Hizb-ut Tahrir Emiri Şeyh Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin Sorularına Verilen Cevaplar

Küçük ve Büyük Günahlar

Ebu Abdullah Halef

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Değerli ve faziletli Şeyhimiz

Benim, Şahsiyet 1 kitabının 46. sayfasında geçen şu ifade hakkında bir sorum olacak: “Cehenneme Müslümanlardan büyük günahları, küçük günahlarından ve iyiliklerinden çok olan Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın dilediği kimseler de girecektir.”

Küçük günahlardan kasıt nedir? Eğer onlar, küçük günahlar anlamına geliyorsa, o zaman neden hemen iyiliklerin arkasından zikredildi? Şunu da hatırlatayım ki ben Hizbin üyesi değilim. Çünkü Hizbin bölgemizde çalışması yok.

Cevap:

Aleykum’us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Küçük günahlar, hafif cezalar verilen günahlardır. Büyük günahlar ise ağır cezalar verilen günahlardır. Örneğin: Yalan, haramdır. Ama sen çocuğuna “Haydi gel elimdekini sana vereyim” dersen, çocuk geldiğinde ise elinde ona verecek hiç bir şey yoksa o zaman sen yalan söylemiş olursun. Bu, günahtır, ama etkisi hafif olan bir günahtır. Onun için küçük günahlardan sayılır. Ahmed, Ebu Hurayra’dan Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini rivayet etti:

مَنْ قَالَ لِصَبِيٍّ: تَعَالَ هَاكَ، ثُمَّ لَمْ يُعْطِهِ فَهِيَ كَذْبَةٌ“Bir kimse, bir çocuğa, gel sana şunu vereceğim der ve sonra da vermezse, bu (sözü) bir yalandır.” Ama ordu komutanı dağın arkasındaki düşmanı gözetlemek için seni gönderirse, sen de ona gelerek dağın arkasında düşman olduğu halde düşman yoktur dersen yalan söylemiş olursun. Yalan ise günahtır. Ama bu yalanın etkisi büyüktür. Günahı da büyüktür, cezası da büyüktür. Dolayısıyla büyük günahlardan sayılır. İşte böyle…

Küçük günahların neden iyiliklerin ardından zikredildiği konusuna gelince, birlikte zikredilmiş olmaları iyilikler ile küçük günahların aynı kefede olduğu anlamına gelmez. Aksine bu Arapçada kullanılan bir üsluptur. Buna karşılaştırma üslubu denir. İki husus zikredilir, ardından farklı iki husus daha zikredilir. Üçüncüsü birincinin, dördüncüsü de ikincinin karşılığı olur. Örneğin Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَإِنَّا أَوْ إِيَّاكُمْ لَعَلَى هُدًى أَوْ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ“O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.” ^{[Sebe 24]} Bu şekildedir: “وَإِنَّا” “Biz” “لَعَلَى هُدًى” “doğru yol” un karşılığı, “إِيَّاكُمْ” “Siz” de “فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ” “Açık bir sapıklığın” karşılığıdır. “وَإِنَّا أَوْ إِيَّاكُمْ” “Biz veya siz” ve “لَعَلَى هُدًى أَوْ فِي ضَلَالٍ مُبِينٍ” “doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.” ifadeleri aynı kefedeki benzer cinsler olduğu anlamına gelmez. Aksine dediğimiz gibi birinci üçüncünün, ikinci de dördüncünün karşılığıdır. Böylece karşılaştırma üslubuna göre “büyük günahları ve kötülükleri, küçük günahlara ve iyiliklerine çok olanlar” cümlesinin anlamı şöyle olur: Büyük günahları, küçük günahlarına, kötülükleri de iyiliklerine ağır basanlar. Küçük günahları ile iyilikleri aynı kefedeki benzerler değildir. Bunu vurgulamak için “Küçük günahlar ve iyilikler öncesindeki” “على” “Ala” harfi cerri iki farklı sınıf olduklarını göstermek için tekrarlandı. Sadece “Vav” atıf harfi ile yetinmeyerek “Küçük günahları ve iyilikleri” denilmedi. Aksine belirsizliği kaldırmak için “Küçük günahlardan ve iyiliklerden “ denildi. Sorunuzun sonundaki “Şunu da hatırlatayım ki ben Hizbin üyesi değilim. Çünkü Hizbin bölgemizde çalışması yok.” ifadenize gelince, bizim davet ettiğimiz bu hayrı taşımak istiyorsanız, isterseniz size yardımcı olabiliriz. Sonuç olarak sizi Allah’ın selamı ile selamlıyor ve size hayır duasında bulunuyorum.

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179

                                                                                                                    H.07 Zilka’de 1435

                                                                                                                  M.02 Eylül 2014