Salı, 22 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhi” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Genelliğin İstinbat Yoluyla Sabit Oluşu Hakkındaki Sorunun Cevabı

Ali Gays Ebu Hasan’a

Soru:                                                             

Bismillahirrahmanirrahîm. Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh ve ba’d:

(İslam Şahsiyetinin) 3. cildinin 331. sayfasında şöyle geçmektedir: Allahu Teala şöyle buyurmuştur: فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّOnlara ücretlerini verin.” [Talak-6] Bu, genel bir lafızdır. Çocuğu emziren kadın, işçi, ev, araba ve benzerlerinin icaresini/kiralamasını kapsar. Yorum: Ayetin metninin mantukundan, emziren kadının kiralanmasından başka bir çıkarım yapmak uygun değildir. Yani: işçinin, evin, arabanın ve benzerlerinin açıklaması şöyledir:  

1- Şeri kaide şudur: Olayın konusundaki lafzın genel olmasıdır. Ayet ise tüm emziren kadınlar için geneldir. Dolayısıyla her emziren kadın, emzirme ücretini hak eder. Bu yüzden ayetin konusu, emzirme ücreti olup başkası değildir.  

2- Allahu Teala’nın şu kavli: فَآتُوهُنَّ "Onlara verin." Yani: Emziren boşanmış kadınların ücretlerini verin demektir. Çünkü (هُنَّ:Hünne) zamiri onlara (emziren kadınlara) dönmekte olup (هُنَّ:Hünne) zamiri (هم: erkekler için onlar) zamirini kapsamazken (هم: “erkekler için” onlar) zamiri de ona dahil edilmiştir. Emziren boşanmış kadının ücretinin ödenmesi, bunun kapsamına giren tüm kadınları kapsayan bir genelliktir. Nitekim kadınlara olan hitabın, erkekleri kapsamadığı bilinmektedir.         

3- Ayetin, çocuğu emziren kadını, işçiyi, evi, arabayı ve benzerlerinin icaresini/kiralamasını kapsayan genel bir lafız olması için, şu şekilde olması gerekir: فإن أرضعن لكم، فآتوا الأجراء أجرهم “Sizin için çocuklarınızı emziriyorlarsa onları ücretlerini verin.” Zira “الأجراء-ücretler”, erkek ve kadınları kapsayan genel bir lafızdır. Çünkü olay emzirme olsa da konusu ücrettir. 

4- Allahu Teala’nın şu kavli: فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّOnlara ücretlerini verin.” [Talak-6] Bundan cuzi bir hüküm çıkarabiliriz ki o da emziren kadının ücretidir. Ama ondan -nassın makulluğuna binaen- külli bir hüküm çıkarıyoruz. Dikkat edin o şudur: Ücretli kim olursa olsun işini yaptığı sürece ücreti hak etmektedir.   

Ali Gays (Ebu Hasan)

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

Kardeşim, lügatta genellik araştırmasına vermiş olduğunuz önemden dolayı sizi takdir ediyorum. Ancak siz, konuyu iyice düşünmemişsiniz. Zira onun bir yönünü alıp diğer yönlerini terk etmişsiniz… 

Keşke sorunuzu güzel bir üslupla ve meselenin açıklanması için sorsaydınız. Ama siz öyle yapmamışsınız. Bilakis sözünüze şu şekilde yorumlayarak başlamışsınız: “Ayetin metninin mantukundan, emziren kadının kiralanmasından başka bir çıkarım yapmak uygun değildir.” Dolayısıyla yorumladınız, cevapladınız ve kararını verdiniz!

Bununla birlikte sorunuzdan, konuya önem verdiğiniz açıktır. Bu nedenle soru üslubundaki formatın güzel olmamasını geçecek…ve size cevap vereceğim. Allah Subhanehu’dan sana en doğru yolu göstermesini temenni ediyorum:   

Usul meselelerinden herhangi bir mesele incelenirken, bir yönüyle değil tüm yönleriyle ele almayı gerektirir ve onun üzerine hüküm bina edilir. Şayet genelliğin türlerini tedebbür etmiş olsaydınız, ulaşmış olduğunuz şeye ulaşmazdınız. Nitekim Şahsiyetin üçüncü cildinin 235-237’nci sayfalarında genelliğin türlerini “Genelliğin Lafız İçin Sabit Oluşunun Yolları” başlığı altında incelemiştik. Şimdi size onun bir kısmını aktarıyorum:     

(Genelliğin Lafız İçin Sabit Oluşunun Yolları: Lafızla sabit olan genellik; ya dil bakımından sabit olur -ki bu dilin konuluşundan elde edilir-, ya örf bakımından sabit olur –ki bu da örften yani dil ehlinin koymalarından değil de kullanmalarından elde edilir-, ya da akıl bakımından sabit olur –ki bu da akıldan değil de istinbattan elde edilir-. Başka bir ifade ile lafız için genellik; ya bize Arapların bu lafzı genellik için koyduklarının veya bu lafzı genellikte kullandıklarının nakledilmesi yoluyla sabit olur, ya da nakilden istinbat yoluyla bize sabit olur.

Nakil yoluyla sabit olan genellik; ya lügatin konulmasından elde edilmiş olur ya da lügat ehlinin kullanılmasından elde edilmiş olur. Lügatin konulmasından elde edilen genelliğin iki hali vardır: Birincisi; lafzın bizzat kendisinin genel olmasıdır. Yani bir karineye ihtiyaç duymamasıdır. İkincisi; genelliğin lügatin konulmasından -fakat bir karine ile- elde edilmiş olmasıdır…

Lügat ehlinin kullanımından elde edilen genelliğe gelince; o, örf bakımından elde edilen genelliktir. Allahu Teala’nın şu kavlinde olduğu gibi: حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ أُمَّهَاتُكُمْSize anneleriniz ... haram kılındı.” [Nisa-23] Zira örf ehli bu terkibi, bizzat kendisinin haram kılınmasından, faydalanmanın/zevk almanın her yönünün haram kılınmasına nakletmişlerdir. Çünkü maksat kullanma olmaksızın kadınlardır. Bir başka örnek de Allah’u Teâla’nın şu sözüdür:   حُرِّمَتْ عَلَيْكُمْ الْمَيْتَةُSize ölü haram kılındı.” [Maide-3] Zira bu, örften dolayı “yemeye” hamledilir. Bu, örfi hakikattendir.

وأما العموم الثابت عن طريق الاستنباط فضابطه ترتيب الحكم على الوصف بفاء التعقيب والتسبيب كقوله تعالى: ﴿وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَا...) انتهى

İstinbat yoluyla sabit olan genelliğe gelince; onun kuralı, hükmün takip ve tesbib/sebep kılma ف –fâsı ile vasfa bağlı kılınmasıdır. Allah’u Teâla’nın şu sözünde olduğu gibi: وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُوا أَيْدِيَهُمَاHırsızlık yapan erkek ile hırsızlık yapan kadının ellerini kesin.” [Maide-38]) Bitti.

Hakeza özellikle istinbat yoluyla sabit olan genellik olmak üzere genelliğin türleri anlaşılır ve onun üzerine bina edilir. Dolayısıyla cevap aşağıdaki şekilde olur:   

Şahsiyet kitabının üçüncü cildinin 327. sayfasında geçenler hakkındaki sorunuz şöyledir:

(Nitekim Allah’u Teâla şöyle buyurmaktadır: فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّOnlara ücretlerini verin.” [Talak-6]   Bu, genel bir lafızdır. Çocuğu emziren kadın, işçi, ev, araba ve benzerlerinin icaresini/kiralamasını kapsar. İşçi kiralaması, çocuk emziren kadın kiralamasına kıyas edildi, ya da araba kiralaması, işçi kiralamasına kıyas edildi denilmez. Bilakis bunlar yukarıda geçen ayetteki genel lafzın kapsamındadırlar ve onun fertlerinden bir ferttirler.) Bitti.

Bu konuda kast edilen genellik, menfaatin elde edilmesiyle ücretin hak edildiği genelliktir. Bu genellik, emziren kadının menfaatten elde ettiği ücret, takip ve tesbib/sebep kılma ف –fâsı‘nın tertibinden alınmıştır. Zira ayet şöyle buyurmaktadır: فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّSizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin.” [Talak-6] Yani ücretin hak edilmesinin sebebi, emzirme ile hasıl olan menfaattir. Bu da menfaati elde etmenin genelliğinden dolayı ücreti hak etmenin genelliğine delalet eder. İster bu, ayetin mantukunda olduğu gibi emziren kadının kiralanması olsun, ister işçinin kiralanması gibi kişinin menfaatinin kiralanması olsun, isterse arabanın kiralanması gibi menfaatin kiralanması olsun fark etmez. Çünkü bunların hepsi, yukarıda zikredilen genelliğin son türünden alınmıştır ki o da şudur: “İstinbat yoluyla sabit olan genelliğe gelince; onun kuralı, hükmün takip ve tesbib/sebep kılma ف –fâsı ile vasfa bağlı kılınmasıdır…” Dolayısıyla fer’î olanın illetin tamamıyla asıl olana ilhak edildiği kıyas yoluyla alınmamıştır. Yani sanki ayet şöyle demiştir: (Menfaatin elde edilmesi, ücretin elde edilmesini (ödenmesini) gerektirir.) Burada genellik, intibatla istinbat edilmiştir. Bu yüzden işçinin kiralanması, arabanın kiralanması bu genelliğin fertlerinden bir fert olup bunların üzerine genellik intibak eder ve onun altına girer. Yoksa bu, işçinin kiralanmasının ve arabanın kiralanmasının, emziren kadının kiralanmasının füruu olmaları vasfıyla, illetin tümüyle asıl olan vasfa ilhak edilmesi kabilinden değildir. Yani naasın makullüğü ile amel etmek kabilinden değildir. Çünkü mesele, genelliğin fertlerinden bir ferdin, genelliğin altına girmesi olup kıyasa dahil olması değildir. 

Umarım meselenin cevabı sizin için açıklayıcı olmuştur ve kitapta bahsettiklerimizin doğru olduğunu anlamışsınızdır.

Şeriatta, kiralamanın delillerinin aslı olan bu ayet-i kerimenin, ilim ehli tarafından emziren kadınla sınırlandırılmadığı da bilinmelidir. Şimdi size, ilgili kaynaklarda geçenlerin bazılarını aktaracağım:

- Yazarı torun İbn-u Rüşd olarak meşhur olan Ebu Velid Muhammed İbn-u Rüşd El-Kurtubi’nin Bidayetü'l-Müctehid ve Nihayetü'l Muktesid kitabının, kiralamalar başlıklı bölümünde şöyle geçmektedir: (Ölümü: H. 595 - Yayınlayan: Dâru’l Hadis – Kahire)

“Kiralama (icare), ülkenin tüm fakihlerine göre caizdir ve ilk kaynaktır…  

Cumhurun delili, Allahu Teala’nın şu kavlidir: فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّSizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin.” [Talak-6]” Bitti.

İbn-u Kudame’nin el-Muğni kitabının, “kiralamalar” başlıklı bölümünde şöyle geçmektedir: 

“Kiralamanın caiz olmasında asıl olan, Kitap, sünnet ve icmadır. Kitaba gelince. Allahu Teala’nın şu kavlidir: فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّSizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin.” [Talak-6]” Bitti.

Hakeza bu ayet-i kerime, kiralamaya dair delil olarak meşhur olmuştur. 

Kardeşiniz                                                                                                                          H. 14 Muharrem 1437

Ata İbn Halil Ebu Raşta                                                                                                      M. 27/10/2015

Cevaba, hizbin emirinin aşağıdaki web sitesinden bağlanabilirsiniz:

http://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/3643/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER