Salı, 22 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Cenazesinin Defninin Ertelenmesinin Biat İle İlişkisi Hakkında Hafedh Amdou

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru:

es Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Allah Subhânehu ve Teâlâ sizi ve sizin gibi bu daveti taşıyanları hoşnut ve razı olduğu şeylere muvaffak eyler İnşaAllah.

Burada Hizbin ve bazı fakihlerin, hidayet Nebisinin cenazesinin defnedilmesinin ertelenmesi biatin farz olduğuna bir delildir diye yaptıkları çıkarsamanın doğru olmadığını söyleyenler var. Ertelemenin, örneğin Müslümanların cenazenin defnine katılmamaları gibi, başka nedenlerden dolayı olduğunu söylüyorlar. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem vefat edince, Müslümanlar bir İmam naspettiler. İşte bu, biatin farz olduğunun delilidir. Yoksa defnin ertelenmesi değildir dediler. Defnin ertelenmesinin biat ile bir ilişkisinin olmadığını söylediler. Bunu bize ayrıntılı olarak açıklayabilir misiniz?

 

Cevap:

Aleykum'us Selam ve Rahmetullahi ve Berakâtuh

Değerli kardeşim, defnin ertelenmesi ile ilgili sorunuza cevap vermeden önce şeri hükümler hakkında bazı usul kaidelerini hatırlatayım:

İster söylem isterse eylem olsun Şeri emir, talep ifade eder. Talebin türünü karine belirler. Karine kesinlik ifade ederse, talep de kesin olur yani farz olur. Eğer karine kesinlik ifade etmez, fakat hayrın tercih edilmesi gerektiğini ifade ediyorsa, o zaman talep kesinlik ifade etmez, yani mendup olur. Yok, eğer karine muhayyerlik ifade ediyorsa, talep mubah ifade eder. Bu söylenen, tüm şeri nasslar için geçerlidir. İster Allah'ın Kitabında ya da Rasûlü'nün Sünnetinde geçen sözlü nass olsun, ister Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem ya da İcma'us Sahabeye ait bir eylem olsun, isterse Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ikrarı olsun hiç fark etmez.

1- Örneğin: Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor: فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ "Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz." [Cuma 10] Ayette "Dağılın" emri geçmektedir. Yani bu, Cuma namazı sonrası camiden dışarı çıkmak için bir taleptir. Şimdi bizim, dağılmanın yani namaz bittikten sonra camiden dışarı çıkmanın farz mı yoksa mendup mu yoksa mubah mı olduğunu anlayabilmemiz için karineye ihtiyacımız var. Araştırıldığında Cuma namazı bittikten sonra bazılarının hemen camiden çıkıp dağıldıklarını, bazılarının ise az ya da çok camide oturup kaldıklarını görülür. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem, bu olanları yani camiden ayrılmak ile camide kalmak eylemini ikrar etmiştir. Bu da "Dağılın" ifadesinin emir olduğunu, mubah üzere talep ifade ettiğini gösterir.

2- Örneğin: Cenaze için ayağa kalkmak. en-Nesâi Süneninde Şube, Abdullah ibn Ebi es-Sefer, Şabi, Ebu Said'den rivayet ettiğine göre أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَرُّوا عَلَيْهِ بِجَنَازَةٍ فَقَامَ "Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir cenaze geçerken ayağa kalktı." Amr dedi ki: إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَرَّتْ بِهِ جَنَازَةٌ فَقَامَ "Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem bir cenaze geçerken ayağa kalktı." Hadiste Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem yoldan geçen bir cenaze için ayağa kalkmıştır. Bu eylem, cenaze için ayağa kalkmanın bir talep olduğunu ifade eder. Bu talebin kesin olup olmadığını öğrenmek için karine gerekir. Bu karineye göre ya farz ya mendup ya da mubah olur. en-Nesâi Süneninde Eyyub'dan, Muhammed'den rivayet ettiğine göre أَنَّ جَنَازَةً مَرَّتْ بِالْحَسَنِ بْنِ عَلِيٍّ وَابْنِ عَبَّاسٍ، فَقَامَ الْحَسَنُ وَلَمْ يَقُمْ ابْنُ عَبَّاسٍ، فَقَالَ الْحَسَنُ: أَلَيْسَ قَدْ قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِجَنَازَةِ يَهُودِيٍّ؟قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ:  نَعَمْ، ثُمَّ جَلَسَ صلى الله عليه وسلم "Hasen ibn Ali ve İbn Abbas bir cenaze gördüler. Bunun üzerine Hasen ayağa kalkarken ibn Abbas ayağa kalkmadı. Ardından Hasen "Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem Yahudi bir cenaze için ayağa kalmadı mı? " dedi. İbn Abbas "Evet, ama sonra Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem oturdu." dedi." Bu da cenaze için ayağa kalkıp kalkmamanın muhayyerlik üzere olduğunu yani mubah olduğunu gösterir.

İşte Sekife'deki biat de böyledir. Bu biat üzerinde sahabe icma etti. Bu icma, Hilafet merkezi boşaldığı zaman Halifeye biat ile ilgili bir talep olduğunu gösterir. Bu talebin farz mı yoksa mendup mu yoksa mubah mı olduğunu kararlaştırmak için karine gerekir. Araştırma sonucunda talebin kesinlik ifade ettiği görülür. Çünkü Sahabe, Halifeye yapılan biati, farz olan cenazenin defnedilmesinin önüne geçirdiler. Bu da demektir ki biat, farzdır ve farz olan cenazenin defninden daha önemlidir. Buna göre Hilafet merkezi boşaldığı zaman Halifeye biat ile ilgili delil farz olur. Bunun delili, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in cenazesinin defnedilmesinin biatten sonraya bırakılmış olmasıdır. Cenazenin defnedilmesi farz olduğuna göre, ondan daha evla olan da farz olmalıdır. Böylece biat tamamlanıncaya kadar cenazenin defninin ertelenmesi, Halifeye biatin farz, hem de farzların tacı olduğunu gösterir. Fıkhi yönden durum böyledir.

Defnin ertelenmesinin biat ile bir ilişkisinin olmadığı, aksine Müslümanların cenazenin defnine katılmamaları ile bir ilişkisi olduğu sözüne gelince, gerçeklikten uzak bir görüştür. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in vefat haberi, Medine ve çevresindeki Müslümanlar tarafından duyulmuştur. Akabinde Müslümanlar, Medine ve camiye akın ettiler. Ancak cenaze yerine Ebu Bekir'e biat etmek ile meşgul oldular. Siyer'de de geçtiği üzere olaylar silsilesi şöyledir: Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem Pazartesi günü kuşluk vakti vefat etti. Salı günü gece ve gündüz defnedilmeden öylece kaldı. İlk önce Ebu Bekir'e biat edildi, sonra da Çarşamba günü gece yarısında Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem defnedildi. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem defnedilmeden önce Ebu Bekir'e biat edildi. Bu ise cenazenin defni yerine Halifenin naspedilmesi ile meşgul olma konusunda bir icmadır. Bu durum ancak Halifenin naspedilmesinin, cenazenin defnedilmesinden daha kuvvetli farz olduğunda söz konusu olur.

Bu nedenle Müslümanlar, cenaze için toplanmadılar Aksine Müslümanlar, özellikle de Sahabe biat ile meşgul olmak için toplandılar. Biat sona erince Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in cenazesinin defnedilmesi ile uğraştılar. Ne zaman? Biatten sonra gece yarısında. Eğer cenazenin ertelenmesi insanlar toplansın diye olmuş olsaydı, Pazartesi sabahı veya Salı gecesi veya Çarşamba sabahı olurdu. Ama Ebu Bekir'e biat bitinceye kadar beklediler. Biat bittikten sonra Çarşamba gecesi hemen Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in cenazesinin defnedilmesi ile meşgul oldular. Bu yüzden iyi düşünüldüğünde, araştırıldığında cenazenin defnedilmesinin Ebu Bekir'e biat etmek dışında başka bir nedenden dolayı ertelenmediği açıkça görülür. O halde cenazenin ertelenmesinin biat ile ilişkisi vardır.

Kardeşiniz Ata İbn Halil Ebu Raşta

 

Facebook sayfasının linki:

https://www.facebook.com/photo.php?fbid=220629058105179

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER