- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Kuzey Suriye’ye Düzenlenen “Zeytin Dalı Harekâtı”nın Amacı Nedir?
Soru:
Fırat Kalkanı Operasyonu, Erdoğan’ın Halep’i peşkeş çekmesi ve rejimin Halep’i ele geçirmesine kolaylık sağlaması sonrası Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik operasyonlarında nispeten durgunluk olduğu görüldü. Ancak 20 Ocak 2018 Cumartesi günü havadan ve karadan Afrin’e düzenlenen Zeytin Dalı Harekâtı ile Erdoğan durgunluğunu bozarak yeniden harekete geçti. 21 Ocak 2018 Pazar günü Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, “20 Ocak Cumartesi günü “Zeytin Dalı Harekâtı’nın başlatıldığı hatırlatıldı... Zeytin Dalı Harekâtı planlandığı şekilde devam etmekte olup, kara harekâtı başlamıştır.” denildi. [21.01.2018 Türk Press] Zeytin Dalı Harekâtı halen devam etmektedir. Pekâlâ, harekâtın amacı nedir? Allah mükâfatınızı artırsın.
Cevap:
1- Şuan neler olup bittiğini analiz etmeden önce şuan ki Türk politikasının etrafında deveran ettiği, sayesinde Erdoğan’ın hareketleri, eylemleri ve açıklamalarının anlaşılabileceği eksen teşkil eden çok önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir. Erdoğan Türkiye’si, açıkça Amerikan taraftarıdır. Erdoğan’ın bu taraftarlığı iktidarda kalmak adına Amerika’nın desteği karşılığındadır. Nitekim onu iktidara ulaştıran Amerika’dır. 18 Nisan 2017 günü hükümet yanlısı Sabah gazetesinde yer alan şu ifade bunu kanıtlar: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam ABD Başkanı Donald Trump’la telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Trump, Erdoğan’a 16 Nisan referandumuyla ilgili tebrik etmek için aradığını söyledi. Erdoğan’a iyi bir kampanya yürüttüğünü, birçok ile gittiğini hatırlattı. Kampanya sürecini bizzat yakından takip ettiğini söyledi. Trump, Erdoğan’a “Dostluğumuzu önemsiyorum, beraber yapacağımız birçok önemli iş var” dedi. Böylece Erdoğan’ın Suriye politikası, Amerikan planlarına arka çıkmak, rejim unsurlarını yerleştirmek ve rejim için hayati öneme sahip bölgelerden grupların geri çekilmesi yönünde baskı yapmaktır. Halep’in peşkeş çekilmesi ve rejimin kontrolüne verilmesi henüz hafızalarda taze. Silahlı gruplar, bölgelerinin rejim tarafından ele geçirilmesini önlemek için savaşmaları gerekirken, Erdoğan grupları bölgelerinden ayırıp savaştırmak için sanal sorunlar üretti. İşte rejimin Halep’e yöneldiği ve saldırılarını yoğunlaştırdığı bir sırada Fırat Kalkanı Operasyonu başlatıldı. Bilindiği üzere Fırat Kalkanı Operasyonu aslında bir Amerikan imalatıdır. 2016 yılında Türkiye, Amerika’nın buyruğuyla Cerablus’a bir askeri harekât başlattı. Resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelen eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, burada yaptığı açıklamada, “24 Ağustos 2016 günü Türk askerinin Cerablus’ta olan hareketlerini destekliyoruz” dedi ve YPG unsurlarından Fırat Kalkanı’nda yer alan Türk askerlerinin önünden çekilmelerini talep etti. Biz, 25 Eylül 2016 tarihli soru cevapta şöyle demiştik: “Halep’e fokuslanan Amerikan planlarının başarılı olabilmesi için Halep’in yeniden kuşatma altına alınması gerekir. Amerika Halep’i yeniden kuşatmak altına almak için iki koldan hareket etmiştir: Birincisi: “Fırat Kalkanı” adı verilen askeri harekâtla Cerablus’a girerek Türk ordusunu Kuzey Suriye’ye sokmak ve Güney Halep’teki “Türkiye yanlısı” devrimcileri IŞİD’le mücadele için geri çağırmak. Diğer bir deyişle Halep’teki gerçek çatışma cephesinde bir gedik açmak, yeni bir iç savaş cephesi oluşturmak ve olabildiğince devrimcileri Halep’teki savaştan uzak tutmak!”Erdoğan, El Bab operasyonu için yandaş grupları geri çekti. Halep’i direnişsiz bıraktı. Geride kalan bir avuç mümin grup müstesna Erdoğan’ın Fırat Kalkanı çağrısına karşılık vermek için grupların çoğu bölgeden ayrıldı. Erdoğan aynı ihaneti bir kez daha tekrarlıyor...
2- Bu ihanet hareketleri devam etmektedir. En son Erdoğan, İdlib’te önemli bölgelerin Suriye rejimi tarafından kontrol altına alınmasına olanak sağladı. Kalleş rejim, Amerika ile koordinasyon içinde İdlib yönünde ilerlerken, Türkiye’nin emirlerine uyan savaşçı gruplar Afrin’e odaklanarak İdlip’teki mevzilerini unuttular. Sonra da Erdoğan, Amerika güdümünde kurulacak yeni sınır muhafız gücü nedeniyle Türkiye ile ABD arasında gerginlik varmış gibi bir bardak suda fırtına kopardı! Oysa Amerika’nın, koalisyon uçaklarına açılan İncirlik hava üssünden hareket ettiği ve çoğunluğunu YPG’nin oluşturduğu ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri dâhil olmak üzere ajan örgütleri silahlandırdığı herkesçe biliniyor... İşte Erdoğan, rejimin Halep’e girişine kolaylık sağlamak amacıyla yaptığı Fırat Kalkanı Operasyonunu tekrarlıyor. Bu sefer de rejimin İdlib’e girişini kolaylaştırmak için sanal bir Zeytin Dalı Harekâtı başlattı. Suriye rejimi, İdlib’e doğru ilerlerken ve Ebu Zuhur Askeri Havaalanı’nı kuşatma altına almışken Erdoğan’ın Afrin’e yönelik harekât başlatması oldukça manidar! Harekâta yaklaşık 25 bin silahlı muhalif katılıyor. Feylaku’ş Şam’ın komutanı Yasir Abdurrahim’e göre “Türkiye’nin Afrin harekâtına yaklaşık 25 bin silahlı “Özgür Suriye Ordusu” katılıyor...” [23.01.2018 Rusya Today] Harekât, Amerika’nın bilgisi ve onayı dâhilindedir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu basın mensuplarına yaptığı açıklamada, dün akşam (15.01.2018) Kanada’da ABD Savunma Bakanı James Mattis ile Suriye konusunu konuştuklarını, hem muhtemel sınır birlikleri hem de Türkiye’nin Afrin’e düzenleyeceği operasyonu ele aldıklarını kaydetti. Çavuşoğlu ayrıca Kanada’nın Vancouver kentinde düzenlenen Kuzey Kore konulu Dışişleri Bakanları Zirvesi’nde ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile de görüştüğünü söyledi. Çavuşoğlu, Mattis ile görüşmesine ilişkin, “Kendisi bu konudaki haberlere inanmamamızı ve bu konuyu bizzat takip ettiğini söyledi”dedi. [17.01.2018 Anadolu Ajansı]
3- Son iki gün içinde Amerika tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında, Zeytin Dalı Harekâtı, Afrin operasyonu, TSK ve ÖSO hareketliliğinin tamamen Amerika ve ABD ile koordinasyon içinde Suriye’ye giren Rusya’nın onayı ile olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıklamalardan bazıları şunlardır:
- “Öyle görünüyor ki Perşembe akşamı Rus askeri polisin bölgeden gruplar halinde ayrılmaya başlamasıyla birlikte Afrin’de belirli hedeflere düzenlenen yoğun bombardıman ile sanki Cuma günü Zeytin Dalı Harekâtı’nın ilk aşaması başlamış oldu. El Cezire’ye göre Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, “Esasında fiili olarak harekâtın başlamış”olduğunu söyledi... El Arab el Cedid gazetesinin bir üst düzey Türk kaynağından edindiği bilgilere göre, “Türkler, kentin kontrolüne ilişkin başka bir öneri daha ortaya attılar. Karşılığında kentin idaresi, Ankara ile Moskova arasında varılacak anlaşma uyarınca olacak. Fırat Kalkanı bölgesi tarzında kentin yeniden yapılandırılmasını büyük oranda Türk hükümeti üstlenecek ve konferansa katılmak üzere Suriyeli muhaliflere baskı yaparak Soçi Konferansı’nın başarılı olması sağlanacak. Ruslar ise ele geçirildikten sonra kentin Suriye rejimine teslim edilmesi, kentte hiçbir muhalif gücün kalmaması ve rejimin İdlib iline doğru ilerleyişine izin verilmesi konusunda ısrar ettiler... Bu arada Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, dün katıldığı bir TV programında, “Orada Rusya’nın rejime çok büyük destek verdiğini biliyoruz...”diye konuştu. Türk tarafının harekâttan beklentileri gelince, Türk kaynak El Arab el Cedid gazetesine “Harekâtın maksimum 5-6 ay sürmesi bekleniyor” şeklinde konuştu... Ve “Washington ile diplomatik kanalların açık olduğunu” kaydetti.” [20.01.2018 El Arab el Cedid]
- Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “Edinilen bilgilere göre 20 Ocak tarihinde Türkiye Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Afrin bölgesinde askeri birliklerini kullanmaya başladı. Moskova bu bilgiler konusunda çok endişeli. Gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Rusya Suriye barış süreci konusunda toprak bütünlüğünün korunmasına, Suriye’nin egemenliğine karşı saygı gösterilmesine, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 numaralı kararnamesi ve Astana süreci çerçevesinde varılan çatışmasızlık bölgelerine ilişkin uzlaşmalar uyarınca kalıcı siyasi barış sürecinin kurulmasına dayanarak hareket ediyor.” denildi. [20.01.2018 Rudaw]
- “ABD, harekâtın kapsamı ve süresinin sınırlı olmasını istiyor ve sivil kayıpların önlenmesi için “itidalli davranmaya” davet etti... ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert yaptığı açıklamada, “Ancak Türkiye’yi itidalli olmaya ve askeri operasyonlarının kapsam ve süresini sınırlı tutmaya, ayrıca sivil kayıpların önlenmesi için titiz davranmaya çağırıyoruz.”ifadelerine yer verdi. Pazar günü ABD Savunma Bakanı Jim Mattis de saldırı öncesinde Türkiye’nin ABD’yi uyardığını açıkladı. Mattis, önümüzdeki döneme ilişkin Türkiye ile birlikte çalıştıklarını belirterek, “Bir çıkış yolu bulacağız”dedi. Nauert, ABD Dışişleri Bakan Rex Tillerson’un dün Rus mevkidaşı Sergei Lavrov ile yaptığı telefon görüşmesindeki sözlerini yineleyerek “Suriye’de barış ve istikrarı sağlamak için birlikte çalışma zamanı geldi...”ifadelerini kullandı. Türk Dışişleri Bakanı, ABD’li mevkidaşı ile askeri operasyonu konuştu, ancak taraflar arasında neler konuşulduğu henüz kamuoyuna açıklanmadı...” [22.01.2018 BBC Arapça]
- “ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Türkiye’nin meşru güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ABD’nin Suriye’nin kuzeybatısında Türkiye ile birlikte çalışarak güvenli bölge oluşturmayı umduğunu belirtti... ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Joseph Votel, “Türkiye’nin Afrin’e düzenlediği operasyon konusunda kendilerini bilgilendirdiğini ve Afrin bölgesinin kendi operasyon alanları olmadığını kaydetti... ABD Savunma Bakanlığı, “gerilimin tırmandırılmaması” çağrısında bulundu ve Türkiye’nin güvenlik endişelerini ABD’nin anladığını kaydetti...” [23.01.2018 Rusya Today]
- “ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı, “Türkiye’nin Afrin’e düzenlediği operasyon konusunda kendilerine bilgi verdiğini ve Afrin’in kendileri için bir operasyon alanı olmadığını kaydetti. CENTCOM komutanı General Joseph Votel, Pazar günü düzenlediği basın toplantısında, “Askeri kaynaklarımızla bu bölgeye (Afrin) belirgin bir dikkatimizi veriyor değiliz.”şeklinde konuştu...” [21.01.2018 Quds Press]
- “ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Zeytin Dalı Harekâtı’nın 3. gününde, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeybatısında bir “güvenlik bölgesi” oluşturma ihtiyacı olabileceğini söyledi. Tillerson, “Bu konuda birlikte çalışmayı umuyoruz” dedi. Tillerson, “Türkiye ve sahadaki bazı güçlerle, bölgede istikrarın nasıl tesis edilebileceği konusunda temaslarını sürdürdüklerini söyledi ve Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını da gidermek istediklerini belirtti...” [23.01.2018 Türk Press]
- “Tillerson, ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Stanford Üniversitesinde verdiği konferansın ardından Washington’a dönerken uçakta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. “Suriye’nin kuzeyinde sınır koruma birlikleri kurulacağı” haberleriyle ilgili konuşan Tillerson, “Suriye’nin kuzeyinde bir sınır koruma gücü kurma niyetlerinin olmadığını” söyledi. Anadolu Ajansına göre Tillerson, “Suriye’de sınır birlikleri” planı hakkındaki haberlerle ilgili olarak, “Türkiye’ye bir açıklama borcumuz var.”değerlendirmesini yaptığı bildirildi. Bu bağlamda Nauert, “Hiçbir şekilde sınır güvenlik gücü oluşturmuyoruz. Ne yaptığımızı Türklere söyledik. Amacımız IŞİD güçlerinden arındırılan bölgelerde, yerel güçlerin güvenliği sağlamasına yönelik.”dedi.” [19.01.2018 Orient net]
- “Geçen Salı günü ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Eric Pahon, Suriye’de kurmayı planladıkları “Sınır Güvenliği Gücü” konusunda Türkiye’nin kaygılarını anladıklarını ve Türk yetkililerle konuyu görüştüklerini bildirdi. Pahon, AA muhabirine, “NATO müttefikimiz Türkiye ile düzenli yakın iletişimimiz var.” dedi. AA muhabiri, Pahon açıklamasında “varsayılan Sınır Güvenliği Gücü” ifadesini kullandığını söyledi... Bugün Perşembe günü ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Suriye’de sınır birlikleri planı hakkındaki haberlerle ilgili olarak “Suriye’nin kuzeyinde bir sınır koruma gücü kurma niyetlerinin olmadığını” söyledi. Basına açıklamalarda bulunan Tillerson, “Bu, tamamen yanlış resmedilmiş ve yanlış tanımlanmış bir durum ve bazı kişiler yanlış konuşmuş. Herhangi bir sınır güvenlik gücü kurmuyoruz.”dedi. [17.01.2018 Yeni Şafak Arapça]
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere Zeytin Dalı Harekâtı, Türkiye’nin Amerika ve Rusya ile koordinasyon sağlayarak uzattığı bir daldır... ABD’nin 30 bin kişilik sınır gücü kurulmasına ilişkin başlangıçta yaptığı açıklamalar, gerçekte Afrin harekâtına gerekçe oluşturmak içindir. ABD, maksat hâsıl olduğu için harekât başladıktan sonra açıklamaları açıkça yalanlar şekilde geri adım attı!
4- Buna göre Türkiye’nin Suriye’ye düzenlediği harekâtın amacı, Amerikan projelerine uşaklık yapmak ve Suriye’de laik rejimi perçinlemektir. Erdoğan’ın yaptığı küstahça açıklamalar, tıpkı daha önce ikinci Hama’ya izin vermeyeceğiz demesi gibi, söylemlerle ve eyleme evirilmeyen ateşli açıklamalarla sıradan insanları kandırmaktan başka bir şey değildir. Oysa rejim, neredeyse tüm şehir ve kasabalarda pek çok Hama katliamı işledi... Doğru eylemler üretmeyen sanal hareketler de keza böyledir... Erdoğan, Trump’ın Kudüs’ü Yahudi varlığının başkenti olarak tanıma kararında olduğu gibi, ahmaklar için süslü püslü gelen yanıltıcı sözler ile insanları kandırmaktadır. Erdoğan, ABD’nin Yahudi varlığının başkenti olarak Tel Aviv yerine Kudüs’ü tanıma girişimine, “Eğer böyle bir adım atılacak olursa; bu, bizim diplomatik ilişkilerimizi “İsrail” ile koparmaya kadar gidebilir” tehdidinde bulundu. Ancak gerek Yahudi varlığı gerekse böyle bir kararı alan ve hayatta kalması için onu her türlü unsurlarla destekleyip besleyen Amerika ile ilişkileri koparmadı. Dahası, Yahudiler için Filistin’in yüzde 80’ninden ödün verilmesini öngören iki devletli Amerikan çözümüne teşvik etti ve Batı Kudüs’ü Yahudilere teslim ederek “Doğu Kudüs”ü Filistin’in başkenti olarak tanıma çağrısında bulundu. Suriye’de yaptıkları ve yapmakta oldukları hatta düşman Rusların, Amerikalıların ve Suriye rejiminin varlığını güçlendiren ihanetleri de buna benzer. Örneğin Halep’i rejime teslim etti, Suriye’ye müdahale için hava üslerini Amerika öncülüğündeki koalisyon uçaklarına, hava sahasını da Rus uçaklarına açtı. Astana toplantılarında garantör ülkelerden biri oldu. Astana kararlarını kabul etmeleri, çatışmasızlık bölgeleri adı altında rejime karşı cepheleri dondurmaları, bazı bölgelerden geri çekilip rejime teslim etmeleri ve dolayısıyla İdlib’e sıkışıp kalmaları için bazı grup komutanlarına baskı yapmaya çalıştı. Daha niceleri... Sonra bu yeni Zeytin Dalı Harekâtı, rejimin İdlib’i ele geçirmesine kolaylık sağlamak içindir!
Son olarak tüm gruplara diyoruz ki Erdoğan’ın hareketlerine aldanıp da İdlib’i rejime teslim etmeyin... Halep’te yaşananları sakın unutmayın. Buhârî’nin Ebu Hurayra’dan rivayet ettiği şu hadisi hatırlayın:
لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ“Mümin bir delikten iki kez ısırılmaz.”Peki defalarca ısırılırsa ne olacak!
إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ“Şüphesiz ki bunda kalbi olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.”[Kâf 37]
H.07 Cumâde’l Ûlâ 1439
M.24 Ocak 2018