حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Almanca Konuşulan Ülkeler
Medya Bürosu
No: AL-BA-2023-MB-TR-01 |
H. 1 Rabi’-ul Âhir 1445 M. Pazartesi, 16 Ekim 2023 |
Almanya, Koşulsuz Dayanışmasıyla Tarihin Yanlış Tarafında Yer Alıyor!
7 Ekim 2023 ‘te mücahitler, Siyonistlerin yenilmez ordu mitini yerle bir ettikten sonra Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, “İsrail”in ve vatandaşlarının güvenliği Alman devlet politikasının paradigması olduğunu” duyurdu. Alman Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın Siyonist varlığı tarafında yer aldığını ve Alman Parlamentosu’ndaki (Bundestag) iktidar ve muhalefet partilerinin oy birliğiyle ““İsrail” ile tam dayanışma içinde olunması ve ona her türlü desteğin verilmesi” talebinde bulunduklarını vurguladı. Son günlerde ve kamuya açık etkinliklerde birçok üst düzey politikacı bu tutumun tam olarak ne anlama geldiğini açıkça ortaya koydu: Almanya, Siyonistlerin izlediği soykırım politikasına kayıtsız şartsız destek vermeli ve bunu gerekli her türlü araçla desteklemelidir. Filistinli Müslümanlara sempati duyulması, haklarına saygı gösterilmesi veya orantılı tepki ve tutum sergilenmesi çağrısı, Yahudi varlığının Filistinlilere karşı giriştiği savaşta yersizdir! Böylece, Federal Almanya Cumhuriyeti, İslam dünyasıyla ilişkilerinde son derece önemli bir dönüm noktasına girmiştir. Kurulacak Hilafet Devletinin suçlarından dolayı hesaba çekeceği düşman sömürgeci ülkelerin çemberine dahil olmuştur.
Şansölye Olaf Scholz, 12 Ekim 2023 tarihinde Alman Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, Almanya’nın Orta Doğu’daki çatışmaya doğrudan taraf olduğunu şu sözleriyle dile getirdi: “Böyle bir anda Almanya için tek bir taraf var: “İsrail”in tarafı. “İsrail”in ve vatandaşlarının güvenliği Alman devlet politikasının paradigmasıdır derken bunu kastediyoruz. Scholz, Netanyahu’dan “ihtiyacı olan her türlü destek konusunda” Almanya’yı bilgilendirmesini istedi. Bu aynı zamanda Almanya’nın Siyonistlerin Gazze halkına yönelik işlediği soykırımı askeri olarak desteklediğini de gösteriyor. Alman askerlerinin İsrail’in güvenliği için ölüp ölmeyecekleri gerektiğine dair tartışma bu tür söylemlerin yalnızca mantıksal sonucudur. Almanya Savunma Bakanlığı, Alman ordusunun iki adet Heron insansız hava aracı göndermesine ek olarak diğer askeri birlik ve malzemelerle Siyonistleri destekleyeceğini duyurdu.
Bu bağlamda Alman siyasi partilerin tam ve kalıcı olarak Siyonist varlığın yanında yer alınması konusunda mutlak fikir birliği içinde olmaları dikkat çekicidir. Alman Parlamentosunun oybirliğiyle kabul ettiği kararda şu ifadelere yer verildi: “İsrail” Devleti’nin varlığının kalıcılığı, Alman dış ve güvenlik politikasının temel ilkesi olarak anlaşılmalıdır... Bu nedenle, Orta Doğu’da “İsrail”in var olma hakkını sorgulayan veya “İsrail”in güvenliğini tehlikeye atan ve tehdit eden tüm güçlerle kararlı bir şekilde mücadele edilmelidir...” Böylece halkın sözde temsilcileri, akla gelebilecek her türlü çatışma senaryosunda Siyonistlerin çıkarları uğruna Almanya’yı feda etmeye hazır olduklarını beyan ediyorlar!
Devletin âli çıkarlarına yönelik bu yıkıcı vizyonun temel gerekçesi, her zaman Almanya’nın Nazi tarihine yapılan saplantılı göndermelerdir. Şansölye Olaf Scholz şunları söyledi: “Alman tarihi, Holokost’tan kaynaklanan sorumluluğumuz, “İsrail” Devleti’nin varlığını ve güvenliğini sağlamayı görevimiz haline getiriyor.” Egemen anlatıya göre Almanlarda Yahudilere karşı işledikleri suçlar kendilerini haklı çıkarmanın bir bahanesi haline gelmiştir! Bu mantığa göre son askerine kadar Yahudi varlığını körü körüne savunmadığı sürece Almanya’nın var olma hakkı yoktur! Siyonistlerin Gazze’de işlediği katliamlar ve Almanya’nın bunlara karşı izlediği tutum, bu sözlerin gerçekte ne anlama geldiğini ortaya koymuştur. “Almanların suçuna karşılık Müslüman kanı” anlamına geliyor. İşte Alman tutumunun anlamı budur!
Bu gerçekten hareketle Hizb-ut Tahrir, Almanya’yı kendi kaderiyle Yahudi varlığının kaderi arasında ilişki kurmaması gerektiği konusunda şiddetle uyarıyor. Alman hükümeti “İsrail”in güvenliğinden sorumlu olduğunu düşünüyorsa, sorumluluğun aynı zamanda hesap verebilirlik anlamına da geldiğinin farkına varmalıdır. Bu nedenle Hizb-ut Tahrir soruyor: Almanya, Siyonistlerin suçlarının sorumluluğunu üstlenmeye ve kaçınılmaz bir çatışmanın parçası olmaya gerçekten hazır mı? İslam ümmetinin Hilafet Devletiyle egemenliğini ve siyasi kararını yeniden elde etmesi an meselesidir. O zaman Ortadoğu’daki mevcut sömürge sistemi tepetaklak olacak ve yeryüzünden silinip atılacaktır.
أَلَا إِنَّ نَصْرَ اللهِ قَرِيب “İyi bilin ki, Allah’ın yardımı pek yakındır.” [Bakara 214]
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Almanca Konuşulan Ülkeler Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: |