahale ettiğini, bazılarının tasavvur ettiği gibi bunun aksinin olmadığını gayet iyi biliyor ve bunun için de fazla kanıtlara da ihtiyaç yoktur.

Bu nedenle Yahudi varlığı tarafından gerçekleştirilen askeri eylemlerin ve hedeflerin gözlemcisi olduğunu, onay ve destek almak için öncelikle bir hedef listesi sunması ve bunu denizde konuşlanan Amerikan filosunun komutasına önceden göndermesi gerektiğini düşünüyor.

Yahudi varlığının Bakanlar Kurulu koridorlarında Washington tarafından alınan kararları reddetme ya da kabul etme girişimi konusunda neler olup bittiğine gelince; bu, Yahudi kamuoyuna ABD yönetimine meydan okuyormuş gibi görünme çabasından başka bir şey değildir ki bu da sahte akrobatik davranışlardan başka bir şey değildir; bunu ise Ben-Gvir ve diğer bazı aşırı sağcılar yapıyor, ancak onlar da diğerleri gibi ABD yönetiminin kendi üzerlerindeki hakimiyetinin boyutlarını çok iyi biliyorlar. Zira bir olay meydana geldiğinde Yahudilerin Amerika'ya koştuklarını ve kendilerine koruma ve yardım sağlaması için onun onayını talep ettiklerini görmektesiniz; ayrıca Yahudiler, Amerika’nın üzerlerindeki örtüsünü kaldırması halinde Müslümanlar tarafından toz duman edileceklerini çok iyi biliyorlar ve aynı şekilde Yahudi varlığı hakkında bilgi sahibi olanlar, Amerikan gözetiminin seviyelerini ve onun Yahudilerin kararlarına açık bir şekilde müdahale ettiğini de biliyorlar.

Kafa karışıklığı olmasın diye belki de Filistin meselesiyle ilgili muamelede Amerikan algısı ile Yahudi algısı arasında bir fark yoktur; zira her iki taraf da hiçbir zaman tam haklara sahip bir Filistin devleti olmayacağı ve Washington’un planladığı her şeyin Yahudilerin çıkarı için olduğu, dolayısıyla birisi yenilip diğeri galip gelinceye kadar çatışmanın her iki taraf arasında kalmaya devam edeceği konusunda hemfikirdirler; bu ise birbirini izleyen tüm ABD yönetimlerinin konuştuğu dildir ki böylece Filistin, Arap yöneticilerden oluşan ajanların bakışları altında dağınık ve zayıflamış bir bölge olarak kalmaya devam etsin.

Bu nedenle Amerika’yı mercek altına almanın kesinlikle Filistinlilerin lehine bir şey yaptığı anlamına gelmediğini, Amerika'nın kötülük ve suçlarla dolu tarihinin dünya halklarına ve özellikle de Müslümanlara yaptıklarına şahit olduğunu ve Amerika'nın çıkarlarının kaybedilen tüm canların önünde olduğunu söylüyoruz; zira bugün beldemizin evlatları arasında yaşanan çatışmalar ve çekişmeler, bu hain ajanların iktidar koltuklarında kalmaları karşılığında halkların düşmanı olan Amerika'nın çıkarları için ödedikleri vergiden başka bir şey değildir.

Ey Müslümanlar: Amerika’nın bizi hiçbir kıymeti ve ağırlığı olamayan güçsüz ve terkedilmiş bir şekilde kalmamız için göstermiş olduğu çabalarının, sahte medeniyetinin önceliklerinden biri olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. Çünkü Amerika, halkların kanıyla yaşamak istemektedir; bu nedenle biçare kalmış halkların pahasına yaşamak için gerginlik odakları ve krizler oluşturmaktadır.

Ey Müslümanlar:

Kendisini koruyacak ve kendisini zarar verenlerin tehlikesine karşı savunacak bir kimsesi olmayan bir ümmet, kaybetmiş ve sefil olmuş bir ümmettir; peki bizim başımıza gelen her şey, izzetimiz ve hazinemiz olan devletimizin kaybolduğu gün gelip böylece farklı milletlere parçalanmadık mı?!'

Ey Müslümanlar: Hakları güvence altına alacak ve canları koruyacak bir devlet olmadıkça bir hayat ve izzet yoktur; Allah'ım, biçare kalmış bu ümmete, izzet ve onurumuzun geri geleceği acil bir çıkış yolu ver. Allahu Teala’ya, bunun yakında olması için yalvarıyoruz. Bu ise aziz olan Allah’a hiç de zor değildir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Munis Hamid – Irak

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER