- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru Cevap
Irak’taki Siyasi Gelişmeler ve Amerika’ya Hizmette El Kazimi’nin Rolü
Soru:
Bilindiği gibi El Kazimi, İran yanlısı partiler ve Irak’taki adamlarının Süleymani suikastında Amerika ile gizli işbirliği yaptığı suçlamasına rağmen İran yanlısı parlamentoda çoğunluğun güvenoyunu aldı. İran’ın bazı adamları, El Kazimi’yi bir Amerikan adamı olarak tanımlıyor... Bu, El Kazimi’nin güçlü Amerikan desteğine sahip olduğu anlamına geliyor mu? İran ve Irak’taki adamlarının müdahalesini önemsiyor mu? Amerika, Irak’ı hâlâ ağırlık merkezi olarak görüyor mu? El Kazimi, bu ağırlık merkezinde Amerikan etkisini koruyan bir Amerikan emir eri midir? Allah mükâfatınızı artırsın.
Cevap: Yukarıdaki soruların cevabına açıklık getirmek için aşağıdaki hususlara bir göz atmak gerekiyor:
1- ABD, Irak’ı azami derecede umursuyor. ABD Başkanı Trump, geçenlerde şunları söyledi: “Irak, güçlü ve önemli bir ülke. Bu bölgede, bölgesel ve uluslararası istikrarın sağlanmasında merkezi bir role sahip…ABD, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek istiyor ve Irak ekonomisini desteklemek için gerekli ekonomik yardımı sağlamaya hazır…” [11.05.2020 Independent ve El Alem] Bu yüzden Amerika, Irak’a yoğunlaştı. İşgal etmek için 250 bin civarında asker gönderdi. 49 ülke ile koalisyon kurdu. Bu ülkeler, yaklaşık 50 bin askerle koalisyona destek verdiler. Yanı sıra Irak’ta tasfiyeler, suikastlar, hırsızlıklar, ABD’li yetkilileri, karargâhlarını, misyonlarını koruma kirli görevlerinde bulunan Kuzey Carolina merkezli Blackwater gibi birçok güvenlik firması var... ABD, Irak’ta kalıcı olmak için askeri üsler kurdu. Şuan üç önemli üssü var: Anbar’daki “Aynel Esad”, Selahaddin kentindeki “Beled” Hava Üssü ve Bağdat’taki “Taci” Askeri Üssü. 17 Ekim 2008’de ABD ile Irak, Stratejik Çerçeve Anlaşması imzaladı. Anlaşmada şu ifadeler geçiyor: “... İki ülke, uzun vadeli samimi işbirliği ilişkisi kurma arzusu ve dostluğunu vurgular... Yine ekonomik, diplomatik, kültürel ve güvenlik alanlarında bu uzun vadeli ilişkiyi teyit ederler... Taraflardan herhangi biri, bu anlaşmayı feshetme niyetini diğer tarafa yazılı olarak bildirmedikçe anlaşma yürürlükte kalacak ve fesih, bu bildirim tarihinden bir yıl sonra yürürlüğe girecektir... Irak’ta güvenlik ve istikrarın geliştirilmesi amacıyla taraflar, savunma ve güvenlik düzenlemeleri konusunda aralarındaki yakın işbirliği ilişkisini geliştirme çalışmasına devam edecekler...”Bu kelimenin tam anlamıyla bir sömürgecilik anlaşmasıdır! Anlaşma, savunma ve güvenlik düzenlemeleri konusunda yakın işbirliği ilişkisi adı altında Amerika’ya Irak’ın işlerine müdahale etme hakkını tanıyor.
2- Rejimin popüler olduğu bölgeler de dâhil olmak üzere Irak’ta yolsuzluğa, kayırmacılığa, yetkililer tarafından zimmete para geçirilmesine, insanlar arasında yaygın olan işsizliğe, kamu hizmetlerinin kötüleşmesine, yaşam koşullarının bozulmasına, aşırı pahalılığa, özellikle de elektrik fiyatlarına karşı protestolar patlak verdi. 2010 yılından bu yana protestolar düzenleniyordu. Protestolar her yıl tekrarlanıyor, ya bastırıldıktan ya yetkililerin protestocuların taleplerini yerine getirme vaadinden sonra ya da rejimdeki bazı siyasi güçlerin protestoları kuşatma çalışmaları ile protestolar sönüyordu. Fakat Ekim 2019’un başında patlak veren bu son protestolar farklıydı. Zira baskılara rağmen protestocular, protestolarından vazgeçmediler ve protestolarını kuşatmaya çalışan siyasi güçleri reddettiler. Bu nedenle ölüm, yaralama ve hapse atma gibi protestoculara yönelik baskılar arttı. Protestolar, bu kez İran’ı hedef aldı, protestocular İran’a öfke kustu. İran konsolosluklarını ve merkezlerini ateşe verdiler. Nedeni, İran yanlısı örgütlerin protestocularla çatışmaya girmesi, protestocuların rejimi, siyasi blokları, silahlı milisleri İran, İran’ı da doğrudan ya da dolaylı olarak Amerika ile irtibatlı görmeleridir. Protestoların momentumu güçlüydü. Rejim ve Başbakan Adil El Mehdi, durumu kontrol altına alamadı, sorunu çözemedi, rejimin devrilmesi talebinde bulunan protestocuların talebini karşılayamadı. Bu yüzden rejimi kurtarmak için Abdul Mehdi, 30 Kasım 2019’da istifasını sunmak zorunda kaldı. Ertesi gün parlamento istifasını jet hızıyla kabul etti ve Abdul Mehdi işgüder hükümetin başbakanı oldu. 26 Aralık 2019’da Cumhurbaşkanı Behram Salih, meclisteki en büyük blokun (El Bina) adayı Esad el-İydani’ye hükümeti kurma görevi vermeyerek anayasayı ihlal etmek mecburiyetinde kaldı. Çünkü Basra valisi olarak protestocuları bastırma girişiminde rol aldığı gerekçesiyle protestocular bu adayı reddediyordu. Bu protestolar, öncekilerinden daha etkiliydi.
3- Bu arada Haşdi Şabi içindeki gruplar, 28 Aralık 2019’da Kerkük yakınlarındaki bir Amerikan üssüne hiçbir neden olmadan roket attı. Üste görevli bir Amerikan askeri öldü... Bu, bağlam dışı gerçekleşmiş gibi görünüyor, çünkü Haşdi Şabi Heyet Başkanı Falih Feyyad, yaklaşık iki ay önce 19 Ekim 2019’da Washington’u bir ziyarette bulunmuş, Genelkurmay Başkanı Mark Milley huzurunda ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile görüşmüştü. Yaptığı açıklamada iki ülke arasındaki ilişkinin, özellikle askeri işbirliğinin ele alındığını söylemişti. Şimdiyse bir ABD askeri ölüyor! Bir ABD askerinin ölümünün ardından Amerikan ordusu, 29 Aralık 2019’da Haşdi Şabi fraksiyonundan Ketaibu’l Hizbullah grubuna hava saldırısı düzenledi. Saldırıda en az 27 Ketaip unsurunun öldüğü, 62’sinin yaralandığı bildirdi. Amerika, 03 Ocak 2020 tarihinde Bağdat Uluslararası Havaalanı yakınlarında drone ile hava saldırısı düzenledi. İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı ve Haşdi Şabi içinde etkin Kasım Süleymani ve beraberinde Haşdi Şabi Komutanı Ebu Mehdi El Mühendis ile tuğgeneral, albay, binbaşı ve yüzbaşı rütbesinde İran Devrim Muhafızları mensubu diğer dört subayın öldürüldüğü açıklandı. Amerika, bu olayları ABD ve ikinci dönem ABD başkanlık şansını artırmak için hanesine puan yazmak isteyen Başkan Trump lehinde kullanmaya çalıştı... Ama öyle görünüyor ki olaylar, Amerikan karşıtı bir atmosfer yarattı. Bu nedenle 5 Kasım 2019’da Irak Meclisi, yabancı güçlerin varlığını sona erdirme kararı aldı ve Başbakana bu kararı uygulama çağrısı yaptı. İşgüder hükümeti Başbakanı Abdul Mehdi de bu çağrıya yanıt verdi... Amerika, ABD Başkanı Trump’ın ağzından Irak’a yaptırım uygulamakla tehdit ederek Irak Meclisinin bu kararına tepki gösterdi. Trump, “Bağdat yönetiminin Amerikan hava üssünün bedelini ödeyene kadar ABD’nin Irak’tan çıkmayacağını söyledi ve Irak’taki Amerikan üssünün “olağandışı pahalı” olduğunu belirtti. “Orada devasa ölçüde pahalı bir üs inşa ettik. Milyarlarca dolara mal oldu. Benden çok önce yapılmıştı. Harcamalarımız için geri ödeme yapmadıkları sürece çıkmayacağız. Ülkeden çıkmamızı isterlerse ve bunu dostça yapmazlarsa onlara daha önce hiç görmedikleri ağır yaptırımlar uygularız. İran yaptırımları bunların yanında hafif kalır” dedi. [05.01.2020 Sky news]
4- Daha sonra İran, 08 Ocak 2020 günü Tahran saati ile 01,20’de ABD’nin Irak’taki askeri üslerine roket saldırısı düzenlediğini, Amerikan üslerine düzenlenen roket saldırısında en az 80 Amerikalı askerin hayatını kaybettiğini duyurdu. İran Televizyonu, Süleymani’nin intikamının alındığını söyledi. Amerika, saldırıyı kabul etmekle birlikte saldırıda askerlerinin öldüğünü yalanladı! Ardından işbu olayların momentumu hafifledi, daha fazla tırmanmadan olaylar yatıştı! Bundan sonra 01 Şubat 2020 tarihinde El Maliki hükümetindeki eski İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allavi, Cumhurbaşkanının hükümeti kurma görevini kendisine verdiğini açıkladı. Protestocular, Allavi’nin adaylığını kabul etmediklerini duyurdular. 2003 Amerikan işgaline karışan tüm siyasi figürleri reddettiklerini açıkladılar. Allavi, görev süresi dolmadan adaylığını geri çekti... Ardından Cumhurbaşkanı, 16 Mart 2020’de hükümeti kurma görevini Adnan El Zurfi’yi verdi. El Zurfi, rejimde çeşitli güvenlik görevlerinde bulunmuş, ABD’nin Irak işgalinden sonra Necef valisi olmuştu. Fakat 9 Nisan 2020’de El Zurfi, hükümeti kuramadığı için özür diledi. 9 Nisan 2020’de Irak Cumhurbaşkanı Behram Salih, hiçbir parti üyeliği bulunmayan Ulusal İstihbarat Dairesi Başkanı Mustafa El Kazimi’ye hükümeti kurma görevini verdiğini duyurdu. Böylece Salih, anayasayı bir kez daha ihlal etmiş oldu. Mustafa El Kazimi’nin, Saddam rejimi muhalifi olarak yurt dışında faaliyet yürüttüğü ve 2003’ten sonra Irak’ın Süleymaniye kentine döndüğü bildirildi... Amerikan Al Monitor sitesinde Irak editörü olarak görev yaptığı sırada ABD-Irak ilişkilerinin kararlı bir şekilde güçlü olması gerektiğini savunuyordu. Kaleme aldığı bir makalede şu ifadeler yer vermişti: “2003 sonrası Irak-Amerikan ilişkileri izlendiğinde, ne zaman zayıf ve marjinal hale geldiği açıkça görülür. Bu, başka dış güçlere giriş kapısını aralayabilir. Yine bölgedeki Irak-ABD ortak çıkarlarına da zarar verebilir. Dolayısıyla Irak ve ABD, bölgedeki güçler arasındaki dengenin yeniden sağlanmasına yardımcı olan, tarafların ortak çıkarlarını garanti eden güçlü stratejik bir ilişki kurmak için ilişkilerini yeniden değerlendirmesi gerekiyor...” [02.10.2015 Al Monitor] El Kazimi, gizli ve aleni bir şekilde ABD güvenlik güçleri için çalışmaktadır. 2003’ten sonra Irak’a geri dönüşünden bu yana ABD’nin Irak işgal güçleri ile tam bir koordinasyon içinde hareket etmektedir. Hal böyleyken birçok Iraklı, 2016’da sürpriz bir şekilde El Abbadi’nin onu İstihbarat Başkanı olarak önermesini tuhaf buldu. İstihbarat Başkanlığı çok hassas bir pozisyondur. Orası Amerika’da çok güvenilir bir kişiliğe gereksinim duyuyor. “2016’te Iraklılar, Irak Başbakanı Haydar El Abbadi’nin gazeteci ve insan hakları aktivisti Mustafa El Kazimi’yi İstihbarat Başkanı olarak atamasına şaşırdılar. Hem de uluslararası koalisyon destekli Irak ordusunun galibiyetinden önce ülkenin bir bölümünü bir süre işgal eden “İslam Devleti” örgütüne karşı savaş zirvede iken.... [08.05.2020 France 24] Sonra Amerika, istihbarat başkanı iken El Kazimi ile olan ilişkisini gizlemedi. “Amerikan Wall Street Journal gazetesi, ABD Dışişleri Bakanı’nın Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı David Schenker’den “El Kazimi, İstihbarat Başkanı iken “iyi iş” çıkardı ve Başbakan olarak kendisiyle ortaklığın değerinin farkındayız dediğini aktardı...” [30.05.2020 El Cezire Wall Street Journal’dan alıntı] 2017 yılında El Kazimi eski Başbakan Haydar El Abbadi maiyetinde Suudi Arabistan’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Kendisini Amerikalılara hizmete adayan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile uzun süre kişisel dostluk kurduğuna tanık olundu!
5- 7 Mayıs 2020’de El Kazimi, Kasım Süleymani ve El Mühendis suikastı operasyonunda Amerikalılar ile işbirliği yaptığı suçlamalarına rağmen Irak Meclisindeki oylamada El Kazimi hükümeti, 329 milletvekillinin 255’inin oyunu alarak güvenoyu aldı. Irak’ta milis gücü Ketaip Hizbullah Güvenlik Yetkilisi Ebu Ali El Askeri, El Kazimi’yi hedef aldı. “El Askeri, Irak İstihbarat Dairesi Başkanı Mustafa El Kazimi’nin, İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendisi’nin öldürülmesi operasyonunda suçlu olduğunu ileri sürdü...” [03.03.2020 El Hurra] İran yanlılarının ilk reaksiyonu olarak “Lübnan Hizbullah’ı milislerine yakın radikal din adamı Ali El Kurani, El Kazimi’ye saldırdı ve onu Amerikan ajandasını uygulamakla suçladı...” [15.05.2020 Aynu’l İhbariye] Dikkatlice bakıldığında, El Kazimi’yi Amerikan ajanlığı ile suçlayan, Süleymani, El Mühendis ve oğullarının öldürülmesinde işbirliği yapmakla itham eden İran yanlısı partilerin El Kazimi lehinde oy kullandıklarını ve ona güvenoyu verdiklerini görüyoruz. Sadece bu da değil, El Kazimi, onların tüm taleplerini ve bu partileri Bakanlık “ganimet”inden mahrum etme anlamına gelen ünlü kota sistemini de reddediyordu. Tüm bunlar, Amerika’nın bu partiler üzerinde doğrudan ya da İran üzerinden büyük bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. İran ile açıktan yaşanan gerginlik, sadece göz boyamaktır. Hatta Süleymani’nin öldürülmesi bile Tahran’da sadece ses gürültüsü koparmış, Amerika ile perde gerisinden yürütülen ilişkiler nedeniyle hiçbir şey olmamış gibi ses gürültüsü hemen sona ermiştir. Irak’taki mezhepçi partiler, bakanlık portföyünden mahrumiyetlerinin bir ceza olmadığının, aksine Irak sokaklarını kasıp kavuran öfke dalgasını absorbe etmek için olduğunun farkında değiller herhalde. Irak’ta Korona virüsü ile mücadele önlemleri gevşetildikten sonra dalga yeniden alevlendi. Bu, bu partilerin çoğunun doğrudan ya da İran aracılığıyla garantili Amerikan yanlısı olduğu anlamına geliyor. Bu şekildeki bir güvenoyu nedeniyle bazı medya organları, ortada bir anlaşma veya mutabakatın olduğundan bahsettiler! Londra merkezli “El Arab” gazetesi yazarı İbrahim El Zübeydi “Irak’taki bazı siyasi koalisyonlar ve akımların Mustafa El Kazimi’yi reddettiklerini, onu Amerikan ajanlığı ile suçlayan açıklamalar yaptıklarını, Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi El Mühendis cinayetini planlamakla suçladıklarını söyledi...”El Zübeydi sözlerini şöyle sürdürdü: “Gördüğünüz ve görüyor olduğunuz gibi siyasi akımlar, Bağdat’taki Vilayetil Fakih elçiliği veya Donald Trump Amca’nın elçiliğinden gelen son talimatlar ve emirler doğrultusunda sanki hiçbir şey olmamış gibi mecliste El Kazimi’ye güvenoyu verme konusunda hem fikir oldular. Bu bir tür irrasyonel bir tiyatro değil mi?”[08.05. 2020 El Arab] Ardından El Kazimi, tüm suçlamalara rağmen güvenoyu aldı! Buna ek olarak bu ayın ortasında gerçekleşmesi beklenen Amerika-Irak stratejik diyalog toplantısı tarafından yayınlanacak açıklamada, El Kazimi biraz “parlatılabilir”. “İki ülke, gelecekteki ilişkilerinin şartlarını belirlemek için önümüzdeki ayın ortalarında stratejik diyalog düzenlemeyi planlıyor...” [30.05.2020 El Cezire Wall Street Journal’dan alıntı]
6- Aynı güvenoyu oturumunda El Kazimi, hükümetini geçici olarak değerlendirdi ve erken seçim için çalışacağını belirtti. El Kazimi, “Hükümetinin öncelikleri arasında halkın gerçek taleplerini karşılamak için erken seçim yapmak olduğunu söyledi.” Bu, protestocuları ve muhalifleri memnun etme girişimidir. Bu yüzden sözlerine şöyle devam etti: “Adil ve dürüst seçim hazırlığı, her alanda devlet egemenliğinin pekiştirilmesini, öncelikle silahları, sadece devlet ve kolluk kuvvetlerinin güdümüne, Genelkurmay Başkanının komutasına verilmesini, ülkenin hesaplaşma arenasına dönüştürülmemesini, Irak topraklarının başkalarına saldırı için kullanılmasının engellenmesini gerektirir...” [07.05.2020 BBC] El Kazimi’nin güvenoyu alması, Amerika için önemli bir başarı ve sevindirici bir haberdi. ABD, Irak’taki nüfuzunu istikrara kavuşturmak ve meşruiyet kazandırmak için kurduğu rejimi istikrarlı hale getirmek istiyor. Bu nedenle ABD Dışişleri Bakanı (Mike Pompeo), Irak Başbakanı olarak parlamentodan güvenoyu alması nedeniyle tebrik etmek için Mustafa El Kazimi ile hemen telefon görüşmesi yaptı. 7 Mayıs 2020 tarihinde Pompeo, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bugün yeni Irak Başbakanı Mustafa El Kazimi ile harika bir görüşme yaptım. Irak halkının talep ettiği reformları uygulamak için şimdi acil ve sıkı çalışma yapılması geliyor. Irak halkının iyiliği için cesur gündemini gerçekleştirmesine yardım sözü verdim.” ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Morgan Ortagos yaptığı açıklamada, “ABD, yeni hükümeti desteklemek ve başarı için doğru koşulları sağlamaya yardımcı olma arzumuzun bir göstergesi olarak Irak’a 120 günlük elektrik muafiyeti uygulayacaktır...”dedi. [07.05.2020 Kona] Akabinde ABD Başkanı, El Kazimi ile telefonda görüştü. Beyaz Saray Sözcüsü Judd Deere, Trump’ın 11 Mayıs 2020 Pazartesi günü El Kazimi ile konuşarak hükümetin Irak Temsilciler Meclisi tarafından onaylanması vesilesiyle kendisini tebrik ettiğini açıkladı... Deere, “Trump, küresel Korona virüs pandemisi döneminde ABD’nin Irak’a olan desteğini dile getirdi ve IŞİD’in kalıcı yenilgisi konusunda Irak’la olan ortak çıkarları vurguladı. Trump, aynı zamanda, Irak halkının reform ve meşru erken seçim taleplerine kulak vermesi konusunda başbakanı teşvik etti” dedi. [12.5.2020 Reuters, El Hurra]
7- El Kazimi, ilk icraatı olarak 09 Mayıs 2020’deki ilk kabine toplantısında sözde Irak Terörle Mücadele Birimi’nin başına yeniden Abdül Vehhab El Saadi’yi atadığını açıkladı. El Kazimi gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kahraman kardeş Abdül Vehhab El Saadi’yi yeniden Terörle Mücadele Birimi’nin başına getirmeye karar verdik.” “Terörle Mücadele Güçleri, Irak ordusunun elit gücü olarak kabul edilir. Amerikan askerleri, eğitip donattı. 2014-2017’de üç yıl boyunca DAEŞ’e karşı savaşta mızrak başı görevi gördü...” [09.05.2020 Anadolu Ajansı] 11 Mayıs 2020’de Al Arabiya kanalı, Mustafa El Kazimi’nin sokağın taleplerini yerine getirmek için Abdül Vehhab El Saadi’yi yeniden Terörle Mücadele Birimi’nin başına getirdiğini bildirdi. Irak Terörle Mücadele Birimi, son derece Amerikan bağımlısıdır. “2017’in ortalarında bir Amerikan raporu, Terörle Mücadele Birimini ABD’nin Irak’ta yarattığı en iyi şey olarak tanımladı.” Washington Ortadoğu Politikası Enstitüsü raporuna göre ABD, Irak ordusuna bağlı bu birimi, ABD Özel Operasyon Kuvvetlerini işe almak için kullanılanlara benzer katı seçim ve eğitim kriterleri ile kurdu... [30.09.2019 Arabi21] Bir önceki kaynağa göre El Saadi, 2006 yılında istisnai olarak korgeneralliğe, sonra 2008’de de ABD ajanı El Maliki tarafından generalliğe terfi ettirilmişti. Bu, Amerika’nın bu Iraklı subaydan duyduğu memnuniyeti gösteriyor. Bu birim, devrimci Irak sokaklarının farkında olmadığı iki şeyden popülerliğini elde etmişti. Birincisi, Amerika, Terörle Mücadele Birimine protestocuları öldürmesini yasakladı. Amerika bu aynı yöntemi 2011’de Mısır’da da kullanmıştı. Mısır ordusu, göstericilere karşı güç kullanmama sözü vermiş, dolayısıyla göstericiler, Hüsnü Mübarek devrildikten sonra Mısır ordusunun askeri konsey kurmasına rıza göstermişti. Başka bir deyişle Amerika, herhangi bir değişime alternatif olmak için Irak Terörle Mücadele Birimi’nin “temiz” bir el olmasını istedi. İkincisi, Irak halkı, Adil Abdül El Mehdi’nin El Saadi’yi terörle mücadele görevinden alması (nakletmesi) nedeniyle onu Başbakan Abdül Mehdi rejimi muhalifi sandılar. Bu yüzden halk, El Saadi’yi bir alternatif olarak istedi. Aksi halde Irak gösterileri, Irak’taki hem İran hem de Amerikan etkisini şiddetli bir şekilde reddetmekteydi...
04 Aralık 2019 tarihli yayınımızda (soru-cevap) biraz bundan bahsettik: “2- Irak ile ilgili olarak: Amerika, neredeyse Irak’ı doğrudan perde gerisinden yönetiyor. Bağdat Büyükelçiliğinde görevli 16 bin personel, başta petrol ve güvenlik sektörü olmak üzere tüm Irak bakanlıklarının çalışmalarını yakından izliyor. Bağdat’taki Amerikan büyükelçiliği, dünyadaki en büyük büyükelçilik binasıdır. Irak’ta pek çok askeri üs var. En ünlüsü, Anbar’daki Ayn El Esed üssüdür... Geçtiğimiz ayın son haftasında Amerika, diplomatik trafiğini yoğunlaştırdı. 23 Eylül 2019’da Başkan Yardımcısı Pence, Ayn El Esed üssüne sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Amerikan Başkan Yardımcısının Irak ziyaretinden bir hafta sonra Amerika, 27 Eylül 2019’da ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley’yi Bağdat’a gönderdi. Bu, Amerika’nın gelişmeleri yakından takip ettiğinin bir kanıtıdır. Özellikle Irak, Amerika için çok hassastır... Amerikalılar tarafından kurulan ve en iyi askeri ekipmanla donatılan Terörle Mücadele Birimi’nin, protestolara baskı politikasından uzak durduğu görüldü. Görünüşe göre Tahrir Meydanı’ndaki protestocular, bu askeri gücü yozlaşmış politikacılardan bir kurtarıcı olarak görüyorlar. Göstericiler, Abdül Mehdi’nin istifasının ardından birimin komutanlarından General Abdulvehhab Es Saadi’nin büyük bir fotoğrafını taşıdılar. Çözümün kurgulanmasında rol oynamak için sanki protestocular, bu gücü kabul edebilirler gibi geliyor.”
8- Özetle, El Kazimi Amerika’nın Irak’taki uşağıdır.
A- Biyografisinde: Amerikan Al Monitor sitesinde Irak editörü olarak çalışması ve ABD-Irak ilişkilerinin kararlı bir şekilde güçlü olması gerektiğini savunması...
B- 2016 yılında İstihbarat Direktörü olarak atanması ve Wall Street Journal gazetesinin, ABD Dışişleri Bakanı’nın Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı David Schenker’den de aktardığı gibi Amerika’dan “iyi iş” çıkardı övgüsüne nail olması ve Başbakan olarak kendisiyle ortaklığın değerinin farkında olunması...
C- Sonra dostu Muhammed Bin Selman ile olan belirgin ilişkisi, özellikle de 2017 yılında eski Başbakan Haydar El Abbadi maiyetinde Suudi Arabistan’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında. Kendisini Amerikalılara hizmete adayan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ile uzun süre kişisel dostluk kurduğuna tanık olunması!
D- Kasım Süleymani ve El Mühendis suikastında Amerikalılar ile işbirliği yapma ve “Amerikan gündemini” uygulama suçlamasına maruz kalmasına rağmen doğrudan Amerikan desteğiyle, dolaylı olarak İran yanlısı partiler üzerinde İran baskı ile 7 Mayıs 2020’de parlamentodan güvenoyu alması. Bütün bunlar, Amerika’nın İran üzerinde faal bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Aleni yaşanan gerginlik, sadece göz boyamaktır!
E- Sonra 9 Mayıs 2020’de Abdül Vehhab El Saadi’nin yeniden Irak Terörle Mücadele Birimi Başkanlığı görevine getirilmesi. ABD askerleri bu birimdeki güçleri eğitip donatmıştır. “2017’in ortalarında Washington Ortadoğu Politikası Enstitüsü’nün yayınladığı Amerikan raporu, Terörle Mücadele Birimini ABD’nin Irak’ta yarattığı en iyi şey olarak tanımladı... [30.09.2019 Arabi21]
Bütün bunlar, El Kazimi’nin Amerika nazarında sahip olduğu “prestijin” boyutunu açıklıyor. Irak halkı, pişman olmadan ve artık pişmanlık için çok geç olmadan bunun farkında olmalıdır!
9- Tek bir sözle bitiriyorum ve diyorum ki, Irak’ın kurtuluşu, eski görkem ve üstünlüğüne kavuşup kayda değer bir devlet olması, Amerika, İngiltere ve diğer sömürgeci devletleri yenen büyük bir devletin merkezi haline gelmesi ancak üstünlüğünün kaynağına dönüşüyle mümkündür. Üstünlüğünün kaynağı, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletinin kuruluşu ile İslam’dır. Aziz ve Kaviyy olan Allah doğru söylemiştir:
وَلِلّٰهِ العِزَّةُ وَلِرَسُولِه وَلِلمُؤمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لا يَعلَمُونَ “Hâlbuki asıl üstünlük, ancak Allah’ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.”[Münafikun 8]
H.11 Şevval 1441
M.02 Haziran 2020