Perşembe, 08 Cumade’l Ûlâ 1447 | 2025/10/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Büyük Finansal Aldatma!

Bugün, ekonomik büyüme ufuklarını büyük zorluklarla karşı karşıya bırakan olağanüstü ve eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik ve jeopolitik çalkantılar içinde yaşıyoruz; bu durum, uluslararası finansal araçların bir bütün olarak zayıflığıyla örtüşmekte olup çatışmayı genel olarak insani ve ahlaki standartların açık bir ihlali haline getirecek ve bu da tek kutuplu bir dünyanın reddedilmesine yol açacaktır;bu ise Amerika'nın bugüne kadar dünyayı kontrol etmek için bir araç olarak dayattığı ekonomik sözleşmenin gerçekleşmesi ve bunun çözülmesi durumunda açıkça gerçekleşecektir. Tüm bunlar, dünyayı benzeri görülmemiş bir belirsizlik durumuna sürükleyerek cehennemin eşiğine getirmiş olup bu da federal para sahiplerini, şu günlerde iplerini örmeye çalıştıkları büyük bir aldatmaca yoluyla Amerika'dan borçlarını tahsil etmek için çalışmaya sevk edebilir. Bu olayı biraz kurgusal bir şekilde yorumlasam da, onlar şeytani bir zekaya sahipler ve kazananlar kendileri olduğu sürece kimin kaybettiğini hiç umursamazlar. Bu, herkese dikkatli olmaları konusunda uyaran bir okuma mesabesindedir. 

Aklımdan geçenleri açıklamak ve düşünceyi de anlayabilmeniz için bazı noktalara değineceğim.

Nitekim onlar, bazılarının teknolojik çağa ve bu asrın hızına ayak uyduracak yaklaşan bir finansal devrim olarak gördüğü dijital para birimlerini kullanmaya çalışıyorlar; bu nedenle kripto sistemini ve karmaşık matematiksel teknikler yoluyla finansal verileri manipülasyondan koruma sistemini açıklayacağım ki bu sistem üç temel üzerinde çalışmaktadır:

Birincisi: Blockchain (bilgileri depolama şekliyle tipik bir veri tabanından farklılaşan bir tür paylaşımlı veri tabanıdır), her transfer veya işlemi kamuya açık ve şeffaf bir şekilde kaydeden dijital bir blok zinciri olup bir dizi verileri, yani işlem verilerini (kim gönderdi, kime gönderdi ve ne kadar gönderdi) ve kaydın manipülasyona uğramadığından emin olmak için daha önceki blokla bağlantısının doğruluğunu kanıtlayan dijital imzayı içermektedir. 

İkincisi: Madencilik, işlemlerin gerçekleşmesi ve bunların bloklara eklenmesi süreci olup bu da aynı işten elde edilen bir ödül karşılığında yapılmakta ve bu ise karmaşık matematiksel denklemleri çözen güçlü bilgisayarlar kullanılarak gerçekleştirilmektedir.

Üçüncüsü: Merkeziyetsizlik, yani sistemi kontrol eden bir merkez bankası veya tek bir kuruluş yoktur; aksine (Bitcoin, Ethereum, Ripple, Solana, Cardano) gibi dünya çapındaki binlerce bilgisayar tarafından işletilmektedir.

Bu, ekonomideki küresel transferler mefhumunda bir devrim olarak kabul edilmektedir; çünkü geleneksel finansal sistem, tüm işlemlerde temel araç olarak kağıda, yani nakde ve bankalara dayanan bir sistemden ibaret olup bu da güven ve yükümlülüğe dayalı itibari paraya dayanmaktadır; bu sistem, 15/8/1971 tarihinde sona eren altın ve gümüş sisteminden sonra ortaya çıkmıştır ki bu da Nixon Şoku olarak adlandırılmış, küresel para sisteminde altından itibari paralara doğru köklü bir değişim olmuş ve tabii bu da Dolara bağlı tüm ekonomiler için bir şok olmuştur.

Geleneksel finansal sistem, para basan ve para politikasını (faiz, enflasyon, para basımı ve benzerleriyle) yöneten merkezi bir finansal aracıya, yani merkez bankasına dayalı olup ticari bankalar da, bireyler ve şirketler arasında aracı olan bir merkeze bağlıdır.

Bu sistemde devlet tam kontrole sahiptir; yani paranın hareketi, sıkı denetime tabi olan ve hesapları dondurma veya el koyma ya da yaptırımlar uygulama yetkileri olan kurumlar aracılığıyla gerçekleşmektedir; günümüzde uluslararası transferlerin yavaş olduğu ve komisyonlarının da yüksek olduğu kabul edilmekte olup her zaman verileri kontrol eden bir aracı bulunmakta ve paranın sahibi, bankaya veya hükümete başvurmadan parasını kendisi takip edememektedir; dolayısıyla o, büyük ölçüde borç ve kredilere bağımlıdır.

Daha önce de belirttiğimiz gibi dijital sistem, (blok zinciri, yapay zeka, şifreli dijital para birimleri, elektronik cüzdanlar ve benzerleri) gibi teknolojilere dayanan dijital bir teknoloji olup bu sistem, aracının varlığını ortadan kaldırmaktadır, yani bir kişi dağıtılmış ağ yoluyla tüm işlemleri kontrol eder, tüm işlemler kaydedilir ve bunlar herkes tarafından görülebilir; bu da sahtecilik veya manipülasyonu zorlaştırır. Bu işlem, coğrafi veya bankacılık kısıtlamaları olmaksızın saniyeler veya dakikalar içinde gerçekleşmekte olup komisyon ise geleneksel yöntemlere kıyasla daha düşüktür ve tüm bunlar da günümüzün gereksinimleri ve teknolojik gelişmelerle uyumludur.

Yukarıda geçenlere bakıldığında, iki sistem arasında büyük bir farkın olduğunu görmekteyiz; dijital sistem, çağa ve gelişmelere uygundur, modern teknolojilere ayak uydurabilir, ihlallere karşı duyarlıdır, üzerinde bir denetim yoktur ve piyasaya bağlı olarak dalgalanır, hükümet tarafından kontrol edilmez ve faiz önlenebilir ve akıllı kodlarla değiştirebilir, ancak güvenlik açısından zayıftır, yani bugüne kadar hiçbir referansı yoktur; (bir iletim hatası durumunda kodun sahibi paranın sahibi olup herhangi bir şeyin meydana gelmesi durumunda bunu benimseyen ve kayıpları tazmin eden resmi bir kurum yoktur).

Dolayısıyla dünyadaki ekonomilerin çoğunun, hükümet kontrolü ve güvenliği ile dijital durumla uyumlu bir şekilde iki sistemi entegre etmeye çalıştığını görmekteyiz; bu nedenle DIGITAL MARKETS 50'nin 7 Ekim 2025 tarihinde resmi olarak onaylandığını ve bunun S&P GLOBAL ve tokenleştirme konusunda uzmanlaşmış bir şirket olan DINARI'nin işbirliği ile yayınlanan yeni bir finansal endeks olduğunu görmekteyiz. Yani bu, borsada işlem gören 15 dijital para birimini ve 35 şirketi bir araya getiren bir endeks olup bu endeksin yayınlanmasının nedenleri şunlardır:

- Yatırımcıların dijital varlıklarda çeşitlendirme talebi.

- Yatırımcıların geleneksel piyasalarda blockchain ve kripto para birimlerini tek bir pakette işlem görebilecek şekilde kullanmasını kolaylaştırmak.

- Endeksin oluşumu için net kuralların konulması (yani kanunların ve şartların konulması); örneğin listeye dahil edilen hisse senetlerinin belirli bir piyasa değerine sahip olması gerektiği gibi dijital para birimlerinin de belirli bir rakamı aşan bir piyasa hacminin olması gerekir.

- Dijital varlıkların finansal piyasaların temel bir parçası haline geldiğinin kabul edilmesi.

Şimdi bahsedeceğim şey, teorik olarak mümkün olan bir senaryo olup bazı ekonomistlerin ve analistlerin zihninde yer aldığını düşünüyorum; çünkü Amerikan (Federal) borç sahiplerinin doğasıyla tutarlı gizli bir stratejik mantık içermektedir ve bu senaryo aşağıdaki şekildedir:

Birinci aşama: Amerika gizlice kripto para piyasasına sızmakta olup bu fiilen tamamlanmış bir aşama olabilir; çünkü birçok dijital para birimi vardır ve bunları kimin ortaya çıkardığını veya kime ait olduğunu bilmiyoruz; dolayısıyla bu para birimleri, dijital pazardaki işlemlerin büyük çoğunu gizlice destekledikleri dijital para birimi üzerinden gerçekleşmesi için nispeten ABD doları ve ABD banka havalesi sistemiyle bağlantılı hale gelmeye başlayacak, yani Amerika, küresel dijital likidite arterini kontrol ettiği halde bu dijital para birimlerini kontrol ediyormuş gibi görünmemeye özen gösterecektir.

İkinci aşama: Kurumsal yatırıma kapıların açılması; bu, trilyonlarca Dolarlık dijital para birimini kripto piyasasına çekecek, ardından çoğu dijital para biriminin fiyatları yükselecektir; böylece bunlara, yüksek kârlar sağladıkları ve Amerika dışından dünya çapındaki dijital pazara likiditenin akışını sağladıkları için altın ve tahvillere alternatif yatırım varlıkları olarak bakılacaktır.

Üçüncü aşama: Amerika, somut ekonomik değeri olan gerçek varlıkları (gayrimenkul, altın ve benzerleri) kendisinin türetip kontrol ettiği dijital paralarla değiştirmekte ve bu paralar yatırımcıların eline geçtiğinde, Amerika hiçbir yasal yükümlülük altına girmeden dijital bir token karşılığında gerçek küresel değerin bir kısmını hasat etmiş olacaktır; işte o zaman yatırımcıları koruma ve kara para aklamayla mücadele bahanesiyle yasalar ve düzenleyici baskılar başlayacak, bu da kripto para piyasasındaki çoğu dijital para biriminin %90 oranında çökmesine yol açacaktır.

Sonuç olarak dünya genelindeki yatırımcılar milyarlarca veya trilyonlarca Dolar kaybedecekler ve bu trilyonları Amerika, yani Federal Rezerv elde edecektir; çöküş tamamlandıktan sonra Amerika, piyasa düzenlemesi ilan edecek ve kısmen altına dayalı resmi bir dijital ABD Doları çıkaracaktır; bu ise ons başına 42 Dolar olan altın rezervinin o andaki yeni piyasa fiyatı üzerinden yeniden değerlendirilmesinden sonra olacak ve Federal Rezerv, bu Doların kendisi tarafından garanti edildiğini duyuracaktır.

Bu yeni elektronik Dolar, Federal Rezerv tarafından yönetilecek ve uluslararası işlemlerde kullanılarak kripto para piyasasında güvenli elektronik para birimi haline gelecek; böylece Federal Rezerv, yeni Dolarla dünyayı tekrar kontrol edeceği gibi aynı şekilde tüm dünya pahasına borcunu da geri almış olacaktır.

ABD Merkez Bankası'nı bu etik olmayan adımı atmaya iten şey, küresel ekonomik durumun çöküşü ve bugün ekonomik durumun giderek para politikası pusulasını kaybettiğini görmemizdir; zira enflasyonla mücadele sadece faizle çözülemez ve ekonomik istikrara ulaşmak için tekrarlanan geleneksel yöntemlerle alınan çözümler, hızla değişen bir çağda faydasızdır; bu ise kesinlik ve güvenden yoksun piyasalar ortaya çıkarmış ve para politikası, çözümlerden yoksun, yavaş ve yükü ağır olan geleneksel finansal modelin kısıtlamalarından kurtulmaktan aciz kalmıştır.

Bu da Doların küresel rezerv para birimi rolünden herkes üzerinde yüksek baskı aracı haline gelmesine neden olmuştur; zira ABD Başkanı Trump'ın iktidara gelmesinden bu yana uyguladığı mali ve ticari politikalar, Doları destekleme bahanesiyle tüm dünyaya ilan ettiği sert ticaret savaşları, enflasyonun tüm dünyaya ihraç edilmesine ve küresel piyasalardan likiditenin çekilmesine yol açtığını görmekteyiz; bu da dünyanın, borçlarını ödeme ve temel hizmetler için acil finansman sağlama tuzağına düşmesine neden olmuş; bu ise gelişmekte olan ekonomilerin helak olmasına ve şu anda görülmemiş büyük bir yıkıma yol açmıştır; üstelik diğer ülkelerden gelen karşıt tepkilerinden bahsetmiyorum bile.

Küresel ticaret sistemi ve kurallarının, bugün açık bir şekilde çöktüğünü görüyoruz:

*Özenle inşa edilmiş küreselleşmenin, kapalı ticaret bloklarına ve jeopolitik gerilimlere dönüşmesi, şirketleri konumlanmaya ve çok yüksek faturalar ödemeye mecbur bırakmıştır.

* Para politikalarında hızlı bir dönüşüm olduğuna dair açık işaretler yoktur; çünkü piyasaların tedavülden doğan likidite yaratma kabiliyeti azalmış ve istikrarsızlık durumları nedeniyle hisse senedi, emtia ve döviz piyasalarına yüksek likidite pompalanmasına güvensizlik olmuştur.

Bugün yaşadığımız olaylar, kapitalist felsefenin temellerinin çöküşü olup daha önce de finansal çöküşten bahsetmiştik; şimdi biri karşımıza çıkıp bu beklentiyi yalanlıyor. Bugün yaşananlara gelince; küresel finansal çöküşün kaçınılmaz olduğunu kesin olarak göstermektedir; aksine bu herhangi bir çöküş gibi değildir. Dolayısıyla bu, 2008 mortgage krizine veya 2020 koronavirüs pandemisinin olağanüstü durumuna benzememekte, aksine yaklaşan düşüş en yüksek zirveden en derin uçuruma doğru olacaktır. Bugün bir durgunluk dönemine girmiş bulunmaktayız ve bunu hemen bir çöküş dönemi izleyecektir ki bundan bir kaçış yoktur; işte size bazı göstergeler:

# Amerika Birleşik Devletleri, kademeli faiz indirimleri yoluyla yaklaşan resesyonu hafifletmek için harekete geçmiştir ancak dünya çapında tüketimin azalması nedeniyle şirketlerin genişleme planlarını yeniden yapılandırdığını görmekteyiz.

# Çin, ticaret savaşı, jeopolitik değişim ve zayıf enerji erişimi bir yana özel yatırımların gerilemesi ve ihracat zincirlerinde yaşanan keskin yavaşlama nedeniyle ekonomik ivmesini kaybetmektedir.

#Avro Bölgesi, 2024'te %1'i, 2025'te ise %1,2'yi geçmeyecek bir büyümeyle daha belirgin bir resesyon yaşıyor; zira AB ekonomisine gölge düşüren savaşlar, silahlanma sorunu, enerji erişiminin zayıflaması ve enerji ihracat bölgesinde değişimlerin yaşanmasıyla birlikte artık onun sonunun eşiğindeyiz.

#Gelişmekte olan piyasalar ise hayal kırıklığı yaşıyor ve likidite eksikliği, görülmemiş düzeydeki enflasyon ve onu diğerlerinden önce çöküşe sürükleyen dış borçlar nedeniyle büyük bir mücadele veriyor.

# Dünya Ticaret Örgütü ve Uluslararası Para Fonu gibi uluslararası hükümet kurumlarına duyulan güven eksikliğinden dolayı bu kurumlar, kurulma amaçlarının uygulanması üzerindeki kontrolünü kaybetmiştir.

Bugün yaşadığımız sıkıntılar, mevcut durumun yanlış okunmasından veya aşamanın istikrarsız olmasından ya da ekonomik sisteme musallat olanların kötü uygulamasından kaynaklanmıyor, aksine bu, kendi ölüm tohumlarını içinde barındıran kapitalist finansal sistemin çöküşünün bir hikayesidir; zira uzun yıllar boyunca, tekel, tefecilik ve diğer insanlık dışı yasaların rehberliğinde sırf açgözlülük ve faydacılık sistemiyle hakimiyet kurmuştur.

Bugün bizler, onarılamaz bir uçurumun, dahası tam bir ölümün ve yeni bir ekonomik sistem arayışının eşiğindeyiz; gerçek şu ki, kapitalist ideoloji bir bütün olarak ölmüştür ve geriye kalan tek şey, yeni bir dünya sisteminin ortaya çıkması ve kapitalizmin ölümünü ilan edilmesi ve onu sonsuza dek gömmek için cenazesinin hazırlanmasıdır.

Bunu düzeltebilecek tek şey, kapitalizmin ortaya çıkma olasılığına karşı savaştığı İslam ideolojisidir; zira Rabbani sistem, insan ilişkilerini düzenlemek için konulmuş olup adalet, eşitlik ve insan hayatının korunmasına dayalı hile ve aldatma araçlarının olmadığı ekonomik bir sistem içermektedir; zira dünyaya ve ekonomisine istikrar, kararlılık ve güveni geri getirmenin tek yolu altın ve gümüş sistemine geri dönmektir.

Bu dijital para birimleri hakkında şerî bir görüş mevcut olup burada sadeceHizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta’nın 18/12/2017 tarihinde dijital para birimleri hakkında yayınlanan soru-cevaptan bazı sözlerini aktarmak istiyorum:

(Kaynağı bilinmeyen, garantörü olmayan, sahtekarlık ve dolandırıcılık eylemlerine konu olan, başta Amerika olmak üzere sömürgeci Kapitalist ülkelerin bu meseleleri insanların servetlerini yağmalamak için istismar ettiği hegemonik meçhul bir paradır… Bu nedenle onun satın alınması caiz değildir. Zira tüm meçhul metanın alım ve satımını nehyeden şerî deliller vardır ve bu delillerden biri de şudur: 

Müslim Sahih’inde Ebi Hureyra’nın şöyle dediğini tahric etmiştir:نَهَى رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الْحَصَاةِ، وَعَنْ بَيْعِ الْغَرَرِ “Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem hasa ve ğarar satışından nehyetmiştir.”

Ayrıca Tirmizi, Ebi Hureyra’dan şunu tahric etmiştir… “Hasa satışı”, bir kişinin diğer kişiye, attığım taşlar bu elbiselerden hangisinin üzerinde düşerse (şu fiyata) sana sattım veya bu arazinin buradan bu (attığım) taşların ulaştığı yere kadar olan kısmını (şu fiyata) sana sattım demesi gibidir… Dolayısıyla meçhul satıştan nehyedilmiştir… ”Ğarar satışı”, yani malum değil meçhuldür. Çok suda balığı satmak, hayvanın memesindeki sütü satmak, hayvanın karnındaki yavrusunu satmak ve bunun benzerleri gibi. Tüm bunların satışı batıldır. Çünkü ğarardır (meçhuldür). 

Bundan dolayı ğarar veya meçhul satışın haram olduğu açığa çıkmış olup Bitcoin’in vakıası buna intibak etmektedir. Zira o, kaynağı meçhul olan bir metadır ve onu garantör olarak çıkaracak resmi bir kurum yoktur. Bu yüzden onun satılması ve alınması caiz değildir.) [Bitti]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nebil Abdulkerim

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER