Soru-Cevap
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Soru:
Irak başbakanı Nuri El-maliki Cumartesi günü 31/12/2011'de Irak'ın Amerikan güçlerinin çekilmesini kutladığını açıkladı. Daha önce Amerika'nın çekilmesinden sonra Irak'ın durumunu görüşmek üzere Maliki 12/12/2011'de Amerika'ya iki günlük ziyarette bulunarak devlet başkanı Obama, yardımcısı ve Irak sorumlusu Bayden ve dışişleri bakanı Clinton ile görüşmüştü. 15/12/2011'de de Amerikan savunma bakanı Leown Banette, Amerikan güçlerinin Irak operasyonunun sona ermesiyle alakalı kararın uygulanacağını açıkladı. Bu münasebetle karar; Bağdat havaalanında küçük bir tören düzenlenerek Amerikan bayrağı indirilip yerine Irak bayrağı dalgalanarak kutlandı.
Bu kutlamalar hakkında görüş nedir? Ve Amerika gerçekten Irak'tan tam olarak çekildi mi? İstediği hedefleri gerçekleştirmede başarısız mı oldu, yoksa Irak'ta kurmak istediği nüfuzu gerçekleştirip faal bir güç ve tek bir devlet olarak Irak'ı yok ederek etkisiz hale getirdi mi? Bir de seçim için çekilmenin Obama'ya bir faydası var mı?
Cevap:
Şüphesiz işgalin sona ermesi için kutlama büyük bir şeydir. Çünkü Allah (Subhanehu ve Teala) kafirlerin Müslüman beldelerinde nüfuz sahibi olmalarını haram kılmış ve şöyle buyurmuştur: (وَلَنْ يَجْعَلَ اللَّهُ لِلْكَافِرِينَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ سَبِيلًا)(Allah, mü'minlerin aleyhine kâfirlere asla yol vermeyecektir.)Nisa 141 Bu durum; işgalin kökleri, ayakları ve yapraklarıyla; nüfuzu, fikirleri ve kanunlarıyla; yardakçıları, ajanları ve ekmeğine yağ sürenleriyle birlikte fiili olarak sona erdiği takdirde geçerlidir. İşte o zaman kutlamanın zafer ve kurtuluş tadı olacaktır. Allah (Subhanehu ve Teala) şöyle buyurmuştur: (وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ*بِنَصْرِ اللَّهِ)(O günde mü'minler sevineceklerdir. Allah'ın yardımı dolayısı ile...)Rum 4-5 Ancak işgal, adı ve cismiyle kalıyorsa ve adına değişiklik yapılıyorsa, o zaman kutlamanın zafer ve kurtuluş tadı olmaz.
Cevabın gerçeğine vakıf olabilmek için aşağıdaki hususları belirteceğiz:
1- Bilindiği gibi Amerika, Obama başkanlığında olan şu anki yönetim gelmeden önce Irak'tan çekilme kararını almıştı. Bu yüzden işgal kararını alan Bush başkanlığındaki eski yönetim, nüfuzunu sürekli olarak muhafaza edebilmesi için 17/11/2008'de Irak'a güvenlik anlaşması yapmasını mecbur kıldı. Bu anlaşmanın 24.üncü Maddesinin 1.inci fıkrasınca 2011'in sonuna doğru Amerikan güçlerinin çekilmesinin gerektiği geçiyordu. Şu anki yönetim ise sadece çekilme ile ilgili kararı uyguluyor. Bu çekilme kararı ise Obama'nın seçim kampanyasının birinci turunda Amerikan güçlerinin Irak'tan çekilmesini sağlayacağı şeklinde verdiği sözü uygulamak içindir. Nitekim verilen bu sözün Obama'nın seçimleri kazanmasında etkisi olmuştur. Fakat Obama bu anlaşmayı kendi imzalamadığı halde, onu seçim kampanyasında kullanmıştı. Zira o önümüzdeki yılda yapılacak seçimlerde tekrar seçilmesi için verdiği sözü tutma işi gelecek seçim kampanyasının gündemini oluşturdu.
2- Bu konuyu dikkatlice inceleyen, Amerika'nın direkt askeri şekil dışında Irak'tan nihai olarak ayrılmadığını görecektir. Zira o, Amerikan büyükelçiliği memurları ve anlaşmalı uzmanlar gibi kendine bağlı bir takım güçleri çeşitli gerekçeler altında orada konuşlandırdı. Ayrıca Irak güçlerini eğitmek, ona yardım etmek ve görevine başlaması için hazırlamak için eğiticiler de vardı. Bütün bu güçler haberlerde de geçtiği gibi Irak'ın dört üssünde bulunacaklardır.
Bu güçlerin büyükelçiliğin memurları veya eğiticiler adı altında bulunmasının sebebine gelince; Amerika'nın Irak halkının ekserisinin askeri güçlerin dokunulmazlığına karşı olduğunu görmesidir. O kadar ki parlamentoda bazı çevreler bu kararın geçilmesine oy vermeyeceğini açıklamıştır. Bunun üzerine Amerika, Maliki ve hükümetiyle birlikte desise yaparak eğitim gerekçesiyle sayısı 16.000 kişiye varan binlerce memur ve Amerikan büyükelçiliğiyle anlaşmalı uzmanlar ile birlikte yüzlerce askeri konuşlandırdı! Bu konu hakkında Fransız medyasının 13/12/2011 tarihli yayınlarında şunlar geçmektedir: ‘Dokunulmazlık meselesi kaypaklık yaparak çözülmüştür. ABD'nin Bağdat büyükelçiliği 16.000 kişiden oluşan dünyanın en büyük elçiliği olacaktır şeklinde yorumlayabiliriz.‘ Yani Amerikalılar istediklerini gerçekleştirdiler. O da değişik isimler altında diplomatik olarak bir takım şahısların dokunulmazlık hakkına sahip olmasını sağlamaktır. Böylece kendi programlarını uygulayarak az miktar hariç askeri güçlerin üniformayla çekilmesi ve sivil olarak çok büyük miktarda güçlerin kalmasını sağlamıştır. Bu hususta Irak'taki ajanları olan Maliki ve diğerleri de bilerek bu desiseleri onunla çevirdiler. Halbuki bunun planları Amerika'nın Bağdat'ta çalışan olarak bu sayıyı karşılayacak kadar dünyanın en büyük büyükelçilik inşa etmek istediğinden beri yıllar öncesi yapılmıştı. Bu nedenle casusluk için büyük bir merkez olmakla beraber bu büyükelçilik askeri Amerikan üssü sayılır. Çünkü o perde arkasından Irak'ın işlerini yönetecektir. Hatta kendisi desiseleri çevirecek ve Irak halkı arasında fitne ve bölücülük yayacaktır. Tıpkı işgalden bu yana yaptığı gibi. Bunun haricinde o, yüzlerce asker ve anlaşmalı uzmanları dört askeri üsde konuşlandıracaktır. Yani bunlar eğitici ve uzman adı altında bu dört üssü yöneteceklerdir!
3- Muhakkak ki Amerika; kendi hegemonyası ve nüfuzunu yaymak, kendine rakip olan batılı devletlerin nüfuzunu bertaraf etmek, bölgede bir üs olarak kullanmak, servetlerini çalmak, kendi nizam ve yaşam tarzına mecbur etmek, gücünü imha ederek ümmeti birleşmesi , Aziz ve Hakim olan Rabbinin hükmünü ikame etmek üzere güçlü bir dayanak noktası olmaması için Irak'ı işgal etmiştir. İşte bu yüzden dünyanın en büyük büyükelçiliğinde bu korkunç sayıdan oluşan anlaşmalı uzman ve memurları konuşlandırdı ve Irak'ı bir çok alanlarda güvenlik anlaşmaları ve stratejik ortaklık gibi anlaşmalara bağladı. Zira Amerikan başkan yardımcısı Josef Bayden Bağdat'a yaptığı ziyaret esnasında buna işaret ederek şöyle söyledi: ‘Bundan üç sene önce her iki devlet ikili stratejik ortaklığı olan bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma uzun vadeli olan yardımlaşma ve dostluk ilişkilerini tesis etmek üzere her iki devletin arzusunu vurguladı. Zira bu ikili stratejik ortaklığı olan anlaşma devamlı olup karşılıklı menfaate dayalı olan ilişkilerimizin üzerine kurulu olduğu esası temsil eder.' (Al-jazeraa 30/11/2011) Buna benzer bir söz de Obama'nın 12/12/2011'de Maliki ile birlikte yaptığı ortak basın toplantısında geçti: ‘Şüphesiz ABD Irak'tan en son Amerikan askeri çekildikten sonra Bağdat'ın güçlü ve daimi ortağı olarak kalacaktır.' Sözü geçen bu anlaşmanın 27.nci maddesinin 1.inci fıkrası şöyle geçiyor: ‘Irak'ı tehdit eden dış veya iç tehlike meydana gelip her hangi bir saldırıyla karşı karşıya kaldığında, onun egemenliğini veya siyasi istikrarını, onun toprak, su ve hava sahasının bütünlüğünü bozan yahut demokrat sistemini ve seçilmiş kurumlarını tehdit eden bir durum olduğunda, Irak hükümetinin talebi uyarınca, her iki taraf derhal stratejik görüşmeye başlarlar. Her ikisinin arasında varılan görüş birliğince bu tür tehditleri bertaraf etmek için ABD diplomat, askeri veya her hangi başka uygun seçenekleri uygulayacaktır.' Bu madde Amerikan ajanı her hangi bir hükümetle anlaşarak Amerika'nın askeri olarak müdahale etmesini kolaylaştırır. Böylece durumun gereği diye onunla anlaşır.
4- Sonunda Amerika Irak'ı yerle bir etti, ilkel çok eski çağlara gerilemiş ve zayıf bir hale getirdi, onun halkından yüz binlercesini katledip yaraladı, milyonlarcasını da evsiz bıraktı, aralarına fitne, ayrılık ve bölücü tohumları soktu ve onlara ülkenin parçalanmasına yol açacak küfür ve zararlı bir anayasa getirdi...ki bu anayasa ülke içinde bağımsız eyaleti ilan etme hakkını içeriyor ve Irak'ı kendisine bağlayan anlaşmalar, bu bağlılığı korumak ve Amerika'nın Irak'taki nüfuzunun devamlılığını ve hegemonyasını muhafaza etmek için kendi yetiştirdiği ajanlarla, yanı sıra Irak'ı kendisine bağlı kalması için birçok sorun ve problemler altında bıraktı. Nitekim Obama Irak'ın Amerika'ya olan bağlılığını ve tabiliğinin garanti olmasına ortaklık diyerek şöyle dedi: ‘Biz her iki ülkemizin arasında yeni ortaklık inşa ediyoruz. Ve savaşa son çatışma ile değil vatana doğru son bir süreç ile son veriyoruz.' Devamla: ‘Bu çok mükemmel bir iştir.' (A.F.B 15/12/2011)
5- İşin özü Amerika her ne kadar direnişçilerin güçlü darbelerine maruz kalarak unutamayacağı bir ders almış da olsa, fakat o Irak'taki hedeflerini gerçekleştirmiştir. Bu çizgiye göre Amerika; kendine tabi olacak şekilde bir sistem bıraktıktan sonra çekileceğini açıkladı, ülkeyi parçalayacak ve istikrarlılığını sarsacak küfür ve zararlı bir anayasa koydu, ülkeyi Amerikalılara bağlayan, onların inisiyatiflerine bırakan, bozuk yönetimlerinin tehdid altında gördükleri zaman ajanların kendisiyle işbirliği yapmasını meşrulaştıran bir takım güvenlik ve stratejik anlaşmalar ve bunun gibi diğer anlaşmalar yaptı. O her ne şekilde olursa olsun Amerikan nufuzunu korumak için 16.000 Amerikalıdan oluşan devasa bir büyükelçilik adı altında yarı askeri bir üs kurduktan sonra çekileceğini açıkladı, eğitici ve uzman adı altında varlığını dört üste sınırlı bıraktı. Bu büyükelçilik ve üsler casusluk için büyük bir merkezdir! Amerika'nın kökleri ve kolları Mezopotamya'dan koparılmadığı sürece çekilme tam olmaz.
6- Bütün bunlara rağmen Amerika; Irak'ta Rablerinden dolayı güçlü ve dinlerinden dolayı da izzetli adamların var olduğunu bilmektedir. Bunlara Irak'ta doğru ve ihlaslı bir yönetim eksiktir. İşte o zaman masa Amerika ve ajanlarının başına geçecek ve arkalarına bakmadan kaçacaklardır. Bu ise Allah'a güç değildir.