Çarşamba, 18 Şevval 1446 | 2025/04/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslami Şahsiyeti, Ramazan'da ve Sonrasında Başarıyla Güçlendirmek

بسم الله الرحمن الرحيم

İslami Şahsiyeti, Ramazan'da ve Sonrasında Başarıyla Güçlendirmek

Mübarek Ramazan ayı bizleri bir kez daha mutlu etti ve gerçekten de Ramazan, Allah Subhanehu ve Teala'nın bizlere mağfiretinin kapısını açtığı sonsuz cömertliğinin bir armağanıdır.Aynı zamanda Ramazan, bu mübarek ayda ve sonrasında, Allah'ın izniyle İslam'ımıza uygun olarak en başarılı sonuçları gerçekleştirmek için tek düzeyde ve bireysel olarak nasıl çalışabileceğimizin yollarını ve araçlarını düşünmek için de uygun bir zamandır.

Esasında hayattaki nihai hedefimiz hakkında net bir anlayışa sahip olursak, başarı hemen bunun ardından gelebilir; çünkü o zaman bizler, bu kesin olarak belirlenmiş Rabbani hedefi bilinçli bir şekilde uyguluyor olacağız. Nitekim Allah Subhanehu ve Teala, şöyle buyurarak bizim varlığımızın gayesini açıkça belirtmiştir:وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ Ben, cinleri ve insanları ancak ve yalnız Bana ibadet etsinler diye yarattım.” [Zariyat:56]

Bu ayette ibadet kelimesi, bir kişi cin ve insanların sadece namaz kılmak, Ramazan orucu tutmak, Allah'a hamdetmek ve O'nu yüceltmek için yaratıldıklarını anlasın diye sadece namaz, oruç ve diğer şiarlar (ritüeller) anlamında kullanılmamıştır. Bu anlamı da içermekle birlikte, tam anlamı bu değildir.

İbadet kelimesinin tam anlamı, cinlerin ve insanların Allah Subhanehu ve Teala’dan başka hiç kimseye ibadet etmek, itaat etmek ve emirlerini yerine getirmek için yaratılmadıklarıdır. Buna ek olarak Müslümanların, İslam kelimesinin kelime anlamını Allah Subhanehu ve Teala’ya teslim olmak, itaat etmek ve boyun eğme olarak anlamaları da çok yaygındır. Aslında Müslüman olmanın ne anlama geldiğinin özü-cevheri işte budur. Zira bir kişinin, arzularını Allah Subhanehu ve Teala'ya teslim etmesi ibadet şekillerinin en yücesidir. Dolayısıyla teslimiyet, Allah Subhanehu ve Teala’nın bizden talep ettiği ve yapılması gereken doğal ve akıllıca bir şeydir ve bunu doğal bir şekilde gerçekleştirmenin yolu da, mürekkez (çakıla çakıla kültür) halakalar yoluyla eşsiz İslami şahsiyetimizi geliştirmektir. İslami şahsiyeti geliştirmek için de kişinin zihniyetinin İslam akidesi üzerine inşa edilmesi gerekir. Dolayısıyla bir Müslüman için hayrı ve şerri, doğruyu ve yanlışı, güzel ve çirkini belirleyen onun Rabbi ve Yaratıcısıdır. Dolayısıyla da aynı zamanda bu mefhumlar, bir Müslümanın duygu ve arzularını şekillendirerek amellerini belirli bir metoda göre yapmasına, yani salih ameller işlemesine ve nihayetinde de İslami bir şahsiyet kazanmasına yol açacaktır. Aslında Allah Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem bize, bir Müslüman'ın zihniyetinin ve meyillerinin nasıl olması gerektiğini haber vermiştir.لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يَكُونَ هَوَاهُ تَبَعاً لِمَا جِئْتُ بِهِSizden bir kimse hevası benim getirdiğime tabi olmadıkça iman etmiş olmaz.” [Buhari ve Müslim]

Buna ek olarak Allah Subhanehu ve Teala müminlerden, sözlerinde ve fiillerinde sebat etmelerini talep etmiştir.يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفْعَلُونَ كَبُرَ مَقْتاً عِنْدَ اللّٰهِ اَنْ تَقُولُوا مَا لَا تَفْعَلُونَ “Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” [Saf 2-3]

Böylece Allahu Teala'nın bizi, tutarlı bir İslami şahsiyete sahip olmaya teşvik edip emrettiğini görüyoruz ki tutarlı bir İslami şahsiyete sahip olmak için de İslam akidesini düşüncemizin temeli haline getirmemizi gerektiriyor. Bu nedenle İslami şahsiyet ancak İslam akidesi üzerine inşa edilerek, yani Kur'an-ı Kerim, nebevi sünnet ve sahabenin icması bir düşünce metodu olarak alınarak geliştirilebilir.

Bu da herhangi bir şey, yani herhangi bir tutum veya konu hakkında karar vermeden ya da herhangi bir eylemde bulunmadan önce şunları yapmamız gerektiği anlamına gelmektedir:

1- Durumun hakikatini derinlemesine anlamak.

2- Konuyla ilgili şerî delilleri araştırmak.

3- Kur'an ve sünnet gibi şerî delillere bir bütün olarak bakmak.

4- İstinbat edilmiş şerî bir hükmü benimsemek.

İslami zihniyeti geliştirmenin ilk özelliklerinden biri de merhamet ve itaat yoluyla büyüyen Allah'a kulluk hakkındaki sağlam bir bilinçtir. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: قَدْ أَفْلَحَ مَن تَزَكَّىDoğrusu temizlenen (her türlü kötülük ve günahlardan arınan) kimse kurtuluşa ermiştir.” [A’la 14]

Bunun ardından ikinci özellik olan, herhangi bir amelde bulunmadan önce şerî hükmü bilmek gelmektedir. Zira Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurarak bize bunu hatırlatmıştır: وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولـئِكَ كَان عَنْهُ مَسْؤُولاًHakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.” [İsra 36]

İslami zihniyeti geliştirmenin üçüncü yönüne gelince; bir işin sonucuna ahiret perspektifinden bakmaktır. Bu da neyin caiz olup neyin olmadığına dair bir hükme varılması gerektiği anlamına gelmektedir. Zira Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurarak bunu bize emretmiştir: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللهَ وَقُولُوا قَوْلاً سَدِيداً * يُصْلِحْ لَكُمْ أَعْمَالَكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَمَن يُطِعْ اللهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ فَازَ فَوْزاً عَظِيماًEy iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. (Böyle davranırsanız) Allah işlerinizi düzeltir ve günahlarınızı bağışlar. Kim Allah ve Rasulü’ne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.” [Ahzab 70-71]

İslami nefsiyete gelince; içgüdülerini ve uzvi ihtiyaçlarını doyurma metodudur, yani insanın onları iman ettiği ve güvendiği bir standarda göre tatmin etmesidir. Eğer doyum, İslam akidesine dayanıyorsa, işte o zaman İslami bir şahsiyete sahip olunur. Bu nedenle içgüdülerin ve uzvi ihtiyaçların doyurulması-tatmin edilmesinin İslam'a dayalı olması gerekir. Dolayısıyla bir Müslüman, Allahu Teala'nın emrettiği farzlarla O'na yaklaşarak ve Allahu Teala'ya olan yakınlığını artırmak için nafilelere hırs göstererek Allahu Teala'nın olmasını istediği bir kişi olmak için çalışması gerekmektedir.

Nitekim şu gelecek olan Kudsi Hadis üzerinde derinlemesine düşünmek, İslami şahsiyetimizi geliştirmeye çalışırken yolumuzu aydınlatmaya yardımcı olacaktır. ابْن آدَمَ، لَنْ تُدْرِكَ مَا عِنْدِي إِلَّا بِأَدَاءِ مَا افْتَرَضْتُ عَلَيْكَ، وَلَا يَزَالُ عَبْدِي يَتَحَبَّبُ إِلَي بِالنَّوَافِلِ حَتَّى أُحِبَّهُ، فَأَكُونَ قَلْبَهُ الَّذِي يَعْقِلُ بِهِ، وَلِسَانَهُ الَّذِي يَنْطِقُ بِهِ، وَبَصَرَهُ الَّذِي يُبْصِرُ بِهِ، فَإِذَا دَعَانِي أَجَبْتُهُ، وَإِذَا سَأَلَنِي أَعْطَيْتُهُ، وَإِذَا اسْتَنْصَرَنِي نَصَرْتُهُ، وَأحَبُّ عِبادةِ عَبْدي إِلَيَّ النَّصِيحَةُAdemoğlu, kendisine farz kıldığım şeyleri eda etmek dışındaki başka bir şeyle bana yaklaşamaz. Kulum nafilelerle bana yaklaşmaya devam ederse, sonunda ben onu severim. Bir kere sevdim mi artık onun akleden kalbi, konuşan dili ve gören gözü olurum. Benden bir şey isterse ona veririm. Yardım isterse yardım ederim. Kulumun en sevdiğim ibadeti, bana karşı muhlis olmasıdır.” [Taberani, Kebir’de rivayet etti]

Ey kardeşlerim ve bacılarım; haydi Ramazan ayında Allahu Teala'nın rıdvanına, O'nun mağfiretini, cennetine ve O'nun rızasını sayesinde her iki dünyada da kazanmaya koşun.

وَفِي ذَلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ

Yarışanlar işte bunun için yarışsınlar!” [Mutaffifîn 26]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Sureyya Emel Yesna

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER