Salı, 22 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Soru-Cevap

Nübüvvet Minhacı Üzere Hilafet İle İlgili Hadisler

Mamoon Soofi’ye

Soru:

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh değerli Şeyh Ata İbn Halil Ebu Raşta.

Her şeyin yolunda gitmesi için size, ailenize ve mübarek Filistin topraklarındaki şebaba dua ediyorum.

Allah Celle Celaluhu’dan bizleri, sevgili Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in metodu üzere Hilafeti yeniden kurmakla şereflendirmesini niyaz ediyorum.

Benim adım Mamoon Soofi; Kanada’daki şebablarından biriyim.

Ahmed’in Müsnedi’nde (18596 no’lu), “Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet” hadisinin sıhhati hakkında sormak istiyorum.

Şimdiye kadar yaptığım tüm tartışmalar sadece bu hadisi zikretmekle sonuçlandı, başka bir şey değil. Yakın zamana kadar benden hadisin sıhhatini araştırmam isteniyordu. Burada şunu belirtmekte fayda var ki Arapça benim ana dilim değil, bu yüzden bulabilecek ve araştırabileceklerim sınırlıdır.

Dolayısıyla aşağıdaki hususları iddia eden bir belgeye rastladım:

Ahmed’in Müsnedi’ndeki özellikle kullandığımız (18596 no’lu) bu hadis, “Sonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır” şeklinde söylenen birçok versiyondan biridir. Bu son bölüm, anlatımları matrûk ("terk edilmiş") olan, yani alıntı yapmaya değmeyecek kadar güvenilmez olan tek bir kişi (İbrâhîm el-Vâsiti) tarafından rivayet edilmiştir.

İşte bunu açıklayan Arapça pdf belgesi: https://hawramani.com/wp-content/uploads/2018/12/idlibi_hadith_five_ages_islamic_state_prophethood.pdf

İçinde bulunduğum bu kafa karışıklığını giderebilmem için konuyu aydınlatırsanız çok sevinirim.

Allah sizi mübarek kılsın ey Şeyh Ata!

Allah Celle Celaluhu Sırat-ı Müstakim yolunda cihad etmemize yardım etsin.

Amin Amin Amin!!

Mamoon Soofi

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

1- Sorunuzda şöyle dediniz:

(Ahmed’in Müsnedi’ndeki özellikle kullandığımız (18596 no’lu) bu hadis, “Sonra Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet olacaktır…” şeklinde söylenen birçok versiyondan biridir. )

Ahmed’in Müsnedi’nde bu (18596) no altında, yani Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet hakkında bir hadis yoktur! Bilakis bu hadis, Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet ile ilgisi olmayan başka meselelerle ilgili olup hadis, (Abdullah İbn Ebi Evfâ Radıyallahu Anh’ın hadisi) başlığı altında geçmektedir.

2- Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet ile ilgili hadislere gelince; birçok kaynaklarda geçmektedir:

a- Ahmed’in Müsnedi’nde: 17680 – (Bize Süleyman İbn Davud et-Tayâlisi rivayet etti, bana Davud İbn İbrahim el-Vâsıti rivayet etti, bana Habib İbn Salim, Numan İbn Beşir’den şöyle dediğini rivayet etti: Biz, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte mescitte oturuyorduk. Beşir’in konuşmasını bir adam kesti. Bunun üzerine Ebu Salabe El-Huşaniyyu gelerek şöyle dedi: Ey Beşir Bin Sa’d, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in emirler hakkındaki hadisini ezberliyor muydun? Bunun üzerine Huzeyfe dedi ki: Ben onun hutbesini ezberliyordum. Sonra Ebu Salabe oturdu ve Huzeyfe, Allah’ın Rasulü Salllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَNübüvvet aranızda Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah onu kaldırmayı dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah dilediği zaman onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı melikler olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra zalim yöneticiler gelecek ve onlar da Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Bunların ardından ise yine Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.”)

b- Beyhaki’nin Delâilü’n Nübüvve’sinde 2843 – (Bize, Ebu Bekir Muhammed İbn Hasen İbn Fureki Rahımehullah rivayet etti, bize Abdullah İbn Cafer el-Asbahani haber verdi, bize Yunus İbn Habib rivayet etti, bize Ebu Davud et-Tayâlisi rivayet etti, bize Davud el-Vâsıti’nin -ki o sikadır-güvenilirdir- şöyle dediğini rivayet etti: Habib İbn Salim’in şöyle dediğini işitim: Numan İbn Beşir İbn Sa’d’ın zikrettiği bir hadiste şöyle dediğini işittim: Ebu Salabe gelerek şöyle dedi: Ey Beşir İbn Sa’d, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in emirler hakkındaki hadisini ezberliyor muydun? Huzeyfe Beşir ile birlikte oturuyordu ve şöyle dedi: Ben onun hutbesini ezberliyordum. Sonra Ebu Salabe oturdu ve Huzeyfe, Allah’ın Rasulü Salllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: إنكم في النبوة ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها إذا شاء، ثم يكون خلافة على منهاج النبوة تكون ما شاء الله أن تكون ثم يرفعها إذا شاء، ثم تكون جبرية تكون ما شاء الله أن تكون، ثم يرفعها، إذا شاء أن يرفعها، ثم تكون خلافة على منهاج النبوةNübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra Nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah onu da dilediği zaman ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur, o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra Nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olur.”)

c- Et-Tayâlisi’nin Müsnedi’nde 433 – (Bize Ebu Davud’un şöyle dediğini rivayet etti: Bize Davud el-Vâsıti’nin -kio sikadır- şöyle dediğini rivayet etti: Habib İbn Salim’in şöyle dediğini işittim: Numan İbn Beşir İbn Sa’d’ın şöyle dediğini işittim: Biz, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte mescitte oturuyorduk. Beşir’in konuşmasını bir adam kesti. Bunun üzerine Ebu Salabe gelerek şöyle dedi: Ey Beşir Bin Sa’d, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in emirler hakkındaki hadisini ezberliyor muydun? Bunun üzerine Huzeyfe dedi ki: Ben onun hutbesini ezberliyordum. Sonra Ebu Salabe oturdu ve Huzeyfe, Allah’ın Rasulü Salllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: إِنَّكُمْ فِي النُّبُوَّةِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ مُلْكاً عَاضّاً، فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ “Nübüvvet içinizde, Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra Nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah onu da dilediği zaman ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir meliklik olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur, o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra Nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olur.”)

d- İthafu’l Hiyara el-Mehra’da – Telif, Şehabeddin Ahmed İbn Ebu Bekir İbn İsmail el-Basurî (Ö: H. 840):

[1/4164] Ebu Davud et-Tayâlisi şöyle dedi: Davud el-Vâsıti bize -ki o sikadır-, Habib İbn Salim ve Numan İbn Beşir İbn Sa’d’dan şöyle işittiğini rivayet etti: “Mescitte (Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in mescidinde) oturuyorduk. Beşir’in konuşmasını bir adam kesti. Bunun üzerine Ebu Salabe gelerek şöyle dedi: Ey Beşir İbn Sa’d, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in emirler hakkındaki hadisini ezberliyor muydun? Bunun üzerine Huzeyfe dedi ki: Ben onun hutbesini ezberliyordum. Sonra Ebu Salabe oturdu ve Huzeyfe, Allah’ın Rasulü Salllahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu söyledi: تَكُونُ النُّبُوَّةُ فِيكُمْ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةٌ عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا عَاضًّا فَيَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَNübüvvet aranızda Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah onu kaldırmayı dilediği zaman kaldıracaktır. Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra Allah dilediği zaman onu da kaldıracaktır. Sonra ısırıcı melikler olacak ve Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Sonra zalim yöneticiler gelecek ve onlar da Allah’ın dilediği kadar kalacaktır. Bunların ardından ise yine Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır. Sonra sustu.”)

3- Bu hadislerden Davud İbn İbrahim el-Vâsıti’nin sika-güvenilir olduğu açık olup onu, Ahmed Müsnedi’nde, Beyhaki Delâilü’n Nübüvve’sinde, et-Tayâlisi Müsnedi’nde, el-Basurî İthafu’l Hiyara el-Mehra’da zikretmiştir. Bu, hadisin sıhhati için yeterlidir… Aynı şekilde Hibbân’da onu sika bulmuş ve (Sikât) adlı kitabında sikalar arasında zikretmiştir. (Sikât), Hafız Ebi Hatim Muhammed İbn Hibbân İbn Ahmed et-Temîmî el-Bustî’ye aittir. (Ö: H. 354 M. 965).

4- Ancak Salahaddin el-İdlibi, gönderdiğiniz link üzerinden kendi sitesinde, Davud İbn İbrahim hakkında araştırma yapıyor ve o el-Vâsıti mi yoksa el-Ukayli mi? diyor. Sonra Davud İbn İbrahim el-Ukayli hakkında konuşuyor, rivayetlerde onun metruk olduğunu zikrediyor ve şöyle diyor; (Davud İbn İbrahim Kâdi Kazvin, el-Ukayli’dir). Ve şöyle ekliyor: (El-Ezdi, meçhul ve yalancı dedi)… Ve şöyle ekliyor; (Davud İbn İbrahim el-Vâsıti’nin, onun hakkında rivayet eden Müsned sahibi Ebu Davud et-Tayâlisi tarafından sika olduğu söyleniyor; peki onun hakkında rivayet eden birinin onu sika bulması kabul edilebilir mi!), sanki el-İdlibi, onun sika olduğunu kabul etmiyor gibi! Dahası İbn Hibbân’ın da onu sika bulması kabul edilmemiştir!

Ve şöyle ekliyor: (Şayet senette (rivayet zincirinde) adı geçen Davud İbn İbrahim el-Vâsıti yalancılıkla itham ediliyorsa, o zaman senet bozuktur. Şayet bundan başka bir şeyse, o zaman senette bir beis yoktur. Dolayısıyla şayet şüphe vaki olmuşsa, en azından olması gereken tevakkuftur. (Tevakkuf, hadis terminolojisinde teâruz halinde olan hadisler arasındaki ihtilâfı gidermek amacıyla başvurulan yolların son aşamasını ifade eder)!

Neden şüphe vaki olsun ki? Zira onu, Beyhaki Delâilü’n Nübüvve’sinde, et-Tayâlisi Müsnedi’nde, el-Basurî İthafu’l Hiyara el-Mehra’da rivayet etmiş ve senetlerinde onun sika-güvenilir olduğu geçmiş ve hadisi tahric etmişlerdir. Aynı şekilde Ahmed de Müsnedi’nde tahric etmiş ve İbn Hibbân’da Sikât’ta zikretmiştir… O zaman nasıl şüphe vaki olacak ki?!

Sonuç olarak Nübüvvet Minhacı (metodu) üzere Hilafet hadisi, ileri gelen muhaddisler tarafından rivayet edilmiş olup senedi de sahihtir...

Kardeşiniz

Ata İbn Halil Ebu Raşta

H. 15 Muharremu’l Haram 1443

M. 23/08/2021

Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) web sitesinden bağlanabilirsiniz:

http://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/4162/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER