حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Britanya
Medya Bürosu
No: BR–BA–2018–MB–TR–17 |
H. 20 Ramazan 1439 M. Salı, 05 Haziran 2018 |
İçişleri Bakanlığı, İngiltere’nin “Terör” ve “Aşırılık Yanlılarıyla Mücadele” Politikasını Güncelledi
4 Haziran 2018’de İngiltere İçişleri Bakanı Sajid Javid, “Terör” ve “Aşırılık yanlılarıyla mücadelede” geliştirdiği yeni stratejisini açıkladı.
Çok sayıda Müslüman topluluğun Yasak politikasından şikâyetçi olmasına, iptal edilmesi ya da yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulunmasına rağmen İngiliz hükümeti, politikanın ya da İngiltere dâhil olmak üzere dünyadaki şiddet nedenlerinin tartışma ve müzakereye açık olmadığını belirtti. Gerçekten de İngiliz hükümeti, hayatı İslam ve Müslümanlar için yaşanmaz hale getirmeyi planlamaktadır. İçişleri Bakanının açıkladığı bu yeni strateji, Blair hükümetinin yürürlükten kaldırılan çok kültürlülük politikasıyla ve Cameron hükümetinin de kas liberalizmi politikası ile uyum ve insicam içerisindedir.
Hükümetin bu “yeni” stratejisi, güvenlikleştirme bahanesiyle kamufle edilmeye devam ediliyor. Gerçekte ise bu strateji şiddeti değil, İslami kimliği hedef alıyor. Bu strateji, dünyadaki şiddet ve istikrarsızlıktan, başarısız laik liberal ideoloji, ötekileştirmesi, denizaşırı sömürgecilik açgözlülüğünü değil de İslami düşünce ve değerlerin sorumlu olduğu yanlış anlatısını daha da pekiştiriyor.
Günümüzün bilgi dünyasında, kapitalist ülkelerin işlediği suçlar gözler önündedir. Dolayısıyla bakışları başka yöne saptırmak ve liberal elitin en çok korktuğu şey üzerine odaklanmaya çalışmak çaresizliktir, hoyratça bir girişimdir. Sıradan insanlara baskı ve sefaletlerinin bir yolu olarak İslam’ı adres göstermektir.
Ne Sajid Javid ne de onun liberal meslektaşları İslami düşüncelere ve değerlere meydan okuyamazlar. Daha kendi laik değerlerini bile savunmaktan acizler. Onun için İslami kimliğe sımsıkı sarılan Müslüman toplulukları karalamak için şaşırtma ve aldatma yöntemine başvuruyorlar. Bugün laiklik, diyet yapsa da medya ve eğitim kurumları zorla bir şeyleri dayatıyorlar. Korkak liberaller, açıkça ve dürüstçe tartışma yapmaktan kaçıyorlar. Zorla dayatılan laik öğretilerini iyice dayatmak için çalışıyorlar. Laik liberalizmi insanlık ideolojisi olarak görmeyenlere zorla gıda takviyesi yapıyorlar.
İngiltere’de yirmi yıldır gittikçe artan güvenlik stratejisi gözden geçirildiğinde, şunlar görülür:
1- Yasak politikası, şiddetten ziyade “İslam’ı önlemeye” yönelik bir politika olmayı sürdürüyor.
2- Güvenlik tehdidi bahanesiyle şüpheli bir ortam yaratılarak, İslam ve Müslümanlar yaftalanarak bu politikanın uygulanmasına devam ediliyor.
3- Hükümet, güvenlik ajandasının bir parçası olarak gelecekte “Entegrasyon Stratejisi” ni kullanmayı amaçlıyor. Öneri ve tekliflerde açıkça İslam ve Müslümanlar hedefte ve dini eğitimi kontrol altına alma girişimleri var. İslam’ı egemen laik dünyaya uydurmak için güncelleme propagandası yapılıyor.
4- Yasak politikası, tutarsızlıklar, yanlış düşünce ve belirsiz tanımlarla dolu. Politik amaçlara ulaşmak için bunlar kolayca manipüle edilebilir.
5- İddia edilen politikanın aksine Yasak politikası, önemli siyasi meselelerde Müslümanlar arasında okullarda, üniversitelerde ve camilerde yapılacak etkili tartışmaları frenliyor. Bu boşluğu doldurmak için art niyetli kişilere kapıları ardına kadar aralıyor.
6- Politika, gittikçe artan bir şiddet iklimi yaratırken, içeride ve dışarıda hükümetin izlediği politikaları görmezden gelmeye devam ediyor. Bu politika, ya görmezden geliyor ya da “zulüm hissiyatını “ küçümsüyor.
Bu anlayışla Müslümanlar seslerini şu şekilde duyurmalıdır:
A- Yasak politikasının ardındaki gerçek gündem, “aşırılık yanlılarına karşı mücadele” stratejisi ve gelecekteki “Toplulukların Entegrasyonu Stratejisi” hakkında insanları haberdar etmeyi sürdürmeliyiz. Ki bu strateji her şeyden önce İslam’ı önlemeyi amaçlıyor. Bu strateji, dünyaya adaleti getirecek ve sömürge hegemonyasını sona erdirecek olan İslam’ın yükselişini önlemek için laik kapitalistlerin küresel çabalarının İngilizlerden tarafından dışavurumudur.
B- Bu tür politikalardan amacın sahte güvenlik politikası kılıfı altında İslami kimliğe meydan okumak olduğu gerçeğini kamuoyuna ifşa etmek için her tarafta tartışmalar yapmalıyız. Gayrimüslimleri İslami inancı benimsemeye zorlamayan İslam’ın aksine laik strateji, yalnızca yasalarına değil, laik inancına da uymak için vatandaşlarına baskı yapıyor.
C- Toplumun her kesiminde, özellikle de bu politikanın uygulanmasında hükümetin ön safında yer alacak olan yetkililer arasında baskıcı, bölücü, ayrımcı bu politikayı tartışmaya açmalıyız. Bu politikalar, topluluklar, eğitimciler, sağlık çalışanları, sosyal hizmet uzmanları ve yerel yetkililer arasındaki ilişkilere zarar vermiştir ve vermeye de devam edecektir. Bu politikalar, Fransa’da olduğu gibi toplumun parçalanmasına yönelik bir reçetedir, bir arada yaşayan toplulukları birbirine kaynaştıran bir politika değildir.
D- İslami kimliğimize meydan okumanın tedavisinin, İslami düşünce ve değerleri savunmak değil, onlara teşvik edecek yol ve yordamı artırmak olduğunu anlamalıyız. İslam sadece Müslümanlar için iyi bir hayat biçimi sunmaz, aynı zamanda bugünün sorunlu dünyasında alternatifsizlik yaşayanlar için de gerçek bir örneklik teşkil eder.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir Britanya Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: (+44) 070 74 – 19 24 00 www.hizb.org.uk |
E-Mail: media@hizb-ut-tahrir.info / press@hizb.org.uk |